top of page

Birleşik Krallık Temmuz Ayı Enflasyon Verileri

Birleşik Krallık’ta temmuz ayı yıllık enflasyon oranı %3,8 olarak açıklandı. Bu rakam piyasa beklentilerinin ve haziran ayında kaydedilen %3,6 seviyesinin üzerinde olmuştur. Böylece enflasyon, Ocak 2024’ten bu yana en yüksek düzeyine ulaşmış ve İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) %2’lik hedefinin oldukça üzerinde seyretmiştir. Özellikle ulaştırma kaleminde görülen fiyat artışları ile gıda ve alkolsüz içeceklerdeki sürekli yükseliş bu artışın temel nedenleri olarak öne çıkmaktadır.


Çekirdek TÜFE (enerji, gıda, alkol ve tütün hariç tüketici fiyat endeksi) temmuz ayına kadar olan 12 aylık dönemde %3,8 artarak, haziran’daki %3,7’lik artışın biraz üzerine çıktı. TÜFE mallar yıllık artış oranı %2,4’ten %2,7’ye yükselirken, TÜFE hizmetler yıllık artış oranı %4,7’den %5,0’a çıktı.


  • TÜFE Mal, Hizmet ve Çekirdek Enflasyon Oranları (Yıllık)

Kaynak: ONS
Kaynak: ONS

Temmuz ayında en dikkat çekici artış ulaştırma grubunda yaşanmıştır. Uçak biletlerindeki aylık bazda %30’u aşan artış, söz konusu dönemde okul tatillerinin başlamasıyla ilişkilendirilmiş, böylelikle talep yönlü baskılar fiyatlara güçlü biçimde yansımıştır. Motorin ve benzin fiyatlarındaki artış da ulaştırma maliyetlerini yukarı çekerek tüketici fiyat endeksine ek katkı sağlamıştır.


Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda ise yıllık artış oranı %4,9’a ulaşmıştır. Bu oran, haziran ayındaki %4,5’lik artışın üzerinde olup üst üste dördüncü ayda hızlanmaya işaret etmektedir. Et ürünleri, çikolata ve şekerleme, hazır kahve ve portakal suyu gibi kalemlerde kaydedilen artış, tüketici sepeti üzerindeki baskıyı daha da artırmıştır. Bunun yanında, Birleşik Krallık’ta yaz döneminin kurak geçmesi nedeniyle tarımsal üretim üzerinde oluşabilecek olumsuz etkiler, önümüzdeki dönemde gıda fiyatlarında ilave risklerin söz konusu olabileceğine işaret etmektedir.


  • En Fazla Fiyat Artışı Yaşanan Ürünler

Kaynak: BBC
Kaynak: BBC

Ekonomideki fiyat baskılarının bir işareti ve BOE temel ölçütü olan hizmet enflasyonu, haziran ayındaki yüzde 4,7'den temmuz ayında yüzde 5'e yükseldi. Bu kalem, Merkez Bankası’nın para politikası kararlarında özellikle önem verdiği göstergelerden biridir ve fiyat artışlarının arz şoklarından ziyade daha yapısal bir eğilim kazandığını ortaya koymaktadır.


İngiltere Merkez Bankası, temmuz ayı başında politika faizini %4,5’ten %4,0’e indirerek son iki yılın en düşük seviyesine çekmiştir. Karar, Para Politikası Kurulu’nda oldukça dar bir çoğunlukla alınmış olup, bazı üyeler gıda ve enerji fiyatlarındaki yukarı yönlü risklerin enflasyon beklentilerini bozabileceğini ifade etmiştir. Banka, son tahminlerinde enflasyonun eylül ayında %4 seviyesinde zirveye ulaşacağını öngörmektedir.


Normal koşullarda bu seviyedeki bir enflasyon oranı, yeni faiz indirimlerini gündemden çıkaracak nitelikte olsa da ekonomide büyüme ivmesinin zayıf seyretmesi ve işgücü piyasasındaki belirsizlikler, para politikasında destekleyici adımların devamı yönünde baskı oluşturmaktadır. Nitekim, Merkez Bankası Başkanı’nın da vurguladığı üzere, faiz indirimleri bundan sonraki süreçte daha temkinli ve kademeli şekilde ilerleyecektir.


Birleşik Krallık’taki enflasyon eğilimi, uluslararası bağlamda da dikkat çekmektedir. Temmuz ayında Euro Bölgesi’nde yıllık enflasyon %2 düzeyinde, Fransa’da ise %1’in altında gerçekleşmiştir. ABD’de tüketici fiyat endeksi aynı dönemde %2,7 artmıştır. Bu çerçevede, Birleşik Krallık enflasyonun görece daha inatçı seyrettiği ülkeler arasında yer almakta ve bu durum, fiyat istikrarının sağlanması sürecini Avrupa ve ABD’ye kıyasla daha zorlu kılmaktadır.


Fiyat artışları, özellikle gıda ve ulaştırma gibi hanehalkı bütçesinde büyük yer tutan kalemlerde yoğunlaşmaktadır. Son iki yılda haftalık alışveriş sepetinde yaklaşık %50’yi bulan maliyet artışları, düşük ve orta gelirli grupların harcanabilir gelirini daraltmaktadır. Bu gelişme, tüketim alışkanlıklarında değişimlere, tasarruf oranlarında düşüşe ve sosyal yaşam harcamalarında kısıtlamalara yol açmaktadır.


Hükümet cephesinden yapılan açıklamalarda, enflasyonun çift haneli seviyelerden uzaklaştırılmasının başarı olduğu vurgulanmakta; ancak yaşam maliyetlerini hafifletmek için daha fazla çaba gerektiği kabul edilmektedir. Muhalefet ise mevcut politikalarda yapılan tercihlerin enflasyonu kalıcı hale getirdiğini, özellikle vergi ve borçlanma politikalarının maliyetleri artırdığını savunmaktadır.


Birleşik Krallık’ta temmuz ayında kaydedilen enflasyon verileri, fiyat baskılarının özellikle talep ve arz yönlü şokların birleşimiyle sürdüğünü göstermektedir. Gıda ve ulaştırma kalemleri başlıca risk unsurları olmaya devam ederken, hizmetler enflasyonundaki artış, fiyat istikrarı hedefinin kısa vadede yakalanmasının güç olduğunu ortaya koymaktadır.


Para politikasında indirimlerin daha yavaş bir tempoda devam etmesi beklenirken, ekonomi yönetiminin maliye politikası adımlarını da enflasyonla mücadeleyi destekleyecek şekilde kurgulaması önem arz etmektedir. Uluslararası ölçekte daha düşük enflasyon oranlarının gözlendiği dikkate alındığında, Birleşik Krallık’ın fiyat istikrarını sağlama süreci hem daha uzun sürecek hem de politika yapıcılar açısından daha dikkatli adımlar gerektirecektir.

Comments


bottom of page