top of page

Birleşik Krallık Girişim Sermayesi Ekosistemi

Updated: Dec 27, 2024

Girişim sermayesi (VC) fonları, yüksek büyüme potansiyeline sahip yenilikçi şirketlerin erken aşamalarından itibaren finansman sağlayarak büyümelerini destekleyen bir öz sermaye finansmanı türüdür. Bu fonlar, şirketlerin fikir aşamasından itibaren gelişimlerini hızlandırmak, ürünlerini ticarileştirmek ve pazar paylarını genişletmek için gerekli finansal desteği sunmaktadır. Erken aşamada sağlanan bu sermaye, şirketlerin Ar-Ge çalışmalarını sürdürmesine, operasyonlarını büyütmesine ve uzun vadede sürdürülebilir bir büyüme ivmesi yakalamasına olanak tanımaktadır.



Birleşik Krallık, yenilikçi girişimciler ve güçlü iş fikirlerine sahip kurucular için verimli bir ekosistem sunmaktadır. VC fonları ve yatırımcılar, bu ekosistemin temel taşı olarak, girişimlerin fikir aşamasından başlayarak araştırma, geliştirme ve ticarileştirme süreçlerinde kritik bir rol oynamaktadır. Sağlanan finansman ve stratejik destek sayesinde şirketler, yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirerek rekabetçi iş modelleri oluşturmakta ve küresel pazarda güçlü bir yer edinebilmektedir. Bu dönüşüm, yalnızca ekonomik büyümeyi desteklemekle kalmamakta, aynı zamanda ülke genelinde yeni istihdam alanları yaratmakta ve inovasyonu teşvik ederek Birleşik Krallık’ın tüm bölgelerinde fırsat eşitliğini güçlendirmektedir.


Bununla birlikte, Birleşik Krallık’ın girişimcilik ekosisteminde iyileştirilmesi gereken yapısal sorunlar da bulunmaktadır. Başlıcası erken aşama yatırımlardan sonraki süreçte, büyümeyi hedefleyen genç şirketlerin ihtiyaç duyduğu sermaye desteği büyük ölçüde yurtdışından, örneğin ABD gibi ülkelerden sağlanmaktadır. Bu durum, Birleşik Krallık’taki geç aşama yatırım eksikliğini gözler önüne sermektedir.


Küresel teknoloji piyasasında rekabetin giderek arttığı bir ortamda, Birleşik Krallık’ın uluslararası yetenekleri çekmek, yenilikçiliği desteklemek ve en iyi altyapıyı sağlamak adına doğru çerçeveleri oluşturması kritik öneme sahiptir. Bu çabalar, yalnızca şirketlerin ülkede kalmasını sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda girişimcilik ekosisteminin daha rekabetçi bir yapıya kavuşmasına katkıda bulunacaktır.


Birleşik Krallık hükümeti, girişimcilik ve yenilikçiliği destekleyen bir ortam oluşturma yönündeki kararlılığını sürdürmektedir. Hazine Bakanı Rachel Reeves, ilk bütçe toplantısında hükümetin, girişimcilik ekosistemini ve girişim sermayesi sektörünü desteklemeye yönelik çalışmalarına devam edeceğini belirtmiştir. Reeves, “Birleşik Krallık’ta girişimciliği teşvik eden olumlu bir ortamı desteklemek adına lider girişimciler ve girişim sermayesi şirketleriyle yakın iş birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullanmıştır.


Bu kapsamda hükümet, Birleşik Krallık’taki spin-out ekosistemine verilen desteği artırmış, Ar-Ge fonlamalarını genişletmiş ve Mansion House konuşmasında duyurulan British Growth Partnership” gibi inisiyatiflerle önemli adımlar atmıştır. Ancak, özellikle ölçeklenme sürecindeki genç şirketlerin finansmana erişimini kolaylaştırmak ve büyümelerini desteklemek için atılması gereken daha pek çok adım bulunmaktadır.


Bakanın konuşmasında duyurduğu reformlar, emeklilik fonları yatırımları ve BVCA’nın Yatırım Anlaşması gibi girişimler aracılığıyla ölçeklenme aşamasındaki şirketlere yatırımı artırma potansiyeline sahiptir. Bu hedefe ulaşmak, hükümet, politika yapıcılar ve sektörün kararlı ve uyumlu çalışmalarıyla mümkün olacaktır. Amaç, Birleşik Krallık’taki şirketlerin, ABD’li muadilleriyle eşit düzeyde finansmana erişebilmesini sağlamaktır.


Bu çalışma, Birleşik Krallık VC ekosisteminin mevcut durumunu, karşılaşılan yapısal zorlukları ve bunların çözümüne yönelik politika önerilerini ele alacaktır. Erken aşamadan büyüme aşamasına geçişte karşılaşılan finansman açığı, yerel ve küresel yatırım ortamının dinamikleri ve girişim sermayesinin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi detaylı bir şekilde incelenecek, aynı zamanda ekosistemi güçlendirmeye yönelik potansiyel reform alanlarına odaklanılacaktır​.


A.    Birleşik Krallık’ta VC’lerin Konumu

Birleşik Krallık, son on yılda VC ekosisteminde küresel bir merkez olarak kendini konumlandırmıştır. Brexit sonrası ortaya çıkan ekonomik zorluklara ve küresel piyasalardaki dalgalanmalara rağmen, ülke, girişimcilik ve inovasyon alanında önemli bir çekim merkezi olmaya devam etmektedir. Günümüzde Birleşik Krallık, küresel VC yatırımlarının A VC ekosistemini daha güçlü hale getirmek için yapısal iyileştirmelere ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle hükümet, düzenleyiciler ve yatırımcılar arasındaki iş birliğinin artırılması, ölçeklenme süreçlerinde karşılaşılan finansman engellerinin aşılmasına katkı sağlayacaktır. Ayrıca, yerel emeklilik fonlarının daha aktif katılımı, yerli yatırımcı tabanının güçlenmesine ve ülke ekonomisine olan katkının artmasına zemin hazırlayacaktır.


Birleşik Krallık VC ekosistemi, sunduğu geniş fırsatlar, inovasyon odaklı yapısı ve stratejik yatırımlarıyla küresel rekabetçiliğini sürdürmektedir. Ancak, mevcut potansiyelin tam anlamıyla hayata geçirilebilmesi için finansman erişiminin kolaylaştırılması, yerli yatırımcı katılımının artırılması ve ölçeklenme aşamasındaki şirketlere daha fazla destek sağlanması gerekmektedir. Bu doğrultuda atılacak adımlar, ülkenin uzun vadeli büyümesine ve küresel inovasyon liderliğini pekiştirmesine katkıda bulunacaktır.


                 i.          Sermaye Kaynakları ve Yatırımcı Profili

Birleşik Krallık VC fonlarının sermaye kaynaklarına bakıldığında, dikkat çekici bir çeşitlilik göze çarpmaktadır. 2019-2023 yılları arasında toplanan fonların %41’i “diğer yatırımcılar” kategorisinden gelirken, %9’u emeklilik fonları, %8’i kurumsal yatırımcılar ve %6’sı özel bireylerden sağlanmıştır. Özellikle emeklilik fonlarının bu alandaki payının düşük kalması, önemli bir büyüme potansiyeline işaret etmektedir.

  • VC Fonlarının Yatırımcılara Göre % Dağılımı (2019-2023)

Kaynak: BVCA
Kaynak: BVCA

Fransa ve Almanya gibi Avrupa ülkelerinde yerel yatırımcılar, VC fonlarının toplam sermayesinin %70’inden fazlasını sağlamaktadır. Buna karşılık, Birleşik Krallık’ta bu oran yalnızca %40 seviyesindedir. Bu durum, ülke içinde yerli sermaye katılımının artırılması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Özellikle emeklilik fonlarının girişim sermayesi yatırımlarına daha fazla yönlendirilmesi, hem yatırımcılara uzun vadeli yüksek getiri sağlama hem de ülke ekonomisinin yenilikçi büyümesini destekleme açısından büyük bir fırsat sunmaktadır.


Birleşik Krallık, Avrupa’da girişim sermayesi yatırımlarının lideri konumundayken, bu başarıyı sürdürülebilir hale getirmek için yerli yatırımcıların katılımını artırmak ve ölçeklenme aşamasındaki şirketleri desteklemek büyük önem taşımaktadır.


               ii.          Ölçeklenme Zorlukları

BVCA’nın son raporlarına göre, Birleşik Krallık’ta VC destekli şirketlerin %85’i erken aşamadaki işletmelerden oluşmaktadır. Bu veri, Birleşik Krallık’ın girişimcilik alanında güçlü bir erken aşama ekosistemine sahip olduğunu göstermektedir. İngiltere bu nedenle, genç girişimciler ve yenilikçi fikirler için önemli bir başlangıç merkezi olmaya devam etmektedir. Ancak, bu veriler aynı zamanda önemli bir yapısal soruna işaret etmektedir: Şirketlerin Seri A ve Seri B aşamalarını başarıyla tamamladıktan sonra ölçeklenme için ihtiyaç duydukları geç aşama finansmana erişimde zorluklar yaşanmaktadır.


Bu durum, özellikle global rekabetin hız kazandığı bir ortamda, Birleşik Krallık şirketlerinin büyüme potansiyelini sınırlayabilir ve uzun vadeli rekabet gücünü zayıflatabilir. Fransa gibi ülkelerde VC fonlarının sayısının Birleşik Krallık’a kıyasla %50 daha fazla olması, diğer ülkelerin girişimcilik ekosistemini daha hızlı ve etkin desteklediğini göstermektedir. Bu bağlamda, Birleşik Krallık’ın ilk kez fon yöneten yatırımcılar için daha erişilebilir bir ortam yaratması kritik önemdedir. Hükümetin düzenleyici engelleri azaltarak, kamu yatırım programları aracılığıyla sermaye sağlama ve kurumsal yatırımları teşvik etme yönünde adımlar atması gerekmektedir.


B.    VC’lerin İstihdama Katkısı

VC destekli işletmeler, Birleşik Krallık ekonomisinin önemli bir bileşeni konumundadır. 2023 yılı itibarıyla, VC firmaları tarafından desteklenen 8.000’den fazla işletme faaliyet göstermekte ve toplamda 315.000 kişiye istihdam sağlamaktadır. Bu rakam, Birleşik Krallık’taki toplam iş gücünün yaklaşık %1’ine denk gelmektedir. Bölgesel olarak bakıldığında, bu istihdamın üçte ikisi Londra’da yoğunlaşmıştır. Londra’da 209.000 kişi girişim sermayesi destekli şirketlerde çalışırken, bu bölgeyi 21.000 kişiyle Güney Doğu ve 17.000’er çalışanla Doğu İngiltere ve Batı Midlands takip etmektedir.


VC destekli şirketler ülke geneline yayılmış durumdadır. Kuzey Batı bölgesinde 12.000 kişi, Güney Batı’da 16.000 kişi, İskoçya’da 9.000 kişi ve Kuzey Doğu’da 5.000 kişi bu şirketlerde çalışmaktadır. Galler’de 4.000 çalışan bulunurken, Yorkshire ve Humber bölgesinde 6.000 kişiye istihdam sağlanmaktadır. Buna karşılık, Doğu Midlands gibi bazı bölgelerde VC destekli istihdamın daha sınırlı olduğu gözlemlenmektedir (3.000 çalışan). Kuzey İrlanda ise 2.000 kişilik bir istihdam hacmiyle VC ekosisteminde yer almaktadır. Bu veriler, girişim sermayesi yatırımlarının ekonomik faydalarının ülkenin farklı bölgelerine yayılmakla birlikte, bazı bölgelerde yoğunlaşma gösterdiğini ortaya koymaktadır.



  • VC Destekleri Firmaların Bölgesel İstihdam Sayıları

Kaynak: BVCA
Kaynak: BVCA

VC destekli işletmeler, ürün ve hizmetleriyle ekonominin farklı sektörlerinde faaliyet göstermektedir. Tüketici ürünlerinden teknolojiye, yaşam bilimlerinden üretim sanayine kadar geniş bir yelpazede yenilikçi çözümler sunan bu şirketler, sıklıkla öncü konumda yer almaktadır. Örneğin; Lucky Saint gibi tüketici ürünleri üreten markalar ve Oxford Nanopore Technologies gibi yaşam bilimleri şirketleri, farklı alanlarda yenilikçi ürünler geliştirerek büyümeye devam etmektedir. Teknoloji sektörü ise VC yatırımlarının oransal olarak en fazla yönlendirildiği alanlardan biridir. Pragmatic Semiconductor gibi teknoloji şirketleri, ülkenin bu alandaki öncü rolünü güçlendiren örnekler arasında yer almaktadır.


Birleşik Krallık’ın teknoloji ekosistemi, VC yatırımlarında önemli bir yer tutmakta ve Avrupa genelinde lider konumda bulunmaktadır. Ülkede, iki veya daha fazla “unicorn” şirketin bulunduğu sekiz kent yer almaktadır. Manchester, Cambridge, Edinburgh, Leeds, Nottingham, Oxford, Bristol ve Londra bu kentler arasında yer almakta olup, inovasyon ve teknoloji alanındaki başarılarıyla öne çıkmaktadır. Bu şehirlerdeki girişim sermayesi destekli işletmeler, bölgesel kalkınmaya önemli katkılar sağlamakta ve yetenekli iş gücünün ülke genelinde dağılımını teşvik etmektedir.


VC destekli şirketler, Birleşik Krallık’ın ekonomik büyümesine ve istihdam yaratımına önemli bir katkı sunmaktadır. Ülke genelinde 315.000 kişiye istihdam sağlayan bu işletmeler, sadece ekonomik katkı sağlamakla kalmamakta, aynı zamanda yenilikçi çözümlerle global rekabet gücünü artırmaktadır. Londra, Güney Doğu ve Batı Midlands gibi bölgelerde yoğunlaşan bu ekosistem, diğer bölgelere yayılma potansiyeline de sahiptir. VC yatırımlarının bölgesel çeşitliliği artırarak daha dengeli bir büyüme sağlaması, uzun vadede ülkenin ekonomik sürdürülebilirliğine önemli katkılar sunacaktır.


C.    Sektörel Dağılım

Teknoloji odaklı sektörler, Birleşik Krallık’ta VC yatırımlarından en büyük payı almaktadır. 2023 yılı verilerine göre, VC yatırımlarının %16’sı uygulama yazılımı alanına yönelmiştir. Bu sektörü, %8 oranla “Software as a Service” (SaaS) takip etmektedir. Bu iki alan, yatırımcılar için ölçeklenebilir yapıları ve tekrarlayan gelir modelleri sayesinde öne çıkmaktadır. Ancak, son yıllarda bu sektörlerin pazar payında bir düşüş gözlemlenmektedir. Bunun başlıca nedeni, yapay zeka, cleantech ve finansal teknoloji fintech gibi sektörlerde son yıllarda yaşanan hızlı büyümedir.


Cleantech ve veri analiz alanları, 2023’te VC yatırımlarının %7’sini alarak yenilikçi ve sürdürülebilir büyümenin itici güçleri arasında yer almıştır. Bu sektörler, çevresel sürdürülebilirliği artıran çözümler sunarak Birleşik Krallık’ın küresel rekabet gücünü korumasında kritik bir rol oynamaktadır. Fintech ve sigorta teknolojileri gibi sektörler ise yatırımların %5 ila %6’sını çekerek ekonomik dönüşüme katkı sağlamaktadır. Öte yandan yapay zeka alanı, son yıllarda önemli bir büyüme göstermekte ve girişim sermayesi yatırımlarının %5’ini oluşturmaktadır.


  • VC Yatırımlarının Sektörel Dağılımı

ree

Birleşik Krallık’ın teknolojik büyümesi, yalnızca mevcut sektörlerle sınırlı kalmamakta; AI ve deep tech gibi geleceğin teknolojilerine dayalı sektörlere de odaklanmaktadır. Beauhurst verilerine göre, Londra, AI ve deep tech yatırımlarında ülkenin ana merkezi konumundadır. Bu kent, uluslararası yetenekleri ve sermayeyi çekerek yenilikçiliğin odağı haline gelmiştir. Ülke genelinde inovasyonu teşvik etmek için Birleşik Krallık'ın, uluslararası fon yöneticilerini ülkede ofis açmaya teşvik etmesi kritik önem taşımaktadır. BVCA verileri, Birleşik Krallık merkezli fon yöneticilerinin, yalnızca yurtdışında bulunan fon yöneticilerine göre Londra dışında yer alan bölgelere yatırım yapma olasılığının iki kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Bu durum, Londra dışında gelişmekte olan teknoloji merkezlerine daha fazla yatırım çekilmesini sağlayarak ülke genelindeki teknolojik ekosistemi güçlendirecektir.


Diğer taraftan, British Business Bank’ın araştırmasına göre, Birleşik Krallık, yaşam bilimleri yatırımlarında ABD ile kıyaslandığında önemli bir finansman açığı yaşamaktadır. GSYH bazında karşılaştırıldığında, ABD bu alanda %59 daha fazla yatırım çekmektedir. Benzer şekilde, Ar-Ge yoğun sektörlerde bu fark %41, deep tech alanında ise %27 seviyesindedir. Bu sektörlerin gelişimi, büyük miktarda sermaye, teknik uzmanlık ve yetenekli iş gücü gerektirdiği için Birleşik Krallık’taki girişimlerin ölçeklenme süreçlerinde zorluklara neden olmaktadır.


Birleşik Krallık, yaşam bilimleri, deep tech ve yapay zeka alanındaki gelişmelerle küresel inovasyon yarışında önemli bir oyuncu olarak yer almak için büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla hayata geçirilebilmesi için, bölgesel teknoloji ekosistemlerinin güçlendirilmesi, teknik yeteneklerin ülke içinde tutulması ve uluslararası sermayenin bu sektörlere yönlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle, Londra dışındaki teknoloji merkezlerinin büyümesi, ulusal inovasyon kapasitesini artırarak Birleşik Krallık’ın uzun vadeli rekabet gücüne katkı sağlayacaktır.


VC yatırımlarının çok farklı sektöre dağılımı, hem mevcut güçlü sektörlerin büyümesini sürdürmekte hem de yenilikçi alanlarda yeni fırsatlar yaratmaktadır. Uygulama yazılımı, SaaS, cleantech, fintech ve AI gibi alanlar, Birleşik Krallık’ın ekonomik dönüşümünü yönlendiren ana sektörler arasında yer almaktadır. Bu sektörlere sağlanan VC desteği, yalnızca ekonomik büyüme yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda geleceğin teknolojilerini bugünden inşa ederek ülkenin küresel liderlik pozisyonunu güçlendirmektedir.


D.    Üniversite Spinout Ekosistemi

Üniversite kaynaklı spinout şirketler, Ar-Ge faaliyetlerinin ticarileştirilmesi ve yenilikçi teknolojilerin hayata geçirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Özellikle deep tech, biyoteknoloji ve sağlık teknolojileri gibi yüksek büyüme potansiyeline sahip sektörlerde, üniversiteler tarafından desteklenen bu şirketler, Birleşik Krallık’ı Avrupa’da lider bir inovasyon merkezi haline getirmektedir.


2023’ün ikinci yarısı ile 2024’ün ilk yarısını kapsayan dönemde en fazla yatırım anlaşması yapılan sektör, 97 anlaşma ile uygulama yazılımı olmuştur. Bunu 90 anlaşma ile ilaç sektörü ve 69 anlaşma ile biyoteknoloji takip etmektedir. Tıbbi cihazlar, elektronik donanım, veri analizi ve yapay zeka gibi alanlar da sırasıyla 66, 60 ve 57 yatırım anlaşması ile dikkat çekmektedir. Cleantech, klinik tanı araçları ve araştırma odaklı araçlar da önemli ölçüde sermaye çekerek büyümeye devam etmektedir.


  • Spinout’lar İçerisinde En Fazla Yatırım Anlaşması Yapan Sektörler

ree

Birleşik Krallık’taki üniversiteler, spinout şirket ekosisteminde başı çekmektedir ve ülkenin önde gelen akademik kurumları, dünya çapında inovasyon merkezleri olarak konumlanmıştır. 2023 yılında spinout şirketleriyle en fazla yatırım anlaşması gerçekleştiren kurum Oxford Üniversitesi olmuştur ve toplamda 62 işlemle lider konumdadır. Oxford’u 45 anlaşma ile Cambridge Üniversitesi, 28 anlaşma ile Imperial College London takip etmektedir. Bu üç kurum, yalnızca Birleşik Krallık’ta değil, küresel ölçekte de bilimsel araştırmaları ekonomik değere dönüştürmede öncü rol oynamaktadır.


  • Yatırım Sayılarına Göre Spinout’ların Çıkış Yaptığı Kurumlar

ree

Bristol Üniversitesi, Sheffield Üniversitesi ve Edinburgh Üniversitesi gibi diğer önde gelen kurumlar ise sırasıyla 26, 17 ve 17 anlaşma ile Birleşik Krallık’ın yenilikçilik kapasitesine önemli katkılarda bulunmuştur. Ayrıca, University College London, Royal College of Art ve Newcastle Üniversitesi 15’er anlaşma ile dikkat çekmiştir. İskoçya’dan University of Strathclyde ise 14 yatırım anlaşması ile ülkenin güçlü bölgesel inovasyon ekosistemini desteklemektedir. Bu veriler, özellikle İskoç üniversitelerinin son yıllarda artan bir ivmeyle spinout faaliyetlerinde daha fazla görünürlük kazandığını ortaya koymaktadır.


                 i.          Yatırımcı Profili ve Globalleşme

2021’den bu yana, spinout şirketlerin yatırımcı kompozisyonunda önemli bir değişim yaşanmaktadır. 2020 yılında yalnızca Birleşik Krallık merkezli yatırımcılar tarafından desteklenen anlaşmaların oranı %81 iken, bu oran 2023 yılında %63,4’e düşmüştür. Bu değişim, uluslararası yatırımcıların Birleşik Krallık inovasyon ekosistemine olan ilgisinin arttığını göstermektedir. Ancak bu durumun çift yönlü bir etkisi bulunmaktadır: Uluslararası yatırımcıların varlığı, spinout şirketler için küresel pazarlara erişimi kolaylaştırırken, aynı zamanda kritik yeteneklerin ve fikri mülkiyet haklarının yurtdışına taşınma riskini de beraberinde getirmektedir.


Bunun bir yansıması olarak, 2014 yılından 2024’ün ilk yarısına kadar geçen dönemde Birleşik Krallık kaynaklı spinout şirketlerinin gerçekleştirdiği 32 halka arzın 11’i Nasdaq borsasında listelenmiştir. Bu durum, Birleşik Krallık’ta geliştirilen teknolojilerin uluslararası pazarda önemli bir ilgi gördüğünü gösterse de ülke içindeki ekonomik katkının sürdürülebilirliği açısından bir denge sağlanması gerektiğini ortaya koymaktadır.


Birleşik Krallık’ın üniversite spinout ekosistemi, Ar-Ge’nin ticarileştirilmesi ve yenilikçi teknolojilerin ekonomiye entegre edilmesinde kritik bir role sahiptir. Uygulama yazılımı, ilaç ve biyoteknoloji gibi sektörler başta olmak üzere, tıbbi cihazlar, yapay zeka ve temiz teknoloji gibi alanlar önemli bir büyüme göstermektedir. Oxford, Cambridge ve Imperial College London gibi dünya çapında tanınmış üniversiteler bu alanda lider konumda bulunurken, İskoç üniversitelerinin ve bölgesel kurumların artan performansı, ülke genelinde güçlü bir inovasyon ekosistemi oluştuğunu göstermektedir. Ancak, uluslararası yatırımcıların artan rolü, yetenek ve IP haklarının ülke dışına çıkma riskini doğurduğundan, bu ekosistemin sürdürülebilirliği için Birleşik Krallık hükümeti ve yerli yatırımcıların daha fazla destek sağlaması gerekmektedir.


E.    Bölgesel VC Yatırımları

VC yatırımları, Birleşik Krallık genelinde ekonomik büyümenin ve inovasyonun itici gücü olmaya devam etmektedir. Ancak, bu yatırımların dağılımında coğrafi farklılıklar göze çarpmaktadır. Başta Londra olmak üzere bazı bölgesel merkezler, inovasyon ekosistemleri açısından önemli bir odak noktası haline gelmişken, diğer bölgeler bu seviyedeki yatırımı çekmekte zorlanmaktadır.


Londra, %51 oranla girişim sermayesi destekli şirketlerin en yoğun olduğu bölge olarak açık bir lider konumdadır. Başkentin, Birleşik Krallık’taki girişim sermayesi firmalarının yaklaşık %80’ine ev sahipliği yapması, yetenek ve kaynakların buraya yoğunlaşmasını sağlamaktadır. Londra’nın ardından, Güney Doğu %8 ve Doğu İngiltere %9 oranında şirketleri destekleyerek VC yatırımlarında ikinci ve üçüncü sırayı almaktadır. Güney Doğu’nun Oxford ve Cambridge gibi şehirleri, bilim ve teknoloji odaklı ekosistemleri sayesinde yoğun yatırım çeken bölgeler olarak öne çıkmaktadır.


  • VC Destekli Firmaların Bölgesel Dağılımı

Kaynak: BVCA
Kaynak: BVCA

Cambridge, özellikle bilim ve teknolojiye odaklanan ekosistemiyle dikkat çekmektedir. “Cambridge Kümesi” olarak adlandırılan bu bölge, yoğun bilimsel araştırma ve yenilikçi şirketleriyle sıkça ABD’deki Silikon Vadisi ile karşılaştırılmaktadır. Nüfus yoğunluğuna kıyasla yüksek düzeyde yetenek ve yatırım çekmesi, bilgi odaklı ekosistemlerin değerini ortaya koymaktadır. Benzer şekilde, İskoçya’da Edinburgh, güçlü spinout şirketleri ve üniversite destekli girişim ekosistemi sayesinde %7’lik oranla bölgesel yatırımlarda önemli bir yer tutmaktadır.


Buna karşılık, diğer bölgelerdeki VC faaliyetleri nispeten daha sınırlı kalmaktadır. Kuzey Batı, Batı Midlands ve Kuzey İrlanda gibi bölgeler yalnızca %4’lük payla VC destekli şirketleri barındırmaktadır. Yorkshire ve Humber, Doğu Midlands gibi bölgeler ise yalnızca %2’lik oranlarla en düşük yatırımı çeken bölgeler arasındadır. Galler, Kuzey Doğu ve Güney Batı gibi bölgelerdeki oranlar ise %3 seviyesinde seyretmektedir.


                 i.          Bölgesel Gelişimi Destekleyen Girişimler

Bölgesel dağılımda yaşanan bu farklılıkları gidermek adına çeşitli girişimler hayata geçirilmiştir. British Business Bank’ın “Future Fund: Breakthrough” ve “Regional Angels Programme” gibi programları, VC faaliyetlerini Londra dışında artırmayı hedeflemektedir. Özellikle sermaye çekmekte zorlanan bölgelere odaklanan bu programlar, yerel ekosistemleri canlandırmakta ve bölgesel kalkınmayı desteklemektedir. Buna ek olarak, Innovate UK ve erken aşama üniversite spinoutlarını destekleyen programlar, bölgesel yatırımı teşvik ederek girişimcilik faaliyetlerini yaygınlaştırmayı amaçlamaktadır.


Bununla birlikte, The Lifted Project gibi organizasyonlar, bölgesel girişimcilik kültürünü güçlendirmek için önemli çalışmalar yapmaktadır. Bu tür girişimler, yalnızca finansman sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda yerel yeteneklerin gelişimini ve sürdürülebilir bir inovasyon ekosisteminin oluşmasını da desteklemektedir. British Business Bank gibi kurumlar, bu girişimlerin finansal sürdürülebilirliğini sağlamak adına kritik bir rol üstlenmektedir.


               ii.          Bölgesel Ekosistemlerin Geleceği

Bölgesel VC yatırımlarının artırılması, Birleşik Krallık ekonomisi için büyük bir fırsat yaratmaktadır. Londra’nın lider konumu devam ederken, Oxford, Cambridge ve Edinburgh gibi merkezler, başarılı bölgesel ekosistem örnekleri olarak öne çıkmaktadır. Bu bölgelerde yoğunlaşan yatırımlar, bilgi odaklı ekonominin gücünü göstermektedir. Ancak, diğer bölgelerin de benzer başarıyı yakalayabilmesi için altyapı yatırımlarının artırılması, yerel girişimcilik kültürünün güçlendirilmesi ve yetenek havuzlarının genişletilmesi gerekmektedir.


VC yatırımlarının ülke geneline daha eşit bir şekilde yayılması, Birleşik Krallık’ın uzun vadeli ekonomik büyümesini ve rekabet gücünü artıracaktır. Bölgesel girişimcilik ekosistemlerinin güçlendirilmesi, yalnızca yerel ekonomilerin kalkınmasını sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda ulusal düzeyde ekonomik dayanıklılığı ve inovasyon kapasitesini de artıracaktır.


F.    VC Fonlarının Performansı


Bununla birlikte, VC yatırım modeli gereği, getiri düzeyinde fonlar arasında önemli farklılıklar gözlemlenmektedir. Yatırımların geri dönüşü genellikle küçük bir grup çok yüksek performanslı şirket tarafından yönlendirilmektedir. En iyi performans gösteren VC fonları (en üst %10’luk dilim), yatırımcılara başlangıç sermayesinin minimum 1.71 katı geri dönüş sağlarken, %23 yıllık IRR elde etmiştir. Buna karşılık, ilk çeyrekteki fonlar %12,1 IRR ve 0.96x Dağıtılan/Ödenen Sermaye (DPI) oranı sunmuştur.



                 i.          Avrupa ve ABD ile Karşılaştırma


               ii.          Son On Yıldaki VC Performansı

2014 yılı ve sonrasında kurulan Birleşik Krallık VC fonları, dikkat çekici performans göstermektedir. Bu fonların başlangıçtan itibaren yıllık iç getiri oranı (IRR) %22,5 seviyesinde gerçekleşirken, Toplam Değer/Ödenen Sermaye (TVPI) oranı 2.52x olarak ölçülmüştür. Ancak, son dönemde piyasa koşullarındaki zorluklar nedeniyle portföy değerlemelerinde yaşanan düşüşler, önceki yıllara kıyasla getirilere hafif bir gerileme olarak yansımıştır. Buna rağmen, son veriler bu düşüş eğiliminin durağanlaştığını ve değerlemelerde istikrar sağlandığını göstermektedir.


             iii.          Uzun Vadeli Performans


Bu veriler, Birleşik Krallık VC fonlarının, uzun vadeli getiri potansiyeli açısından yatırımcılar için cazip bir seçenek sunduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Özellikle, 2014 sonrası dönemde kurulan fonların yüksek performansı ve getiri stabilizasyonu, Birleşik Krallık girişim sermayesi ekosisteminin gücünü ve sürdürülebilirliğini destekleyen önemli göstergeler arasında yer almaktadır. Bununla birlikte, ABD pazarının sağladığı yüksek TVPI oranları, Birleşik Krallık’ın rekabetçiliğini artırmak için daha fazla sermaye ve yenilikçilik desteğine ihtiyaç duyduğunu göstermektedir.


G.    VC Ekosisteminde Çeşitliliğin Artırılması

Birleşik Krallık’ta VC yatırımları tarihsel olarak homojen bir yapı tarafından yönlendirilmiş ve özellikle beyaz erkek yatırımcıların ağırlıkta olduğu bir ekosistem oluşmuştur. Bu durum, doğal bir eğilim önyargısını beraberinde getirmiş ve kadın girişimciler tarafından kurulan şirketlerin finansmana erişiminde büyük bir boşluk yaratmıştır. Bu tür önyargıların devam etmesi, girişim sermayesi sektörünün yenilikçi, başarılı ve yüksek getiri potansiyeline sahip işletmeleri destekleme fırsatlarını kaçırmasına neden olmaktadır.


2019 Rose Raporu, kadınların yeni işletme kurma ve büyütme oranlarının erkeklerle aynı seviyeye gelmesi durumunda Birleşik Krallık ekonomisine 250 milyar sterlin değerinde yeni bir katma değer sağlanabileceğini öngörmektedir. Bu rakam, 1 milyon KOBİ işletmesi eşdeğerinde bir ekonomik büyümeye işaret etmektedir. Bu potansiyelin hayata geçirilmesi, girişim sermayesi ekosisteminde kapsayıcılığın artırılması ve kadın girişimcilerin desteklenmesi ile mümkün olacaktır. Hükümet ve sektör, bu kritik boşluğun farkında olup, çeşitli girişimler yoluyla finansmana erişimdeki bu eşitsizliği kapatmayı amaçlamaktadır.


                 i.          Kurucu Temsiliyeti

BVCA tarafından yayınlanan son veriler, VC destekli şirketlerde kadın kurucuların temsiliyetinde iyileşmeler olduğunu göstermektedir. 2023 yılı itibarıyla, en az bir kadın kurucuya sahip ekiplerin gerçekleştirdiği öz sermaye anlaşmalarının oranı %28’e yükselmiştir. Bu oran, 2018’deki %18 seviyesinden önemli bir artış göstermektedir. Buna rağmen, yalnızca kadınlardan oluşan kurucu ekiplere giden fon oranı %3 seviyesinde kalarak destek eksikliğine dikkat çekmektedir.


Investing in Women Code (IiWC) girişimini imzalayan fonlar tarafından gerçekleştirilen girişim sermayesi anlaşmalarının %32’si, en az bir kadın kurucunun yer aldığı şirketlerle yapılmıştır. Bu oran, genel pazarın üzerinde bir performans sergilemektedir. Ayrıca, girişim sermayesi destekli kurucuların %41’i etnik azınlık kökenli olduklarını belirtmiştir. Bu durum, girişimcilik ekosisteminde etnik çeşitliliğin artmakta olduğunu göstermektedir.


               ii.          Yatırımcı Temsiliyeti

Çeşitlilik yalnızca kurucularla sınırlı kalmayıp, yatırımcı tarafında da önemli bir sorundur. Birleşik Krallık girişim sermayesi sektöründe kadınların iş gücündeki payı %30 seviyesinde kalmış ve bu oran 2019’dan bu yana değişmemiştir. Daha da çarpıcı olanı, üst düzey yatırım rollerinde kadın temsiliyetinin yalnızca %14 ile sınırlı kalmasıdır.


Etnik çeşitlilik açısından bazı ilerlemeler kaydedilse de hâlâ önemli boşluklar bulunmaktadır. Özellikle Asya, siyahi ve farklı etnik gruplardan bireylerin temsiliyetinde artış gözlemlenirken, yatırım rollerinde kadınların ve renkli kadınların yeterince yer alamadığı görülmektedir. Bu durum, girişim sermayesi ekosisteminde kapsayıcılığın daha fazla desteklenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

 

             iii.          Çeşitliliği Destekleyen Girişimler

Bu eşitsizlikleri gidermek ve çeşitliliği artırmak amacıyla bir dizi girişim hayata geçirilmiştir. Invest in Women Taskforce, Investing in Women Code ve Women-led High-Growth Enterprise Taskforce gibi programlar, kadın girişimcilerin finansmana erişimini kolaylaştırmak ve başarılı işletmelerin ölçeklenmesini sağlamak için çalışmaktadır. Ayrıca, Diversity VC, Level 20 ve The Lifted Project gibi organizasyonlar, girişim sermayesi sektöründe çeşitliliği artırmak için önemli projeler yürütmektedir.


Bu girişimler, kadınların ve etnik azınlıkların yalnızca girişimci olarak değil, yatırımcı olarak da ekosistemde daha fazla yer almasını hedeflemektedir. Sektör genelinde yapılan bu çalışmalar, girişim sermayesi yatırımlarının daha kapsayıcı ve eşitlikçi bir yapıya dönüşmesini sağlayarak, Birleşik Krallık ekonomisinin uzun vadeli büyümesini destekleyecektir.


VC ekosisteminde çeşitliliğin artırılması, yalnızca sosyal bir gereklilik değil, aynı zamanda ekonomik bir fırsattır. Kadınların ve etnik azınlıkların daha fazla desteklenmesi, Birleşik Krallık’ın inovasyon kapasitesini güçlendirecek ve ekonomik büyümesine önemli katkılar sağlayacaktır. Bu yönde atılacak adımlar, girişim sermayesi sektörünün daha kapsayıcı, sürdürülebilir ve başarılı bir geleceğe doğru ilerlemesini sağlayacaktır.


H.    VC’lerin Ekonomik Büyümeye Etkisi

Başarılı bir VC ekosistemi oluşturmak, rekabetçi bir vergi sistemi ve istikrarlı düzenleyici çerçeve oluşturmayı, ölçeklenme aşamasındaki şirketler için sermaye açığını kapatmayı, özel sermaye alanında emeklilik fonlarının yatırımlarını artırmayı ve hükümet destekli yatırım araçlarının erken aşama ekosistemini desteklemesini gerektirir.


Özel sermaye sektörü, Birleşik Krallık ekonomisinin büyümesini desteklemek, yenilikçiliği teşvik etmek ve verimliliği artırmak için uzun vadeli yatırımlar yapmaktadır. BVCA’nın “Manifesto for Growth” başlıklı raporu, Birleşik Krallık hükümetinin atması gereken dört temel koşulu ortaya koymaktadır:


  1. İstikrarlı bir ekonomi: Yatırım ve büyümeyi destekleyecek makroekonomik koşullar sağlanmalıdır.

  2. Dünya standartlarında düzenleyici uygulamalar: Düzenlemeler, özel sermaye yatırımı arayan şirketleri dezavantajlı duruma düşürmeyecek şekilde orantılı olarak uygulanmalıdır.

  3. Küresel yetenekleri çeken bir ekosistem: Birleşik Krallık’ın özel sermaye alanında rekabet avantajını koruyacak bir yatırım ekosistemi desteklenmelidir.

  4. Öngörülebilir politika çerçeveleri: Bugün yapılan yatırımların tüm sahiplik süreci boyunca tutarlı bir vergi ve politika sistemi ile destekleneceğine dair güven sağlanmalıdır.

 

                 i.          British Business Bank (BBB) ve Rolü

Birleşik Krallık’ın ekonomik kalkınma bankası olan BBB, ülkenin girişim sermayesi alanındaki en büyük sınırlı ortaklı yatırımcısıdır ve hızla büyüyen İngiliz işletmelerine kurumsal yatırımları hızlandırmada kritik bir rol oynamaktadır. BBB’nin girişim sermayesi yatırımına yönelik ana programları şunlardır:


  1. Enterprise Capital Fund Programı: İlk kez yatırım yapan ve gelişmekte olan fon yöneticilerine yatırımları destekleyerek girişim sermayesi ekosistemini canlandırmaktadır.

  2. British Patient Capital: Daha büyük fonlara yatırım yaparak yaşam bilimleri ve diğer Ar-Ge yoğun sektörlerde faaliyet gösteren şirketlere finansman sağlamaktadır.

  3. Future Fund: Breakthrough: Ar-Ge’ye yoğunlaşan ve hızlı büyüme potansiyeli taşıyan şirketlere doğrudan yatırım yapılmasını hedeflemektedir.


BVCA, British Business Bank ile aktif iş birliği içinde çalışarak, British Growth Partnership gibi programların oluşturulmasına destek olmuştur. Bu program, emeklilik fonlarının yenilikçi İngiliz şirketlerine daha fazla yatırım yapmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Ayrıca BVCA, Future Fund: Breakthrough ve Regional Angels Programme programlarına ek destek sağlanmasını başarıyla savunmuş, girişim sermayesi ekosisteminde ilk kez yatırım yapacak fon yöneticilerini desteklemek için yollar aramaktadır.


               ii.          Innovate UK

Birleşik Krallık’ın ulusal inovasyon ajansı olan Innovate UK, UK Research and Innovation çatısı altında faaliyet göstermektedir. Ajans, şirketlerin büyümesine ve yenilikçi projelerini ticarileştirmelerine yardımcı olurken, özellikle Ar-Ge yoğun sektörlere odaklanmaktadır. Horizon Europe gibi programlarla şirketlere doğrudan destek sağlamanın yanı sıra, araştırma kuruluşları, hükümet organları ve akademik kurumlarla iş birliği yaparak İngiltere’nin uluslararası inovasyon merkezi pozisyonunu güçlendirmeyi hedeflemektedir.


Innovate UK’nin kaynaklarının artırılması ve finansman programlarının genişletilmesi, girişim sermayesi yatırımı çekmeye hazırlanan start-up’ların yatırımcı beklentilerini daha iyi karşılamalarını sağlayacaktır. Bu tür girişimler, şirketlerin yalnızca inovasyon yapmasını değil, aynı zamanda uluslararası pazarlarda rekabet edebilecek güçlü iş modelleri geliştirmesini desteklemektedir.


Birleşik Krallık’ın girişim sermayesi ekosistemini daha da güçlendirmek, yalnızca mevcut ekonomik büyümeyi desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda ülkenin küresel rekabet gücünü sürdürülebilir hale getirecektir. British Business Bank’ın yatırım programları ve Innovate UK gibi inovasyon destekleyici kurumların faaliyetleri, sermaye erişimini genişleterek ülke genelindeki girişimcilik faaliyetlerini artırmaktadır. Öngörülebilir vergi politikaları, güçlü bir düzenleyici yapı ve küresel yetenekleri çeken bir ekosistem, Birleşik Krallık’ı dünya çapında girişim sermayesi yatırımlarının öncü merkezlerinden biri olarak konumlandıracaktır.


Özel sermaye ve hükümet destekli programların uyum içinde çalışması, Birleşik Krallık’ın ekonomik büyümesini hızlandırarak yenilikçilik, verimlilik ve istihdam yaratma hedeflerine ulaşmasını sağlayacaktır.


I.    Start-up’lar için Vergi Sistemi

Birleşik Krallık, işletmelerin büyümesi ve gelişmesi için dünya çapında önde gelen bir konuma sahiptir. Bu başarı; küresel finans merkezi olması, saygın ve tutarlı bir hukuk sistemi, dinamik Ar-Ge ekosistemi, istikrarlı düzenleyici ortam ve küresel yatırımı çekme konusundaki uzun vadeli hedefleri gibi birçok faktöre dayanmaktadır. Girişim sermayesi yatırımlarını destekleyen vergi sistemi de bu ekosistemin önemli bir parçasıdır.


                 i.          Mevcut Teşvikler

Enterprise Investment Scheme ve Venture Capital Trusts, girişim sermayesi yatırımları için etkili mekanizmalar sunmaktadır. Hükümetin, bu programların 2035 yılına kadar uzatıldığını duyurması memnuniyetle karşılanmıştır. Ayrıca, Seed Enterprise Investment Scheme de yatırımcıların büyüme potansiyeli taşıyan İngiliz şirketlerini bulmalarını destekleyen kritik bir teşvik programıdır.


Start-up’ların büyümesini sağlayan bir diğer önemli program ise Enterprise Management Incentive’dir. Bu program, KOBİ’lerin yetenekli çalışanları elde tutmalarına yardımcı olan hisse bazlı vergi teşvikleri sunmaktadır. Ancak, son vergi düzenlemeleri, sermaye kazancı vergisi ve işten ayrılma durumunda sağlanan vergi indirimleri (örneğin Business Asset Disposal Relief) gibi konularda erişimi zorlaştırmıştır. Büyük ölçekli şirketlerin EMI teşviklerinden faydalanmasında da zorluklar devam etmektedir.


               ii.          Ar-Ge Vergi Kredileri

Ar-Ge vergi kredileri, araştırma odaklı şirketlerin özel sermaye desteği ile gelecekteki büyümelerine yeniden yatırım yapmalarına olanak tanımaktadır. Ancak, bu kredilerin elde edilme süreci halen yavaş ve tutarsız bir şekilde uygulanmaktadır. Ar-Ge teşvikleri, uluslararası rakiplerle rekabet edebilmek adına daha iyi hedeflenmeli ve genişletilmelidir. BVCA, hükümetin bu alanda yaptığı duyuruları memnuniyetle karşılamakta, ancak sürecin daha hızlı ve etkili hale getirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.


Sonbahar 2024 Bütçesi’nde açıklanan 20,4 milyar sterlinlik Ar-Ge yatırımı, hükümetin Ar-Ge’ye olan bağlılığını gösteren önemli bir adım olarak görülmektedir. Bu tür stratejik yatırımlar, yenilikçiliği teşvik etmek ve öncü girişimleri desteklemek için uzun vadeli bir finansman modeli sunacaktır.


             iii.          İnovasyon ve Yatırımı Destekleyen Politikalar

Birleşik Krallık’ta yenilikçi girişimlerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için vergi programlarının genişletilmesi ve basitleştirilmesi kritik bir ihtiyaçtır. Örneğin, EIS, SEIS ve VCT limitlerinin artırılması, bilgi yoğun ve fikri mülkiyet açısından zengin şirketlere daha fazla yatırım yapılmasını teşvik edecektir. BVCA, bu programların genişletilmesi yönünde hükümetle aktif iş birliği içerisinde çalışmaktadır.


Ayrıca, hızlı büyüyen teknolojik alanlarda faaliyet gösteren VC destekli startuplar için daha esnek düzenleyici çerçeveler oluşturulması gerekmektedir. Teknolojik gelişmelerin hızına ayak uydurabilecek bir düzenleyici yapı, Birleşik Krallık’ın inovasyon potansiyelini en üst düzeye çıkaracaktır. Regulatory Innovation Office’in kurulması ve kaynaklarının artırılması, bu süreci destekleyecek önemli bir adım olarak görülmektedir.


Birleşik Krallık, rekabetçi bir vergi sistemi ve güçlü düzenleyici politikalar sayesinde girişim sermayesi yatırımlarını destekleyen bir ekosistem inşa etmeyi başarmıştır. Ancak, bu yapının sürdürülebilirliği için hükümetin Ar-Ge yatırımlarını genişletmesi, vergi teşviklerini basitleştirmesi ve yenilikçi şirketlerin ölçeklenmesine destek sağlaması gerekmektedir. Bu doğrultuda atılacak adımlar, ülkenin küresel rekabet avantajını korumasına ve ekonomik büyümesini hızlandırmasına yardımcı olacaktır.


J.    Ölçeklenme Açığı

Ölçeklenme açığı, erken aşama işletmelerin büyüme fazına geçerken karşılaştıkları finansman eksikliğini ifade etmektedir. Bu durum özellikle üretim kapasitesini artırmak, Ar-Ge yatırım yapmak ya da uluslararası pazarlara açılmak isteyen start-up’lar için ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Sermaye yetersizliği, birçok Birleşik Krallık merkezli şirketin yurtdışından yatırım almasına ya da yurtdışına taşınarak fikri mülkiyet, kaliteli iş gücü ve inovasyonu beraberinde götürmesine yol açmaktadır.


Beauhurst verilerine göre, pre-IPO aşamasında (genellikle 50 milyon sterlin ve üzeri) büyük yatırım arayışındaki şirketlerin Birleşik Krallık’ta lider yatırımcı bulmakta zorlandıkları gözlemlenmektedir. Bu da büyük ölçekli anlaşmaların önemli bir kısmında yabancı yatırımcıların daha fazla yer almasına neden olmaktadır.


                 i.          Yabancı Yatırımcıların Artan Rolü

Veriler, 2023 yılında 50 milyon sterlin üzeri yatırımların %94,3’ünün yabancı yatırımcıların katılımıyla gerçekleştiğini göstermektedir. Bu oran, 2019-2023 ortalamasında %89,7 seviyesindeydi. Benzer bir eğilim, 20-50 milyon sterlin aralığındaki daha küçük yatırımlarda da görülmektedir; bu aralıkta yabancı yatırımcıların payı 2023’te %87,1’e yükselmiştir. 2019-2023 ortalamasında bu oran %80,1 olarak gerçekleşmiştir. Yabancı yatırımcıların rolü büyürken, yerli yatırımcıların bu büyüklükteki anlaşmalara katılımı sınırlı kalmaktadır.

  • Yabancıların Yatırımlardaki Payı

Kaynak: Beauhurst
Kaynak: Beauhurst

                 ii.          ABD ile Karşılaştırma

  • Yatırım Aşamalarına Göre Birleşik Krallık-ABD Karşılaştırması

Kaynak: Beauhurst
Kaynak: Beauhurst

İki ülke arasındaki fark, ilk finansman turundan itibaren belirginleşmektedir. Yukarıdaki grafikte de görüldüğü gibi, ABD’deki şirketler, Birleşik Krallık’taki muadillerine göre finansman turlarının her aşamasında daha büyük yatırım çekmektedir. Bu fark 6. tur finansman aşamasında en yüksek seviyeye ulaşarak Birleşik Krallık’taki şirketlerin ölçeklenme potansiyelini sınırlamaktadır.


                 iii.          Çözüm Önerileri

Birleşik Krallık’ın bu finansman açığını kapatabilmesi için daha büyük VC fonlarının oluşmasını destekleyecek doğru bir çerçeve oluşturması gerekmektedir. Daha büyük fonlar, işletmelerin hızlı büyüme gerçekleştirmesine olanak tanıyacak ve yurtdışına bağımlılığı azaltacaktır.


Bu noktada, yerli kurumsal yatırımcıların devreye girmesi kritik bir rol oynamaktadır. İngiliz emeklilik fonları gibi uzun vadeli sermaye kaynaklarının girişim sermayesi fonlarına yönlendirilmesi, ölçeklenme aşamasındaki şirketlerin finansman ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir çözüm olacaktır. British Growth Partnership veya bir UK TIBI (Taahhütlü Yatırım Planı) gibi girişimler, Birleşik Krallık şirketlerinin daha fazla yerli sermaye ile desteklenmesini sağlayabilir.


Sonuç olarak, ölçeklenme açığını kapatmak, Birleşik Krallık’ın inovasyon ekosistemini güçlendirecek ve şirketlerin uluslararası pazarlarda rekabet edebilmesini sağlayacaktır. Yerli kurumsal yatırımın artırılması ve daha büyük VC fonlarının desteklenmesi, Birleşik Krallık ekonomisinin sürdürülebilir büyümesini sağlamak için atılması gereken temel adımlar arasında yer almaktadır.

 

Comments


bottom of page