Birleşik Krallık'ta Dijital Kimlik Uygulamasına Geçiş
- A.Enes TEKCAN
- Sep 26
- 2 min read
Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, yasa dışı istihdamla mücadeleyi güçlendirmek ve kamu hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak amacıyla dijital kimlik sistemini hayata geçireceklerini açıkladı. Ücretsiz olarak sunulacak bu sistem, Birleşik Krallık vatandaşları ile ülkede oturum iznine sahip kişilere yönelik olacak ve kimlik doğrulama süreçlerini daha hızlı ve güvenilir hale getirecektir. Çalışma izni kontrollerinde zorunlu tutulacak dijital kimlik, kâğıt temelli belgelerin yerine geçerek işverenlere daha etkin doğrulama imkânı sağlayacaktır. Hükümetin açıklamasına göre, bireylerin telefonlarında kullanılabilecek bu dijital kimlik; vergi kayıtları, sürücü belgesi, çocuk bakım desteği ve benzeri birçok kamu hizmetinin başvuru sürecini sadeleştirecektir.
Söz konusu uygulama, hükümetin yasa dışı istihdamı önlemeye yönelik attığı adımların önemli bir parçası olarak görülmektedir. Çalışma izni bulunmayan kişilerin iş bulmalarının önüne geçilmesiyle, yasa dışı göç akışının azalması amaçlanmaktadır. Ayrıca, işverenler tarafından yapılan kontrollerin daha güvenilir hale gelmesiyle sahte belgelerle istihdamın engellenmesi ve sistemin ürettiği veriler üzerinden yasa dışı istihdam yapan işverenlere karşı daha etkin denetim yapılması planlanmaktadır.
Dijital kimlik sistemi, yalnızca yasa dışı istihdamla mücadele açısından değil, kamu hizmetlerine erişimde de dönüşüm yaratmayı hedeflemektedir. Sistem, vatandaşların farklı kurumlara tekrar tekrar aynı belgeleri sunma zorunluluğunu ortadan kaldırarak süreçleri hızlandıracaktır. Bunun yanı sıra, devletin dijital cüzdan altyapısı ile bütünleşmesi planlanan yeni sistem, sürücü belgesi gibi dijital belgelerle birlikte tek bir platformda kullanılabilecektir. Uluslararası örnekler incelendiğinde, Estonya, Danimarka, Avustralya ve Hindistan gibi ülkelerde benzer uygulamaların kamu hizmetlerine erişimi kolaylaştırdığı ve maliyetleri azalttığı görülmektedir.
Hükümet, uygulamanın kapsayıcı bir yapıya sahip olacağını belirtmiş ve akıllı telefon kullanmayan grupların da hizmetten yararlanabilmesi için alternatif çözümler geliştireceğini açıklamıştır. Özellikle yaşlılar, evsizler ve dijital teknolojiye erişimi kısıtlı olan bireyler için yüzyüze destek programları planlanmaktadır. Ayrıca, şeffaf bir kamu istişare süreciyle toplumsal görüşlerin alınacağı ifade edilmiştir. Güvenlik boyutunda ise en güncel şifreleme teknolojilerinin kullanılacağı, kişisel bilgilerin yalnızca gerekli olduğu ölçüde paylaşılacağı ve kaybolma ya da çalınma durumunda kimlik bilgilerinin hızla iptal edilip yeniden düzenlenebileceği vurgulanmaktadır.
Bununla birlikte, uygulamanın hayata geçirilmesi çeşitli zorlukları da beraberinde getirebilir. Özellikle dijital okuryazarlığı düşük kesimlerin sisteme uyum sağlaması zaman alabilecektir. Akıllı telefon kullanımının zorunlu olmaması kapsayıcılık açısından olumlu olmakla birlikte, alternatif erişim yöntemlerinin yeterli düzeyde işlerlik kazanması kritik önemdedir. Ayrıca, kamuoyunda kişisel verilerin merkezi bir sistemde toplanmasına ilişkin güvenlik ve mahremiyet kaygılarının gündeme gelmesi muhtemeldir.
Siber güvenlik açısından da dikkatle ele alınması gereken riskler bulunmaktadır. Dijital kimliklerin kötü niyetli aktörlerce hedef alınması, kimlik hırsızlığı veya sahte kimlik üretimi gibi tehditleri beraberinde getirebilir. Veri sızıntıları ya da sistem açıklarının istismar edilmesi, kamu güvenliğini zedeleyebilecek sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle sistemin tasarım aşamasından itibaren güçlü bir siber güvenlik mimarisi ile korunması ve düzenli denetim mekanizmalarıyla desteklenmesi zorunludur. Ayrıca, kullanıcıların bilinçlendirilmesi ve olası saldırılara karşı hızlı müdahale mekanizmalarının geliştirilmesi uygulamanın başarısı için belirleyici olacaktır.




Comments