İngiltere Merkez Bankası Faiz İndirim Kararı
- A.Enes TEKCAN
- 4 days ago
- 3 min read
07 Ağustos 2025 tarihinde gerçekleştirilen toplantıda İngiltere Merkez Bankası (Bank of England – BoE), politika faiz oranını 25 baz puan indirerek yüzde 4 düzeyine çekmiştir. Böylece faiz oranları son iki yılın en düşük seviyesine gerilemiştir Ancak söz konusu karar, Para Politikası Komitesi içerisinde dikkate değer ölçüde görüş ayrılığı ile alınmıştır. İlk tur oylamada çoğunluk sağlanamaması üzerine gerçekleştirilen ikinci oylamada beş üye faiz indirimi yönünde oy kullanırken, dört üye faiz oranlarının sabit tutulmasını savunmuştur. Komite’nin dışarıdan atanan üyelerinden Alan Taylor, ilk oylamada daha yüksek oranlı bir indirimden yana görüş bildirmiş; ikinci turda ise çeyrek puanlık indirime destek vererek çoğunluğun oluşmasını sağlamıştır. Bu durum, Komite’nin zayıflayan ekonomik büyüme ile yüksek seyreden enflasyon arasında hassas bir denge arayışı içerisinde bulunduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
BoE Başkanı Andrew Bailey, alınan kararın “son derece dengeli” olduğunu ifade ederek, faiz oranlarının yönünün hâlen aşağıya doğru olduğunu; ancak gelecekteki adımların “daha belirsiz” hâle geldiğini belirtmiştir. Banka, Eylül ayında enflasyonun % 4 seviyesinde zirve yapacağını öngörmektedir. Bu oran, Mayıs ayında yayımlanan raporda tahmin edilen % 3,8 seviyesinin üzerinde olup, hedef enflasyonun (%2) yaklaşık iki katına tekabül etmektedir. Gıda fiyatlarındaki artışın bu yükselişte belirleyici olacağı değerlendirilmekte; artışın uluslararası emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar, olumsuz hava koşulları ve Nisan ayında yürürlüğe giren ulusal sigorta primi ile asgari ücret artışlarının maliyetlere yansımasından kaynaklandığı belirtilmektedir. Banka, söz konusu maliyet artışlarının gıda fiyatlarına yaklaşık % 2 oranında ek baskı oluşturduğunu vurgulamaktadır.
İngiltere Merkez Bankası Faiz Oranları

Enflasyonun hedefin üzerinde seyretmesine rağmen faiz indirimi yapılması, ekonomik büyümenin zayıf seyri ve iş gücü piyasasındaki yumuşamanın etkisiyle açıklanmaktadır. İstihdam artışının duraksaması, iş ilanlarında azalma ve ücret artış hızındaki yavaşlama, para politikası yapıcılarının ekonomik destek ihtiyacını dikkate almasına yol açmıştır. Bununla birlikte, Banka’nın projeksiyonları, faiz oranlarının piyasa beklentileri doğrultusunda düşmesi hâlinde enflasyonun orta vadede hedefe geri döneceğini göstermektedir; ancak bu sürecin kesinlik taşımadığı ve kayda değer riskler içerdiği yönünde uyarılar yapılmaktadır.
Karar öncesinde piyasada bu yıl içerisinde ilave faiz indirimleri beklentisi oldukça yüksek seviyedeydi. Ancak oylamanın yakın sonuçlanması ve Banka tarafından yapılan sert açıklamalar bu beklentiyi zayıflatmıştır. Kararın ardından sterlin, ABD doları karşısında yüzde 0,5 oranında değer kazanarak 1,343 seviyesine yükselmiş; iki yıllık devlet tahvili getirileri ise 0,05 puan artarak yüzde 3,88’e çıkmıştır. Swap piyasasında, yıl içerisinde bir faiz indirimi daha yapılma olasılığı karar öncesinde yüzde 90’ın üzerinde iken, karar sonrası yaklaşık yüzde 75 seviyesine gerilemiştir.
Ekonomi çevrelerinde, İngiltere Merkez Bankası’nın faiz indirim döngüsünde duraksamaya yönelebileceği yönünde görüşler ağırlık kazanmaktadır. Değerlendirmelerde, kararın dört üye tarafından reddedilmesinin, gelecekteki faiz politikasına ilişkin belirsizliği artırdığı vurgulanmakta; iletişim dilindeki sertleşmenin ise faiz indirimlerine ara verilebileceğinin işareti olduğu belirtilmektedir. Ayrıca, Banka’nın yeni bir indirim konusunda aceleci davranmadığı yönünde yorumlar öne çıkmaktadır.
Birleşik Krallık, gelişmiş ekonomiler arasında en yüksek ve en kalıcı enflasyon sorunlarından biriyle karşı karşıya bulunmaktadır. Haziran ayında yıllık enflasyon oranı yüzde 3,6 olarak gerçekleşmiş; bu oran ABD’deki (yüzde 2,7) ve Euro Bölgesi’ndeki (yüzde 2) seviyelerin belirgin biçimde üzerinde kalmıştır. Özellikle hizmet sektörü fiyatlarının katı seyri, yüksek ücret artışlarının yanı sıra kamu politikalarının etkisiyle desteklenmektedir. Nisan ayında yürürlüğe giren ulusal sigorta primi artışı ve asgari ücret zammı, emek yoğun sektörlerde maliyetleri artırmış ve bu maliyetlerin fiyatlara yansıması sürmektedir. Ayrıca toplu taşıma ücretleri ve araç vergisi gibi kamu tarafından belirlenen fiyatlardaki artışlar da enflasyonu yukarıda tutan unsurlar arasında yer almaktadır.
Banka, yüksek enflasyonun süreklilik kazanmasının tüketici ve işletmelerin fiyat beklentilerini bozabileceği ve bunun ücret artışı talepleri ile fiyat artışlarını kabullenme davranışını besleyebileceği endişesini taşımaktadır. Özellikle gıda ve enerji fiyatlarındaki artışların tüketici algısı üzerinde güçlü bir etkisi bulunmakta olup, bu durum “ikinci tur etkiler” olarak adlandırılan ve enflasyonu kendi kendine sürdüren bir mekanizma riskini artırmaktadır.
Siyasi cephede ise karar farklı şekillerde yorumlanmıştır. Maliye Bakanı Rachel Reeves, faiz indiriminin “ekonomik istikrarın” göstergesi olduğunu savunarak, düşen faizlerin konut kredisi ve ticari borç maliyetlerini azalttığını ve bunun hane halkı bütçelerine olumlu yansıyacağını ifade etmiştir. Muhalefet partileri ise faiz indiriminin zayıf ekonomik görünüm nedeniyle yapıldığını ileri sürmüş; Gölgeler Maliye Bakanı Mel Stride, Reeves’in görev süresinde enflasyonun neredeyse iki katına çıktığını ve işsizliğin yükseldiğini dile getirmiştir.
İngiltere Merkez Bankası’nın son faiz indirimi, görünürde ekonomik faaliyeti desteklemeyi hedeflese de yüksek enflasyonun yapısal unsurlardan kaynaklanan dirençli seyri ve fiyat baskılarının devam etmesi, para politikasında temkinli ve kademeli bir yaklaşımın süreceğini göstermektedir. Piyasada oluşan beklenti, faiz oranlarının kısa vadede hızlı bir şekilde gerilemeyeceği yönünde olup, bu durum hane halkı ve işletmeler açısından mali koşulların uzun süre nispeten sıkı kalabileceğine işaret etmektedir.
Metnin özetini çıkar
Comments