top of page

Birleşik Krallık İşgücü Piyasasında Yavaşlama ve Beklentiler

Birleşik Krallık işgücü piyasası son dönemde belirgin şekilde yavaşlama sinyalleri veriyor. İstihdam artışı yerini kademeli bir duraklamaya bırakırken, işe alım hızı da gözle görülür biçimde düşmüş durumda. Mayıs-Temmuz döneminde iş ilanları yüzde 5,8 oranında azalarak 718.000 seviyesine geriledi. Bu rakam, pandemi dönemi olan Nisan 2021’den bu yana görülen en düşük seviyeye işaret ediyor. Pandemi dışındaki dönemler dikkate alındığında ise en son Ocak 2015’te bu kadar düşük bir seviyeye inilmişti. Düşüş özellikle perakende ve konaklama sektörlerinde yoğunlaşırken, bu alanlarda hem yeni işe alımların yavaşladığı hem de ayrılan çalışanların yerlerinin doldurulmadığı gözleniyor.


Temmuz ayında bordrolu çalışan sayısı 8.000 kişi azalırken, haziran ayında yaşanan düşüş 26.000’di. Bordrolu çalışan sayısı son 12 ayın 10’unda gerilerken, toplam istihdam hâlâ 30 milyonun üzerinde seyrediyor. Uzmanlar bu durumun “çok kademeli bir soğuma” anlamına geldiğini belirtiyor. Ortalama ücret artışı yüzde 5 ile sabit kalırken, işsizlik oranı da yüzde 4,7 seviyesini korudu. Ancak bu oran, son dört yılın en yüksek seviyelerinden biri olarak dikkat çekiyor.


İşgücü piyasasındaki yavaşlamanın arka planında, işverenler için artan maliyetler önemli rol oynuyor. Nisan ayında Ulusal Asgari Ücret 11,44 sterlinden 12,21 sterline yükselirken, işverenlerin ödediği Ulusal Sigorta katkı payı oranı yüzde 13,5’ten yüzde 15’e çıkarıldı. Ayrıca bu katkı payının başladığı yıllık gelir eşiği 9.100 sterlinden 5.000 sterline indirildi. İş dünyasından gelen değerlendirmeler, özellikle konaklama sektöründe bu maliyet artışlarının kârlılığı ciddi biçimde zorladığını, bunun da işe alım politikalarını etkilediğini ortaya koyuyor. Bazı işletmeler, deneyimli ve “hemen katkı sağlayabilecek” çalışanları tercih ederken, genç ve deneyimsiz işgücüne yönelik talep azalmış durumda.


  • Açık İş Pozisyonu Sayıları

Kaynak: BBC, ONS
Kaynak: BBC, ONS

Ekonomistler, mevcut verilerin işgücü piyasasında sert bir daralmadan ziyade, kademeli bir yumuşama eğilimine işaret ettiğini değerlendiriyor. Capital Economics’ten Ashley Webb, bordro verilerindeki sınırlı düşüşün, işgücü piyasasının Nisan ayındaki vergi ve asgari ücret artışlarının etkilerini sindirme sürecinde olduğunu belirtiyor. Öte yandan, firmalardan gelen toplu işten çıkarma bildirimlerinin temmuz ayında “nispeten düşük” seviyelerde kalması, işten çıkarmaların henüz yaygın bir eğilim haline gelmediğini gösteriyor.


Bu gelişmeler, İngiltere Merkez Bankası’nın para politikası açısından kritik bir döneme işaret ediyor. Geçtiğimiz hafta politika faizi çeyrek puan indirilerek yüzde 4 seviyesine çekildi. Ancak Para Politikası Komitesi üyeleri arasında bu karara ilişkin fikir birliği bulunmadı; dört üye, gıda ve enerji fiyatlarındaki artışın enflasyonu yeniden yüzde 4 seviyesine yaklaştırabileceğini savunarak faizlerin sabit tutulması gerektiği yönünde oy kullandı. Ücret artışlarının yüksek seyretmesi, enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmayı sürdürüyor. Bankanın hedefi olan yüzde 2’lik enflasyon oranına ulaşılması, mevcut ücret dinamikleri ve maliyet unsurları dikkate alındığında kısa vadede zor görünüyor.


Önümüzdeki döneme ilişkin beklentiler, istihdam piyasasında yavaşlamanın devam edeceği ancak bunun kademeli olacağı yönünde. Ulusal Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Kurumu, iş ilanlarındaki gerilemenin ücret artış hızını yavaşlatabileceğini ve bunun da enflasyonist baskıları hafifletebileceğini öngörüyor. Ayrıca, yıl sonuna kadar Banka’nın bir faiz indirimi daha yaparak faizi yüzde 3,75’e çekebileceğini tahmin ediyor. Bununla birlikte, işveren maliyetlerindeki artışın orta vadede işgücü talebini baskılamaya devam etmesi ve özellikle düşük marjlı sektörlerde istihdamın daha da daralması olasılığı güçlü görünüyor.


Politik ve sektörel açıdan bakıldığında, hükümetin işgücü piyasasındaki soğumayı yönetme biçimi önümüzdeki ekonomik tabloyu belirleyecek. Maliye politikası ile istihdam teşvikleri arasındaki denge, hem işsizlik oranının kontrol altında tutulması hem de enflasyonla mücadelede kritik rol oynayacak. İşverenler cephesinde ise vergi ve sosyal güvenlik yüklerinin hafifletilmesi, özellikle KOBİ’ler ve hizmet sektörü için önümüzdeki dönemde istihdam artışını destekleyici bir unsur olabilir. Aksi halde, işletmelerin maliyet baskısı altında işe alımları kısıtlaması ve daha fazla verimlilik odaklı, düşük istihdamlı iş modellerine yönelmesi muhtemel görünüyor. Merkez Bankasının faiz kararları, bu süreçte hem borçlanma maliyetlerini hem de yatırım iştahını doğrudan etkileyecek.


Bu bağlamda, Birleşik Krallık işgücü piyasası önümüzdeki aylarda ekonomik yavaşlamanın ve politika tercihlerinin doğrudan yansıdığı bir alan olmaya devam edecek. Küresel enerji fiyatları, gıda maliyetleri ve jeopolitik gelişmeler, iç dinamiklerle birleşerek istihdamda yönün ne olacağını belirleyecek. Yumuşak iniş senaryosunun gerçekleşebilmesi için işgücü talebindeki daralmanın kontrollü bir hızda ilerlemesi, ücret artışlarının enflasyon hedefiyle uyumlu seviyelere gerilemesi ve üretkenlik artışının desteklenmesi kritik önem taşıyor.

Comments


bottom of page