top of page

Avrupa Savunma Teknolojileri Sektörünün Görünümü

Avrupa savunma teknolojileri son yıllarda hızla değişen bir jeopolitik ortamın etkisiyle stratejik önemini daha da artmıştır. Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi, Baltık ve Kuzey Avrupa’daki güvenlik endişeleri, enerji arz güvenliği sorunları ve ittifak politikalarındaki yeniden konumlanma, savunma sanayisini askerî bir zorunluluk alanı olmaktan çıkararak ekonomik bir öncelik haline getirmiştir. Kıta genelinde savunma yatırımları artarken, teknolojik özerklik ve yerli üretim hedefleri ulusal politika belgelerinde daha görünür hâle gelmiştir.


Avrupa Birliği ülkelerinde artan savunma bütçeleri, girişim sermayesi (VC) hareketliliğiyle birleşerek yeni bir pazar mimarisi oluşturmuştur. Kamu kaynaklarının yanı sıra özel fonlar, savunma odaklı girişimlere yönelmiş; yapay zekâ, robotik, otonom sistemler, kuantum teknolojileri ve siber güvenlik alanlarında faaliyet gösteren çok sayıda yeni şirket ortaya çıkmıştır. Bu gelişme, Avrupa’da uzun süredir kamu merkezli ilerleyen savunma ekosistemini özel sektör dinamikleriyle etkileşime sokmuştur. Girişimlerin ölçeklenme potansiyeli artarken, savunma teknolojileri giderek daha fazla sermaye, yetenek ve inovasyonun buluştuğu bir alan haline gelmiştir.


Yatırımların yönü kadar niteliği de değişmiştir. Finansman yapılarında genel teknoloji fonlarının yerini sektörel uzmanlaşmaya dayalı yatırımcılar almış, savunma alanında faaliyet gösteren girişimler yerel ve uluslararası düzeyde profesyonel yönetim ve kurumsal yapı kazanmıştır. Bu süreçte insan kaynağı, sermaye yoğunluğu ve teknoloji üretimi birbiriyle bağlantılı biçimde gelişmiş; savunma ekosistemi ekonomik ve stratejik düzlemde Avrupa’nın rekabet gücünü etkileyen başlıca alanlardan biri olmuştur.


Bu analiz, Avrupa savunma teknolojilerinin mevcut yapısı üç eksen üzerinden ele alınmaktadır: sektördeki yükselen trendler ve pazar dinamikleri, yatırım ekosistemi ve sermaye akışları, insan kaynağı ve uzmanlık yapısı. İnceleme kapsamındaki tüm veriler ve tablolar, Dealroom tarafından yayımlanan “The State of Defence Tech 2025” çalışmasından alınmıştır.


1.     Avrupa Savunma Teknolojilerinde Yükselen Trendler ve Pazar Dinamikleri

Son yıllarda Avrupa savunma teknolojileri ekosistemi, ölçek ve nitelik bakımından belirgin bir olgunlaşma sürecine girmiştir. Önceleri kamu destekleriyle sınırlı ilerleyen savunma girişimleri, özel girişim sermayesinin artan ilgisiyle kurumsal bir yapıya dönüşmüştür. Bu eğilim, VC yatırımlarının hızla artmasına da yansımıştır. Bölgesel güvenlik risklerinin artışı, stratejik özerklik hedefleri ve NATO üyesi ülkelerin genişleyen savunma bütçeleri, dönüşümün temel belirleyicileridir. Avrupa’da savunma teknolojilerine yönelen yatırımlar artık yalnızca askerî kabiliyetleri geliştirmeye değil, teknoloji ve sanayi politikalarını da şekillendirmeye hizmet etmektedir.


Avrupa’da savunma ve savunma uygulaması odaklı teknoloji girişimlerine yönelen girişim sermayesi yatırımları, 2025 itibarıyla 1,5 milyar dolara ulaşmıştır. Yıl tamamlanmadan, Avrupa savunma teknolojileri alanında bugüne kadarki en yüksek yatırım seviyesine ulaşılmıştır. 2024 yılında bu tutar yaklaşık 1 milyar dolar düzeyindeydi; mevcut eğilim korunursa 2025 yıl sonu projeksiyonu 1,6 milyar doların üzerine çıkacaktır. Yatırım dağılımında büyük ölçekli turların belirgin bir payı vardır; Almanya merkezli Helsing’in 600 milyon dolarlık finansmanı bu eğilimin başlıca örneğidir. Bu gelişme, savunma teknolojilerinin erken aşama girişimlerden olgun şirket yapılarına uzanan bir pazar hâline geldiğini ortaya koymaktadır.


  • Avrupa’da Savunma Teknolojileri Firmalarına VC Yatırımları

Kaynak: Dealroom
Kaynak: Dealroom

Sermaye hacmindeki bu genişleme, Avrupa’daki teknoloji dikeylerinin genel performansını da yeniden şekillendirmiştir. Savunma teknolojileri, Avrupa VC piyasasında en hızlı büyüyen sektör konumuna gelmiştir. 2025 yılı itibarıyla sağlık, iklim teknolojileri, enerji dönüşümü, finansal teknoloji ve yazılım gibi yüksek hacimli alanların tamamını geride bırakmıştır. Yılın ilk üç çeyreğinde savunma odaklı yatırımların büyüme oranı %132’ye ulaşmış, bu oran Avrupa’daki tüm teknoloji dikeyleri arasında en yüksek artış olarak kaydedilmiştir. Aynı dönemde; finansal teknolojiler %79, sağlık teknolojileri %5, yarı iletkenler %44 ve savunma-güvenlik-dayanıklılık kümesi %32 oranında büyümüştür. Bu durum, yatırım hacmindeki artışın tek seferlik bir sıçramadan öte, geniş tabanlı bir sermaye yönelimi olduğunu ortaya koymaktadır.


  • Sektörlere Göre VC Yatırım Miktarları ve Büyüme Oranları

Kaynak: Dealroom
Kaynak: Dealroom

Artan yatırım hacminin arkasında, görece genç fakat hızla ölçeklenen bir girişim tabanı bulunmaktadır. Girişimlerin büyük bölümü son beş ila yedi yıl içinde kurulmuş, kısa sürede dikkate değer bir ölçeklenme kapasitesi kazanmıştır. Bu girişimlerin faaliyet alanları, yalnızca askerî modernizasyonla sınırlı değildir. Savunma, güvenlik ve dayanıklılık (DSR) kategorileri altında yer alan şirketler; kritik altyapıların korunması, iletişim ağlarının güvenliği, enerji tedarik zincirlerinin izlenebilirliği, veri bütünlüğünün sağlanması ve siber tehditlere karşı kurumsal direnç gibi çok boyutlu konulara odaklanmaktadır. DSR tanımı aynı zamanda kriz yönetimi, afet sonrası toparlanma kapasitesi, stratejik kaynak güvenliği ve bilgi güvenliği gibi alanları da kapsar. Bu çeşitlilik, Avrupa’daki savunma girişimlerinin klasik savunma sanayi modelinin ötesine geçerek, sivil ve askerî kullanımı bir arada hedefleyen bir teknoloji tabanına yöneldiğini göstermektedir.


Bu genel çerçevenin içinde bölgesel dağılım, yatırım eğilimlerinin coğrafi ağırlığını daha açık biçimde ortaya koymaktadır. Bölgesel dağılım incelendiğinde Almanya, savunma teknolojilerine yönelik VC yatırımlarında açık ara lider konumdadır. 2019’dan bu yana Almanya’da gerçekleşen toplam yatırım hacmi 2 milyar dolar, yalnızca 2024 sonrasında kaydedilen tutar ise 1,5 milyar dolar düzeyindedir. Bu rakam, ülkenin toplam girişim sermayesi hacminin %10,7’sine karşılık gelmektedir. Almanya mutlak değer açısından ve toplam fon içindeki pay bakımından Avrupa’nın en yüksek konumuna sahiptir.


  • Avrupa’da Bölgelere Göre VC Yatırımları

Kaynak: Dealroom
Kaynak: Dealroom

Birleşik Krallık, Almanya’nın ardından ikinci sırada yer almakta; ülkede savunma teknolojilerine yönelen toplam yatırım hacmi 1 milyar dolar, 2024 sonrasındaki dönem için ise 335 milyon dolar olarak ölçülmektedir. Bu miktar, Birleşik Krallık’ın toplam girişim sermayesi hacminin %1,1’ine denk gelmektedir. Güney Avrupa bölgesi üçüncü sırada bulunmakta ve 465,5 milyon dolar toplam yatırım, 343,9 milyon dolar son dönem yatırımıyla %4,4’lük paya ulaşmıştır.


Fransa, 2019 sonrasında 428,1 milyon dolar ve 2024 sonrasında 144,7 milyon dolar yatırım almış; ülke toplam fonlarının %1,2’sini savunma teknolojilerine yöneltmiştir. Kuzey Avrupa ülkelerinde toplam yatırım 161,4 milyon dolar, Orta ve Doğu Avrupa (CEE) bölgesinde ise 89,5 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. Bu bölgelerdeki savunma yatırımları, toplam girişim sermayesinin sırasıyla %0,7 ve %1,9’unu oluşturmaktadır.


Bu eğilim, ülke ölçeğinden şehir ölçeğine indiğinde daha belirginleşmektedir. Münih, 2019’dan bu yana savunma girişimlerine yönelen toplam 2 milyar dolar yatırım hacmiyle Avrupa’daki en büyük merkez konumundadır. Şehirdeki bu yoğunluk, büyük ölçüde Helsing’in gerçekleştirdiği yüksek tutarlı finansman turundan kaynaklanmaktadır. Münih’in ardından Londra 485 milyon dolar ve Paris 218 milyon dolar yatırım hacmiyle sıralanmaktadır. İlk on şehir arasında Reading 169 milyon dolar, Berlin 136 milyon dolar, Oxford 114 milyon dolar, Bristol 105 milyon dolar, Lizbon 98 milyon dolar, Amsterdam 52 milyon dolar ve Madrid 47 milyon dolar yer almaktadır. Birleşik Krallık’tan dört merkezin listede bulunması, ülke genelinde savunma teknolojilerine dayalı çok noktalı bir girişim yoğunluğunu göstermektedir.


  • Savunma Alanında VC Yatırımı Alan Önde Gelen Avrupa Kentleri (2019-2025)

Kaynak: Dealroom
Kaynak: Dealroom

Yatırım coğrafyası kadar, hangi savunma teknolojilerinin önceliklendirildiği de ekosistemin yönünü belirlemektedir. 2025 itibarıyla savunma teknolojileri alanındaki yatırım dağılımı, tutar ve işlem sayısı açısından belirgin bir yoğunlaşma göstermektedir. Yapay zekâ tabanlı savunma çözümleri (AI x Defence), 929 milyon dolarlık yatırım hacmiyle en fazla fonlanan segmenttir. 2019’dan bu yana toplam yatırım 2,1 milyar dolara, yatırım turu sayısı ise 84’e ulaşmıştır. Bu alan, hedef tanıma, otonom karar desteği ve operasyonel analiz teknolojileriyle Avrupa savunma girişimlerinin merkezinde yer almaktadır.


  • Avrupa’da Önemli Savunma Teknoloji Segmentleri

Kaynak: Dealroom
Kaynak: Dealroom

Robotik ve otonom sistemler, 2025’te 344 milyon dolar yatırım almış, toplamda 766,2 milyon dolarlık hacme ve 138 yatırım turu sayısına ulaşmıştır. Bu segment, yatırım turu sayısı bakımından en geniş girişim alanıdır ve çok sayıda küçük ölçekli şirketin faaliyet gösterdiği bir yapıya sahiptir. Komuta-kontrol (C4ISR) sistemleri 49 milyon dolar yatırım ve 89 turla dikkat çekmekte; silah ve savunma sistemleri 107 milyon dolar, eğitim ve simülasyon 33 milyon dolar, ileri algılama teknolojileri 26 milyon dolar, siber güvenlik ve dijital altyapı 12 milyon dolar, hipersonik sistemler ise yine 12 milyon dolar yatırım hacmine sahiptir.


Savunma odaklı sermaye akışı, giderek daha fazla çift kullanımlı teknolojilere yönelmektedir. Yarı iletkenler, uzay sistemleri ve kuantum teknolojileri bu kesişim alanının temelini oluşturur. Avrupa’da bu üç segmentte 2025 yılı itibarıyla toplam yatırım hacimleri sırasıyla 2,4 milyar dolar (yarı iletkenler), 1,6 milyar dolar (kuantum teknolojileri) ve 1,1 milyar dolar (uzay sektörü) düzeyine ulaşmıştır. Bu sermaye akışı, Avrupa’nın yüksek teknoloji üretiminde dışa bağımlılığını azaltma yönündeki stratejik iradesini yansıtır.


Kuantum teknolojileri özelinde Avrupa ekosistemi dikkat çekici bir genişleme içindedir. Planqc, Quandela, IQM, Quantinuum ve Alice & Bob gibi girişimlerin yer aldığı bu sahada 160’tan fazla girişim faaliyet göstermektedir. Yıl boyunca gerçekleşen yatırımların toplam değeri 1,6 milyar doları aşmıştır. Avrupa bu alanda kuantum, kriptografi, haberleşme ve sensör teknolojilerinde güçlü bir konuma yükselmiştir. Bölge aynı zamanda fotonik, insansız sistemler ve yörünge içi üretim gibi stratejik alanlarda da önemli bir yoğunlaşma sergilemektedir.


2025 itibarıyla Avrupa savunma teknolojileri ekosistemi, güçlü yatırım artışı, bölgesel çeşitlenme ve derin teknoloji odaklı dönüşüm süreciyle küresel ölçekte görünürlüğünü pekiştirmiştir. Savunma odaklı girişimlerin ulaştığı sermaye büyüklüğü, Avrupa’nın yalnızca güvenlik politikalarında değil, teknoloji üretimi ve yenilik kapasitesinde de stratejik bir yeniden yapılanma dönemine girdiğini göstermektedir.


2.     Yatırım Ekosistemi ve Sermaye Akışı

2025 itibarıyla Avrupa savunma teknolojileri alanında yatırımcı sayısı tarihteki en yüksek düzeye ulaşmıştır. Sene sonu itibari ile 2019 yılına göre 3,9 katlık artış tahmin edilmekte olup, halihazırda bu yıl itibari ile en az bir yatırım turunda yer alan yatırımcı sayısı 225’e çıkmıştır. Bu genişleme, sermayenin savunma odaklı girişimlere yöneliminde kalıcı bir yapısal değişime işaret etmektedir. Önceki dönemde finansman genellikle genel teknoloji fonlarından sağlanırken, son üç yılda savunma ve güvenlik alanına odaklanmış yatırım kuruluşlarının sayısı artmıştır.


  • Yıllara Göre Savunma Teknolojilerindeki Yatırımcı Sayısı

Kaynak: Dealroom
Kaynak: Dealroom

Sermaye kaynaklarının coğrafi dağılımı incelendiğinde, Avrupa’daki yatırımların önemli bir bölümü artık kıta dışından sağlanmaktadır. ABD merkezli fonların payı %40’ın üzerine yükselmiş, 2025 itibarıyla %45 düzeyinde gerçekleşmiştir. ABD kaynaklı artış nedeniyle, geçmişte yaklaşık %70 seviyesinde olan Avrupa içi fon payı toplam hacmin yarısına gerilemiştir. Asya ve diğer bölgelerden gelen yatırımların toplam payı %5 civarında kalmaktadır.


Yatırımcı yapısındaki değişim, savunma teknolojilerine yönelen sermayenin niteliğini etkilemiştir. 2024 sonrasında yapılan yatırımların büyük bölümü, doğrudan savunma ve güvenlik alanına odaklanan fonlardan gelmiştir. Aynı dönemde on yeni savunma fonu kurulmuştur. Bunlar arasında ScaleWolf, Hyperion, Darkstar, Green Flag Ventures, Keen Venture Partners, Double Tap Investments, Pointman, Defence Invest, FNX Ventures, Paralos Capital ve Archangel VC yer almaktadır. Kurumsal fon ölçeğinde dikkat çekici büyüklükler ortaya çıkmıştır. Lakestar, 2025’te 300 milyon dolar tutarında savunma fonu kurmuş; BPI France, 200 milyon avro bütçeli Defence Innovation Fund programını başlatmıştır. Ayrıca, Keen Venture Partners, 125 milyon avro hedefli derin teknoloji fonu açıklamış; Avrupa Yatırım Fonu (EIF) bu alana 40 milyon avro katkı sağlamıştır. Bu veriler, Avrupa’da savunma finansmanının artık kurumsal sermaye ölçeğinde organize olmaya başladığını göstermektedir.


Sektör odaklı fonların yükselişi yatırım turlarına da yansımıştır. 2025 yılında Avrupa’daki savunma girişimlerinin %34’ünde en az bir savunma odaklı yatırımcı yer almıştır. Bu oran 2024’te %18, 2021’de ise %1 düzeyindeydi. Kısa sürede yaşanan bu artış, savunma girişimlerine yönelik finansman yapısının temelinde önemli bir dönüşüm yaratmıştır. Sermaye akışları, genel fonlardan sektörel uzmanlığa sahip yatırım kuruluşlarına yönelmiş ve ekosistemin yatırım mimarisi yeniden şekillenmiştir.


Avrupa savunma teknolojilerinde oluşan bu yatırımcı yapısı, pazarın olgunlaşma evresine geçtiğini göstermektedir. Yatırımcı sayısındaki artış, fonların çeşitlenmesi ve coğrafi olarak genişleyen kaynak yapısı, ekosistemin sürdürülebilir büyüme potansiyelini güçlendirmiştir. Sermaye akışlarının çeşitlenmesi, uluslararası fonların artan katılımı ve yerel uzman fonların güçlenmesi, sektörün uzun vadeli finansal dayanıklılığını desteklemektedir. Bu eğilim, Avrupa’nın savunma teknolojilerinde bağımsız sermaye altyapısı oluşturma hedefiyle uyumlu bir yönelim ortaya koymaktadır.


3.     İnsan Kaynağı ve Uzman Profili

Avrupa savunma teknolojileri ekosistemi, kurucuların, yöneticilerin ve yatırımcıların geçmişine ilişkin veriler bakımından belirgin bir profesyonelleşme sürecine girmiştir. İnsan kaynağına yönelik göstergeler, savunma teknolojilerinin yalnız teknik üretim kapasitesiyle değil, yönetimsel ve stratejik yetkinliklerle de olgunlaşmakta olduğunu ortaya koymaktadır. Bu eğilim, ekosistemin finansal büyümesine paralel biçimde bilgi birikimi ve kurumsal uzmanlık açısından da derinleştiğine işaret etmektedir. Bu dönüşüm, Avrupa’da savunma sanayisinin artık girişimsel bir yenilik alanı olarak kurumsallaştığını göstermektedir.


Kurucu profilleri incelendiğinde, Avrupa savunma teknolojileri girişimlerinin ağırlıklı olarak Batı Avrupa merkezli bir yapı sergilediği görülmektedir. Birleşik Krallık 110, Fransa 100, Hollanda 54, Almanya 51, İsveç 35 ve Estonya 34 kurucu ile öne çıkmaktadır. Toplamda 646 kurucunun %14,2’si (92 kişi) ordu ya da savunma bakanlığı geçmişine sahiptir. Doğu Avrupa kökenli kurucuların oranı %22 olup, bu grup Arnavutluk’tan Ukrayna’ya uzanan 18 ülkeyi kapsamaktadır. Askerî veya bakanlık deneyimine sahip kurucuların en yoğun olduğu ülkeler Birleşik Krallık, Almanya ve Hollanda’dır. Bu dağılım, Avrupa savunma girişimlerinin bilgi ve tecrübe yoğunluğunun hem teknik hem de kamu kökenli kadrolar üzerinden geliştiğini göstermektedir.


  • Savunma Teknoloji Firmalarının Kurucularının Milliyetlerine Göre Dağılımı

Kaynak: Dealroom
Kaynak: Dealroom

Üst düzey yönetim (C-level) düzeyinde de benzer bir uzmanlaşma eğilimi gözlemlenmektedir. Avrupa genelinde incelenen 880 yönetici içinde %12,7’sinin (112 kişi) askerî veya savunma bakanlığı geçmişi bulunmaktadır. Görev dağılımı bakımından 40 CEO, 21 CTO, 14 COO, 10 ticari lider (CMO, CRO, Chief Growth Officer, Chief Sales/Commercial Officer), 9 bilgi ve güvenlik yöneticisi (CIO/CISO) ve 5 strateji yöneticisi (CSO) öne çıkmaktadır. Bu kadrolar içinde Birleşik Krallık 41, Fransa 19, Almanya 8, İtalya 7, Estonya 6, İsveç, Norveç ve ABD ise 5’er temsil ile dikkat çekmektedir. Veriler, savunma odaklı girişimlerin liderlik düzeyinde disiplinler arası bir yapıya ulaştığını ve teknik, operasyonel, güvenlik temelli yönetişim modellerinin ağırlık kazandığını göstermektedir.


  • Savunma Teknoloji Firmalarında C-Level Yöneticilerin Sayısı ile Bu Yöneticilerden Askeriye veya Savunma Bakanlığı Kökenlilerin Oranı

Kaynak: Dealroom
Kaynak: Dealroom

Ticari liderlik yapısı, ekosistemin kurumsal olgunluğuna işaret etmektedir. İncelenen girişimlerin yaklaşık üçte birinde en az bir ticari lider görev yapmaktadır. Bu şirketlerin yarısında C-level düzeyinde yöneticilerin yanında satış, pazarlama ve iş geliştirme birimlerinde ikinci kademe yöneticiler de bulunmaktadır. Ticari rollerin %13,9’u askerî veya savunma bakanlığı geçmişine sahiptir. Milliyet dağılımında Birleşik Krallık 45, Almanya 27, İsveç 17, İtalya 12, Fransa 9, Danimarka 4, Hollanda 4 ve Norveç 4 temsil ile öne çıkmaktadır. Bu yapı, savunma sanayi girişimlerinin sadece teknik üretim değil, aynı zamanda küresel ticarileşme ve pazar stratejileri açısından da kurumsal bir ölçeğe ulaştığını ortaya koymaktadır.


Yatırımcı profili verileri, finansal karar süreçlerinde alan uzmanlığının giderek belirginleştiğini göstermektedir. Savunma odaklı fonlarda yer alan yatırımcıların %26’sı askerî veya savunma bakanlığı geçmişine sahipken, genel fonlarda bu oran %12 düzeyindedir. Savunma fonlarında incelenen 72 yatırımcının 19’u, genel fonlarda ise 145 yatırımcının 17’si bu geçmişe sahiptir. Söz konusu yatırımcılar arasında NATO Innovation Fund, MD One, Tikehau Capital, Expeditions Fund ve Defence Invest gibi kuruluşlar öne çıkmakta; yatırımcıların milliyet dağılımında Birleşik Krallık, Fransa, ABD, Finlandiya ve Almanya ön plana çıkmaktadır. Bu bulgular, yatırım kararlarının salt finansal getiriden ziyade teknik yeterlilik, güvenlik bilgisi ve stratejik yönelim doğrultusunda şekillendiğini göstermektedir.


Avrupa savunma teknolojileri ekosistemi insan kaynağı bileşeninde yüksek uzmanlık ve çok katmanlı deneyim yapısına ulaşmıştır. Kurucuların teknik niteliği, yöneticilerin çok disiplinli geçmişi ve yatırımcıların alan bilgisine dayalı seçiciliği, savunma girişimlerinin yönetimsel ve teknolojik olgunluğunu pekiştirmektedir. İnsan sermayesinin bu dönüşümü, Avrupa’nın savunma teknolojilerinde sürdürülebilir büyüme, kurumsal istikrar ve yenilik kapasitesi açısından stratejik bir avantaj elde ettiğini ortaya koymaktadır.


Değerlendirme

Avrupa savunma teknolojileri ekosistemi, 2025 itibarıyla kurumsal yapısı, yatırım hacmi ve insan kaynağı niteliği bakımından ileri bir olgunluk düzeyine ulaşmıştır. Kıta genelinde VC destekli bir büyüme modeli ortaya çıkmış, özel fonların artan ilgisiyle birlikte savunma teknolojileri stratejik bir sanayi kolu hâline gelmiştir. Bu dönüşüm, Avrupa’nın güvenlik ve teknoloji politikalarında yeni bir dönemin başladığını göstermektedir.


Bu çerçeve, Türkiye açısından hem yön gösterici hem de tamamlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Avrupa’daki savunma yatırımlarının ölçeklenmesi, Türk savunma sanayisinin geliştirdiği yüksek teknoloji çözümlerinin uluslararası pazarlara erişimi için elverişli bir zemin yaratmakla beraber ülkelerin yerli ürün kullanımına yönelik politikaları firmalarımızın karşılaşabileceği sorunlardan biridir.. Türkiye’nin son yıllarda insansız sistemler, elektronik harp, radar teknolojileri, yapay zekâ tabanlı savunma çözümleri ve siber güvenlik alanlarında kaydettiği ilerleme, Avrupa’daki dönüşümle paralel bir gelişme çizgisi sergilemektedir.


Avrupa ekosisteminde kurumsal fonların ve yatırımcı ağlarının güçlenmesi, Türk teknoloji girişimleri için ortak finansman ve Ar-Ge işbirliği fırsatlarını artırmaktadır. Savunma sanayiinde oluşan üretim ve inovasyon altyapısı, Avrupa pazarlarıyla daha entegre bir yapının temelini oluşturmaktadır. Bu bağlamda, iki taraf arasında bilgi paylaşımı, lisanslama ve teknoloji transferi temelli ortaklık modellerinin önümüzdeki dönemde daha da yaygınlaşması beklenmektedir.


Türkiye’nin mühendislik kabiliyeti, üretim tecrübesi ve savunma teknolojilerinde oluşturduğu yerli ekosistem, Avrupa’da gelişen sermaye ve uzmanlık yapılarıyla yüksek düzeyde uyumluluk göstermektedir. Bu uyum, rekabetin ötesinde, karşılıklı güvene dayalı iş birliği alanlarını güçlendirmekte; Türkiye’yi bölgesel bir üretim ve inovasyon merkezi olarak öne çıkarmaktadır.


Avrupa savunma teknolojilerinde yaşanan dönüşüm, Türkiye için yeni işbirliği biçimlerinin, ortak yatırım girişimlerinin ve yüksek teknoloji odaklı stratejik ortaklıkların önünü açmaktadır. Kıta genelinde oluşan bu dinamik yapı, Türkiye’nin savunma ekosistemini bölgesel sınırların ötesine taşıyacak nitelikte bir fırsat alanı sunmaktadır.

Comments


bottom of page