top of page

Birleşik Krallık Sanayi Stratejisi 2025: Öncelikli Sektörlere Yakın Bakış

Birleşik Krallık, yeni küresel düzende yüksek katma değerli sektörlerde rekabet gücünü artırmak üzere kapsamlı bir sanayi stratejisi geliştirmiştirModern Sanayi Stratejisi, üretimden dijital teknolojilere, yaşam bilimlerinden yaratıcı endüstrilere kadar sekiz öncelikli sektöre odaklanarak uzun vadeli bir ekonomik dönüşüm hedeflemektedir. Bu yaklaşım, ulusal refahı artırma ve Birleşik Krallık’ı geleceğin teknolojik ve endüstriyel merkezlerinden biri haline getirme amacı taşımaktadır.


Strateji kapsamında yatırım kararlarını hızlandırmak, girişimciliği teşvik etmek ve uluslararası sermayeyi çekmek için her sektöre özel uygulama planları sunmaktadır. Hükümet, yüksek büyüme potansiyeli barındıran bu sektörlerin üretkenliğini artırmak, nitelikli istihdam yaratmak ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek üzere aktif bir rol üstlenmektedir. Sektörlerin belirlenmesinde ihracat kapasitesi, küresel teknoloji trendleri ve stratejik öncelikler temel alınmıştır.


Stratejide önceliklendirilen sekiz sektör şunlardır: “Advanced Manufacturing”, “Clean Energy Industries”, “Creative Industries”, “Defence”, “Digital and Technologies”, “Financial Services”, “Life Sciences” ve “Professional and Business Services”. Bu alanlar, yalnızca ekonomik büyümeyi sürdürülebilir hale getirecek ve ülkenin stratejik bağımsızlığını güçlendirecek kapasiteye sahiptir.


Her sektör için uzun vadeli yatırım hedefleri, Ar-Ge programları, bölgesel kümelenme stratejileri ve dış ticaret odaklı büyüme planları tanımlanmıştır. Bu sektörlerin desteklenmesi, hem yüksek verimliliğe sahip firmaların gelişmesini hem de ülke genelinde teknolojik dönüşümün hızlanmasını sağlayacaktır.


Bu yazıda, strateji kapsamında önceliklendirilen sekiz sektör; yapısal konumları, yatırım ve ihracat performansları, kamu destekleri ve teknolojik odak alanları çerçevesinde analiz edilmektedir. Değerlendirmeler, her sektöre özgü politika setlerinin ekonomik etki kapasitesi, ölçeklenebilirlik ve sürdürülebilir büyüme hedefleri doğrultusunda nasıl kurgulandığını ortaya koymayı amaçlamaktadır.


İleri İmalat

Birleşik Krallık sanayisinin dönüşümünde kilit rol oynayaileri imalat sektörü, üretkenlik, teknoloji yoğunluk ve ihracat kapasitesi açısından öncelikli konuma sahiptir. Strateji kapsamında bu alan, yüksek katma değerli üretimin güçlendirilmesi, bölgesel kalkınmanın desteklenmesi ve küresel rekabet gücünün artırılması amacıyla kapsamlı bir yatırım programıyla desteklenmektedir.


2023 yılı itibarıyla sektörde toplam 43 milyar £ düzeyinde üretim gerçekleştirilmiş, 2024 yılında ise yalnızca otomotiv sektörü 82 milyar £’lik ihracatla Birleşik Krallık’ın en büyük ihraç kalemi haline gelmiştir. Bu veriler, ileri imalat başlığı altında yer alan alt sektörlerin (örneğin otomotiv, havacılık, batarya teknolojileri, ileri malzemeler ve uzay teknolojileri) ekonomik katkısını ve ihracat odaklı yapısını açık biçimde göstermektedir.


Hükümetin bu alana yönelik temel taahhütleri arasında, önümüzdeki beş yıl içinde 2,8 milyar £’i Ar-Ge faaliyetlerine ayrılmak üzere, toplamda 4,3 milyar £’lik destek paketi öne çıkmaktadır. Ayrıca, 2025 yılına kadar sektördeki yıllık yatırım hacminin neredeyse iki katına çıkarılarak 39 milyar £’e ulaşması hedeflenmektedir. Bu hedef, sektörün otomasyon, dijitalleşme ve ticarileşme gibi öncelikli alanlarda daha güçlü bir konum elde etmesini amaçlamaktadır.


Birleşik Krallık, bu sektörde sahip olduğu bölgesel kümelenme avantajlarını da ön plana çıkarmaktadır. Örneğin, Güney Batı İngiltere ve Galler, dünyanın büyük sivil uçak kanatlarının yaklaşık yarısını üretmektedir. İskoçya’nın Glasgow kenti, Avrupa’nın en yoğun uydu üretim merkezidir. MIRA Teknoloji Parkı’nın yer aldığı Hinckley ve Bosworth bölgesi ise otomotiv Ar-Ge'sinin Avrupa’daki en büyük kümelerinden birine ev sahipliği yapmaktadır. Bu bölgeler, küresel yatırımcılar için çekim merkezi oluşturmakta ve de yerel istihdam ve inovasyonun merkezleri olarak değerlendirilmektedir.


İleri imalat sektörü, Birleşik Krallık’ın sürdürülebilir büyüme stratejisinde kilit rol oynamaktadır. Yüksek teknolojiye dayalı üretim kabiliyeti, nitelikli iş gücü ihtiyacını artırmakta ve bölgesel eşitsizliklerin azaltılmasına katkı sağlamaktadır. Önümüzdeki on yıl boyunca bu alana yapılacak yatırımların, ülkenin dış ticaret dengesine, enerji verimliliğine ve stratejik özerkliğine önemli katkılar sunması beklenmektedir.


Temiz Enerji Endüstrileri

Birleşik Krallık’ın sanayi stratejisinde temiz enerji sektörü, ekonomik büyüme, enerji arz güvenliği ve çevresel dönüşüm açısından kritik bir konumda yer almaktadır. Hükümet, bu alandaki potansiyeli ortaya çıkarmak için kamu yatırımlarını artırmış, sektörü uzun vadeli kalkınma planlarının merkezine almıştır.


2024 yılında sektör, 2,3 milyar £ tutarında iklim teknolojisi yatırımı çekerek Avrupa'da en fazla yatırım alan ülke konumuna gelmiştir. 2030 yılına kadar Birleşik Krallık firmalarının küresel net sıfır dönüşümüne yönelik ürün ve hizmet sunarak elde edebileceği pazar büyüklüğü ise 83,1 milyar £ olarak öngörülmektedir.


Temiz enerji endüstrisi kapsamında öncelikli teknoloji alanları belirlenmiştir. Karbon yakalama ve depolama, hidrojen çözümleri, ısı pompası sistemleri, nükleer enerji, füzyon teknolojileri ve açık deniz rüzgâr türbinleri öne çıkan başlıklardır. Örneğin, Siemens Gamesa’nın Humber’daki tesisi, Kuzey Denizi’ne kurulan türbinler için 2.500’den fazla kanat üretmiş ve 6,7 milyon haneye yetecek enerji kapasitesi oluşturmuştur. Sektörün gelişimini hızlandırmak amacıyla 1 milyar £ büyüklüğünde Clean Energy Supply Chain Fund kurulmuş, Clean Energy Bonus programının bütçesi 544 milyon £’e çıkarılmıştır. Bu destekler, özellikle sanayi bölgeleri ve kıyı yerleşimlerinde yeşil sanayiyi güçlendirmeyi hedeflemektedir.


Birleşik Krallık, enerji teknolojilerinde öncü olma hedefi doğrultusunda altyapı yatırımlarını artırmakta, regülasyonları sadeleştirmekte ve Avrupa Birliği ile teknik iş birliklerini genişletmektedir. Elektrik piyasasında fiyat istikrarı sağlamak ve özel sektör yatırımlarını desteklemek amacıyla karbon sınır düzenlemesi (UK CBAM) ve uzun vadeli enerji alım anlaşmaları (CPPA) gibi yeni araçlar geliştirilmektedir.


Sektör, hızlı büyüyen yapısı ve getirdiği ihracat fırsatları sayesinde ekonomideki dönüşüm sürecine doğrudan katkı sağlamaktadır. 2023 yılından bu yana net sıfır ekonomisinin %10,1 oranında büyümesi, genel ekonomik büyüme ortalamasının üç katı düzeyindedir. Bu performans, temiz enerji sektörünün stratejik önemini pekiştirmektedir.


Yaratıcı Endüstriler

Yaratıcı endüstri sektörü, kültürel üretimin ekonomik değere dönüşmesini sağlayan güçlü bir yapıya sahiptir ve ülkenin dış ticaret, istihdam ve bölgesel kalkınma hedeflerinde önemli bir rol oynamaktadır. 2023 yılı itibarıyla sektörün Birleşik Krallık ekonomisine katkısı 124 milyar £ olarak gerçekleşmiştir. Aynı yıl film ve televizyon alanında 4,8 milyar £’lik doğrudan dış yatırım çekilmiştir. İnternet reklamcılığı gibi dijital alanlarda da önemli bir büyüme yaşanmış; sektör 2024’te 32 milyar £’lik reklam harcamasıyla Batı Avrupa'nın en dijital olgun reklam pazarına dönüşmüştür.


Birleşik Krallık, aynı zamanda yaratıcı hizmet ihracatında küresel ölçekte ilk sırada yer almaktadır. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) verilerine göre, yaratıcı çıktılar açısından Birleşik Krallık dünyada üçüncü sıradadır. Bu başarı, güçlü bir yükseköğrenim altyapısıyla da desteklenmektedir. Royal College of Art, Royal College of Music ve University of the Arts London gibi kurumlar, dünyanın en iyi performans sanatları okulları arasında yer almaktadır.


Hükümet, endüstri stratejisi kapsamında bu sektöre yönelik yatırım ve destek programlarını genişletmektedir. Altı öncelikli bölgeye 150 milyon £’lik yeni fon sağlanmakta; bu kapsamda yaratıcı Ar-Ge kümeleri için 100 milyon £, video oyunları için 30 milyon £, ekran endüstrileri için 75 milyon £ ve müzik sektörü için 30 milyon £ kaynak ayrılmaktadır. Ayrıca, yaratıcı içeriklerin alım-satımı ve lisanslamasına aracılık edecek yeni bir “Creative Content Exchange” kurulması planlanmaktadır.


Ülke genelinde belirlenen 12 yaratıcı küme, yerel yönetimlerle birlikte geliştirilecek projelerle desteklenecektir. Bu kümelenmelerin, yerelde üretim kapasitesini artırması ve genç yeteneklerin sektöre girişini kolaylaştırması hedeflenmektedir. Telif haklarının korunmasına yönelik yeni düzenlemelerle de yaratıcı profesyonellerin hakları daha etkin biçimde korunacaktır.


Yaratıcı endüstri sektörü, dijitalleşme sürecine hızla uyum sağlamakta ve kültürel değerleri ekonomik avantaja dönüştüren yapısıyla Birleşik Krallık’ın yumuşak gücünü artırmaktadır. Bu yönüyle, sanayi stratejisinin büyüme, ihracat ve bölgesel canlılık hedeflerine doğrudan katkı sunan sektörlerden biri olarak konumlandırılmaktadır.


Savunma Sanayii

Birleşik Krallık’ın savunma sanayii, ekonomik değer üretme kapasitesi, yüksek teknoloji odaklı üretimi ve istihdam yaratma potansiyeliyle sanayi stratejisinde öncelikli sektörler arasında yer almaktadır. Güvenlik politikalarının ötesine geçen bir rol üstlenen savunma sektörü, yenilikçi teknolojilerin gelişimine katkı sağlamakta ve ihracat odaklı büyüme hedeflerine doğrudan hizmet etmektedir.


2023 yılında sektörün toplam cirosu 12 milyar £’e ulaşmış; GSYİH’ye katkısı ise 28 milyar £ olarak kaydedilmiştir. Son on yılda sektörde %31 oranında büyüme gerçekleşmiştir. Savunma Bakanlığı’nın sanayiye yaptığı harcamalar, Birleşik Krallık genelinde 200.000’den fazla istihdamı desteklemekte; bu harcamaların yaklaşık %70’i Londra ve Güneydoğu dışındaki bölgelerde yapılmaktadır. Örneğin, Barrow-in-Furness, ülkenin nükleer caydırıcılık sistemleri için kritik öneme sahipken; Plymouth, ileri denizcilik teknolojileri ve araştırmaları açısından stratejik bir kümelenme noktasıdır.


Hükümet, sektöre yönelik Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarını artırmak amacıyla 400 milyon £’lik bir bütçeyi Defence Innovation programı kapsamında ayırmıştır. 2027 yılına kadar savunma harcamalarının GSYİH’nin %2,6’sına çıkarılması hedeflenmekte, sonraki dönemde bu oranın %3’e ulaşması planlanmaktadır. Bu çerçevede, yeni nesil teknolojilere dayalı üretim altyapılarının geliştirilmesi ve ihracat kapasitesinin artırılması öncelikli gündemdir.


Öne çıkan alt sektörler arasında “combat air” sistemleri, otonom ve insansız platformlar, yönlendirilmiş enerji silahları, kompleks silah sistemleri ve ileri deniz teknolojileri yer almaktadır. Bu alanlar, yalnızca savunma ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp, diğer yüksek teknoloji sektörlerine bilgi ve teknoloji transferi sağlayan bir etki yaratmaktadır.


Strateji kapsamında savunma sanayii ile kamu arasında daha yakın iş birlikleri teşvik edilmekte, Defence Industrial Joint Council yeniden yapılandırılarak özel sektörle daha güçlü bir eşgüdüm sağlanmaktadır. Ayrıca, Savunma Bakanlığı, High Value Manufacturing Catapult ile yaptığı yeni ittifakla inovasyon süreçlerine daha doğrudan katkı vermeyi amaçlamaktadır.


Savunma sektörü, stratejik bağımsızlığı güçlendirmesi, teknoloji geliştirme kapasitesini artırması ve bölgesel ekonomileri canlandırması yönüyle Birleşik Krallık’ın uzun vadeli sanayi vizyonunun önemli yapı taşlarından biri olarak tanımlanmaktadır.


Dijitalleşme & Teknoloji

Birleşik Krallık, dijitalleşme ve teknoloji alanında sahip olduğu altyapı, üniversite ekosistemi ve girişimcilik kültürü ile Avrupa’nın önde gelen merkezlerinden biri konumundadır. Sanayi stratejisinde bu sektör, yapay zekâ, kuantum teknolojileri, yarı iletkenler ve ileri bağlantı altyapıları gibi stratejik öneme sahip alanlara odaklanılarak desteklenmektedir.


2023 yılında yapay zekâ sektörü, 14 milyar £ gelir üretmiş; 64.500 kişiye istihdam sağlamıştır. Sektörün toplam pazar değeri 2025 yılının ilk çeyreği itibarıyla 180 milyar £’e ulaşmış ve ülkeyi Avrupa'nın en büyük yapay zekâ pazarı haline getirmiştir. Bugüne dek Birleşik Krallık’ta toplam 185 unicorn şirket kurulmuş, Oxford ve Cambridge gibi bilim merkezleri Londra dışındaki en yoğun girişim yatırımlarını çekmiştir. Bristol, Leeds, Birmingham ve Edinburgh gibi şehirlerde ise birden fazla unicorn şirketin varlığı dikkat çekmektedir.


Sektörün gelişimini desteklemek için hükümet, öncelikli teknolojilere yönelik 10 yıllık yatırım taahhütleri vermiş, özel sektörle ortaklık içinde uzun vadeli planlamalara gitmiştir. Ox-Cam Koridoru’na yapılacak yatırımların 2035 yılına kadar ekonomiye 78 milyar £ katkı sağlaması beklenmektedir. Buna ilaveten, teknoloji eğitimi ve dijital becerilerin yaygınlaştırılması amacıyla bir milyon gence yönelik teknoloji eğitimi programı başlatılmıştır.


“Dijitalleşme & Teknoloji” çatısı altında yapay zekâ (AI), kuantum teknolojileri, yarı iletken üretimi, siber güvenlik, ileri bağlantı teknolojileri ve mühendislik biyolojisi gibi alt başlıklarda rekabet gücü yüksek bir kapasite inşa edilmektedir. Yapay zekâ odaklı kamu fonları, Sovereign AI Unit aracılığıyla 500 milyon £ tutarında kaynak sağlamaktadır. Ek olarak, kuantum bilgisayarların geliştirilmesi için de 670 milyon £’lik kamu yatırımı planlanmıştır.


Birleşik Krallık, bu alanda sadece üretici bir ülke olmayı değil, aynı zamanda küresel teknoloji standartlarını belirleyen bir merkez haline gelmeyi hedeflemektedir. Hükümetin dijital alandaki stratejik yaklaşımı, yenilikçi firmaların ticarileşmesini kolaylaştırmakta, kamu politikaları ile teknoloji yatırımları arasında doğrudan bir eşgüdüm sağlamaktadır.


Finansal Hizmetler

Birleşik Krallık’ta, Londra, Edinburgh ve Glasgow gibi şehirler, uluslararası sermaye akışını yönlendiren merkezler olarak öne çıkmakta; sektör, ekonomiye sağladığı doğrudan katkı ve düzenleyici üstünlüğü ile sanayi stratejisinin temel sütunlarından birini oluşturmaktadır.


2024 yılı itibarıyla finansal hizmetler sektörü, 214 milyar £’lik ekonomik katkıya ulaşmıştır. Sektörde doğrudan ve dolaylı olarak toplam 1,2 milyon kişi istihdam edilmektedir. Son beş yılda Avrupa'da sağlanan büyüme sermayesinin %45’i, Londra Borsası’nın küçük ve orta ölçekli şirketler için oluşturduğu Alternative Investment Market (AIM) üzerinden toplanmıştır.


Birleşik Krallık, finansal merkezlerin yanı sıra bölgesel yetkinliklere de yatırım yapmaktadır. Edinburgh ve Glasgow, küresel sıralamalarda ilk 40’ta yer alırken, diğer büyük şehirlerde gelişmekte olan fintech ve varlık yönetimi kümeleri ortaya çıkmaktadır. Sektör; fintech, sermaye piyasaları, sigorta, varlık yönetimi ve sürdürülebilir finans gibi çeşitli alt alanları kapsamakta, bu çeşitlilik sektörel dayanıklılığı artırmaktadır.


Hükümet, finansal sistemin yenilikçilik kapasitesini artırmak ve regülasyonları büyüme dostu hale getirmek amacıyla kapsamlı reformlar uygulamaktadır. Yeni emeklilik megafonlarının oluşturulmasıyla daha büyük ölçekli yatırımlara imkân tanınmakta; şirketlerin borsaya kote olmasını kolaylaştıran listeleme reformları yürürlüğe girmektedir. Ayrıca, Financial Services Sector Plan kapsamında sektörün uzun vadeli öncelikleri 15 Temmuz’da yayımlanacak özel bir planla detaylandırılacaktır.


Dijital finans teknolojileri (fintech), regülasyon teknolojileri (regtech) ve yeşil finans gibi yenilikçi alanlar, yatırım çekme ve ihracat kapasitesi açısından stratejik öneme sahiptir. Özellikle, sürdürülebilir finans araçları ve iklimle uyumlu yatırım çözümleri, Birleşik Krallık’ın yeşil büyüme vizyonu ile uyumlu bir şekilde geliştirilmektedir.


Finansal hizmetler sektörü, yüksek katma değer yaratması, sermayeye erişimi kolaylaştırması ve küresel ekonomik etki üretmesi bakımından Birleşik Krallık’ın uluslararası rekabetçiliğini destekleyen başlıca alanlardan biridir. Sektöre yönelik reformlar ve destekleyici politikalar, finansın yalnızca merkezî bölgelerde değil, ülke genelinde yaygınlaşmasını ve etkisinin derinleşmesini hedeflemektedir.


Yaşam Bilimleri

Birleşik Krallık, yaşam bilimleri alanında sahip olduğu bilimsel kapasite, güçlü akademik altyapı ve gelişmiş sağlık sistemiyle Avrupa’nın öncü ekosistemlerinden birine sahiptir. Sektör; ilaç, medikal teknoloji ve biyoteknoloji gibi alanlarda yüksek ihracat potansiyeli, Ar-Ge yoğunluğu ve sağlık hizmetlerine doğrudan etkisi ile sanayi stratejisinde özel bir konumda yer almaktadır.


2021/22 verilerine göre sektörde 108,1 milyar £ düzeyinde ciro elde edilmiş ve toplam 304.200 kişiye istihdam sağlanmıştır. İlaç sektörü, tüm ürün grupları arasında en fazla özel Ar-Ge yatırımı çeken alan olarak öne çıkmaktadır. Birleşik Krallık üniversiteleri arasında dört tanesi — Imperial College London, University of Cambridge, University of Oxford ve University College London — yaşam bilimleri alanında dünyanın ilk on sıralamasında yer almaktadır.


Sektöre yönelik yatırımlar arasında, Cambridge ve Londra’da kurulan yeni Ar-Ge merkezlerine yapılan 1 milyar £’lik BioNTech yatırımı öne çıkmaktadır. Bu merkezler, kişiselleştirilmiş kanser aşıları ve yapay zekâ destekli sağlık çözümleri üzerinde çalışmalar yürütmektedir. Buna ilaveten mevcut hükümet, Health Data Research Service aracılığıyla 600 milyon £’lik bir yatırım yaparak dünyanın en gelişmiş, güvenli ve yapay zekâya entegre sağlık veri altyapısını kurmayı hedeflemektedir.


Yenilikçi tedavilerin hızla geliştirilmesi ve hastalara ulaştırılması amacıyla klinik deneme süreçlerinin yeniden yapılandırılması da planlanmaktadır. Klinik onay sürelerinin 150 günün altına indirilmesi, sektördeki girişimlerin ticarileşme sürecini hızlandıracaktır. Buna ek olarak, düzenlemelerin sadeleştirilmesi, pazar erişiminin kolaylaştırılması ve kamu alımlarında düşük sürtünmeli tedarik mekanizmalarının geliştirilmesi gündemdedir.


Birleşik Krallık’ta 100’ün üzerinde bilim parkı ve dokuz teknoloji odaklı Catapult merkezi bulunmakta; bu yapılar, araştırma ile üretim arasında köprü kurarak sektörel kapasitenin yaygınlaşmasını sağlamaktadır. Health Innovation Networks adı verilen bölgesel ağlar, ulusal ve uluslararası ortaklar için giriş noktası olarak işlev görmektedir.


Profesyonel ve İş Hizmetleri

Profesyonel ve iş hizmetleri sektörü, Birleşik Krallık ekonomisinin üretim dışı en büyük yüksek katma değerli alanlarından biridir. Hukuk, muhasebe, denetim, yönetim danışmanlığı ve veriye dayalı ticari hizmetler gibi çok sayıda alt sektörü kapsayan bu yapı hem iç pazarın verimliliğini artırmakta hem de hizmet ihracatında ülkeye önemli bir gelir sağlamaktadır.


2024 yılı itibarıyla sektörün GSYİH’ye katkısı 300 milyar £ düzeyine ulaşmıştır. Aynı yıl sektörün ihracat geliri 183 milyar £ olarak gerçekleşmiştir. Profesyonel hizmetler, sanayi ve teknoloji gibi diğer stratejik sektörlerle doğrudan etkileşim içinde çalışmakta; iş süreçlerinin dijitalleşmesinde, stratejik planlamada ve uluslararası genişlemede kilit roller üstlenmektedir.


Nitelikli iş gücü, sektörün büyümesini destekleyen başlıca unsurlar arasında yer almaktadır. 2023/24 akademik yılı itibarıyla Birleşik Krallık’taki üniversite mezunlarının %31’i işletme, matematik veya bilişim alanlarında eğitim almıştır. Bu oran, sektöre yönelik yetenek havuzunun ne denli güçlü olduğunu göstermektedir.


Hükümet, sektörde dijital teknolojilerin benimsenmesini hızlandırmak için özellikle KOBİ’lere yönelik destek programlarını artırmaktadır. Yapay zekâ ve dijital çözüm entegrasyonuna odaklanan yeni bir rehberlik ve hibe programı devreye alınmış; ayrıca Kuzey İngiltere’de bir teknoloji adaptasyonu pilot uygulaması başlatılmıştır. Beş farklı bölgede (Liverpool City Region, Greater Manchester, West Yorkshire, West Midlands ve Edinburgh-Glasgow Central Belt) sektörel büyümeyi hızlandıracak merkezler kurulması planlanmaktadır.


İhracat süreçlerinin dijitalleşmesi için Trade Digitalisation Task Force aktif hale getirilmiş, yurtdışı projeler için gerekli ilk yatırım sürecinde teminat sağlayacak UK Export Finance Early Project Services Guarantee uygulamaya geçirilmiştir. Bu adımlar, hizmet ihracatının daha hızlı ve güvenli biçimde gerçekleştirilmesine imkân tanımaktadır.


Sektördeki dönüşüm süreci yalnızca teknolojiyle sınırlı değildir. Hukuki çerçevelerin güncellenmesi, veri koruma standartlarının modernize edilmesi ve regülasyonların sadeleştirilmesi de sektörün rekabet gücünü artırmaya yönelik önemli adımlar arasında yer almaktadır.


Genel Değerlendirme

Birleşik Krallık’ın 2025 Sanayi Stratejisi, ekonomik büyümenin yapısal temellerini yeniden inşa etmeyi hedefleyen, uzun vadeli ve sektörel odaklı bir dönüşüm planı sunmaktadır. İleri İmalat Sanayii, Temiz Enerji Endüstrileri ve Dijital ve Teknoloji Sektörleri gibi yüksek teknolojiye dayalı alanlar üzerinden üretim kapasitesi artırılırken; Finansal Hizmetler, Profesyonel ve İş Hizmetleri ile Yaratıcı Endüstriler bilgi yoğun hizmet sektörleri olarak küresel rekabet gücünü desteklemektedir. Savunma Sanayii ve Yaşam Bilimleri ise stratejik özerkliği güçlendiren ve yenilikçi Ar-Ge yatırımlarını tetikleyen sektörler olarak öne çıkmaktadır.


Bu sektörlerin ortak paydası; yüksek verimlilik, güçlü ihracat potansiyeli, küresel yatırım çekme kapasitesi ve nitelikli istihdam yaratma gücüdür. Strateji, sektörel ve mekânsal öncelikler doğrultusunda şekillendirilmektedir. Şehir kümeleri, üniversite bölgeleri ve sanayi koridorları etrafında şekillenen bölgesel kalkınma hedefi, sanayi politikasının kapsayıcılığını artırmaktadır.


Ortak bir kamu politikası vizyonuyla şekillenen bu yaklaşım, özel sektörle güçlü bir iş birliğine dayalıdır. Düzenleyici reformlar, uzun vadeli yatırım teşvikleri, beceri gelişimi programları ve altyapı yatırımlarıyla desteklenen bu alanlar, ekonomik dönüşümün temel taşı konumundadır. Bu çerçevede, önümüzdeki on yıl boyunca sekiz öncelikli sektörün performansı, ülke genelinde refahın dengeli dağılması ve sürdürülebilir büyümenin sağlanması açısından belirleyici olacaktır.

Comments


bottom of page