BİRLEŞİK KRALLIK 2025 YILI İLK ÇEYREK VC YATIRIMLARI
- A.Enes TEKCAN
- Apr 22
- 13 min read
Birleşik Krallık teknoloji ekosistemi, 2025 yılına küresel ekonomik belirsizliklere rağmen güçlü bir şekilde girmiş ve Avrupa’nın en dinamik inovasyon ortamlarından biri olma konumunu pekiştirmiştir. İnovasyon ve girişimciliği destekleyen kamu politikaları, esnek regülasyonlar ve farklı finansman olanakları sayesinde Birleşik Krallık, yerli girişimciler kadar küresel yatırımcıların da dikkatini çeken bir merkez hâline gelmiştir.
Son yıllarda yapay zekâ, sağlık teknolojileri, biyoteknoloji, yeşil enerji, kuantum hesaplama ve finansal teknolojiler gibi stratejik alanlarda kaydedilen ilerlemeler; girişim sayılarında, yatırım turu hacimlerinde ve şirket değerlemelerinde kayda değer artışlara yol açmıştır. Bu ivmenin arkasında ise nitelikli iş gücü, üniversite-sanayi iş birliklerinin kurumsallaşmış yapısı, dünya standartlarında araştırma merkezleri ve yüksek ölçeklenebilirliğe sahip dijital altyapı gibi kritik faktörler yer almaktadır. Bununla birlikte, Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılmasının ardından uygulamaya koyduğu yeni vizyon ve düzenleyici çerçeve, teknoloji tabanlı girişimler için daha esnek ve yatırım çekme potansiyeli yüksek bir hukuki altyapı sunmaktadır.
HSBC Innovation Banking ve Dealroom iş birliğiyle yayımlanan “UK Innovation Update – Q1 2025” raporuna göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde Birleşik Krallık girişimleri toplamda 4,2 milyar dolarlık VC yatırımı çekmiştir. Bu rakam, 2022 yılından bu yana kaydedilen en yüksek ilk çeyrek performansı olarak öne çıkmaktadır. Yatırımların birkaç büyük ölçekli girişime yoğunlaşmaması ve erken, break-out ile geç aşama şirketlere dengeli dağılması, ekosistemin çok katmanlı ve sürdürülebilir yapısını ortaya koymaktadır.
Yılın ilk üç ayında gerçekleşen mega yatırım turları, özellikle sağlık teknolojileri, yapay zekâ ve fintech alanlarındaki Birleşik Krallık liderliğini daha da güçlendirmiştir. AI destekli biyoteknoloji şirketi Isomorphic Labs’in 600 milyon dolarlık, sağlık teknolojileri alanındaki Verdiva Bio’nun ise 411 milyon dolarlık yatırım alması, bu alanların yatırımcı nezdindeki stratejik önemini ortaya koymaktadır.
2025 itibarıyla unicorn statüsüne ulaşan girişim sayısı 185’e yükselmiştir. Bu şirketlerin 114’ü exit sürecini başarıyla tamamlarken, 71’i özel statüde faaliyetlerini sürdürmektedir. Isomorphic Labs ve Verdiva Bio, yeni dönemde unicorn statüsüne ulaşan dikkat çekici şirketler arasında yer almaktadır. Revolut, Blockchain.com, Monzo, Lendable, Starling Bank ve BrewDog gibi yüksek değerlemeli şirketlerin halka arz sürecine hazırlanması, Birleşik Krallık’ın unicorn üretimi ve bu şirketleri sermaye piyasalarına taşıma konusunda ciddi bir kapasiteye sahip olduğunu göstermektedir. Bu durum, özellikle fintech, dijital ödemeler, insurtech ve gıda & içecek gibi sektörlerde inovasyon temelli büyümenin farklı alanlara yayıldığını teyit etmektedir.
Bu başarı, konjonktürel gelişmelerin ötesinde, uzun vadeli ve stratejik bir ekosistem inşasının ürünüdür. Nitekim Birleşik Krallık, son 25 yılda Avrupa’nın en yüksek teknoloji değerlemelerine ev sahipliği yapmış; 185 unicorn ve 2.500’ü aşkın VC destekli exit ile 1,2 trilyon dolarlık bir inovasyon ekonomisi yaratmıştır. 2000 yılından bu yana toplamda 204 milyar dolar düzeyinde VC yatırımı çekilmiş olup, teknolojiye dayalı ölçeklenebilir büyüme anlayışı, ülke ekonomisinin temel yapı taşlarından biri haline gelmiştir.
Ekosistemin çok katmanlı yapısı da dikkat çekicidir: Birleşik Krallık’ta 10.000’den fazla erken aşama girişim, 1.652 break-out şirket (15–100 milyon dolar yatırım almış) ve 357 scale-up şirket (100 milyon doların üzerinde yatırım almış) faaliyet göstermektedir. Bu şirketlerin 185’i 1 milyar doların üzerinde değerlemeye ulaşmış, 10’u ise 10 milyar dolar barajını aşmıştır. Kurumsal VC desteği almadan 100 milyar doların üzerine çıkan tek şirket olan Arm, bu tablo içerisinde istisnai bir örnek olarak öne çıkmaktadır. Bu yapısal çeşitlilik, Birleşik Krallık’ın erken aşama girişimlerle sınırlı kalmayarak, yüksek gelir üreten ileri aşama firmaları da destekleyecek kurumsal bir altyapıya sahip olduğunu göstermektedir.
Gelir düzeylerine göre bakıldığında; 13.000’den fazla girişim yıllık 25 milyon doların altında gelir üretmekte, 594 şirket 25–100 milyon dolar, 74 şirket 100–200 milyon dolar, 53 şirket 200–500 milyon dolar ve 39 şirket ise 500 milyon doların üzerinde yıllık gelir elde etmektedir. Avrupa genelinde 25–100 milyon dolar gelir bandındaki scale-up şirketlerin %40’ına ev sahipliği yapan Birleşik Krallık, yatırım sonrası büyüme potansiyeli açısından da önemli bir avantaja sahiptir.
2025 yılına güçlü bir başlangıç yapan Birleşik Krallık teknoloji ekosistemi, finansal performansı, kurumsal derinliği, sektörel çeşitliliği ve küresel ölçekte rekabet gücü ile öne çıkmaktadır. Önümüzdeki dönemde bu ivmenin sürdürülüp sürdürülemeyeceği büyük ölçüde küresel makroekonomik gelişmelere bağlı olsa da mevcut yapısal avantajlar, yatırımcı güveninin temel dayanak noktası olarak önemini korumaktadır.
A. Girişim Sermayesi Yatırımları
Yılın ilk çeyreğinde Birleşik Krallık’taki yenilikçi girişimlerin, küresel ekonomik belirsizliklere ve risk alma eğilimindeki dalgalanmalara rağmen güçlü bir performans sergilediği görülmektedir. Bu dönemde toplam 4,2 milyar ABD doları tutarında VC yatırımı toplanmış olması, 2022 yılından bu yana kaydedilen en yüksek birinci çeyrek performansı olarak öne çıkmakta ve 2024 yılının aynı dönemine kıyasla yaklaşık %7,7 oranında bir artışa işaret etmektedir. Bu gösterge, girişimcilik ekosisteminde istikrarın yeniden tesis edilmeye başlandığını ve yatırımcıların yüksek potansiyel taşıyan şirketlere yönelik ilgilerinin yeniden ivme kazandığını göstermesi bakımından dikkat çekicidir.
2021 ve 2022 yıllarında zirveye ulaşan toplam yatırım tutarlarının ardından 2023 ve 2024 yıllarında daha temkinli bir yatırım eğiliminin gözlemlendiği ekosistemde, 2025 yılı itibarıyla yeniden yukarı yönlü bir hareketlenme olduğu anlaşılmaktadır. Toplam yatırım hacmi içerisinde özellikle break-out aşamasındaki şirketlerin büyük pay sahibi olması, olgunlaşmış ve ölçeklenme kapasitesi yüksek girişimlerin yatırımcılar açısından hâlâ cazip bir konumda bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bu durum, girişim sermayesinin daha seçici ancak stratejik olarak yönlendirildiği yeni bir dönemin işaretlerini taşımaktadır.
Birleşik Krallık VC Yatırımları

Yılın ilk çeyreğinde gerçekleştirilmiş olan yüksek değerli yatırım turları, bu genel görünümü desteklemektedir. Yapay zekâ odaklı faaliyetleriyle dikkat çeken Quantexa’nın, 2,6 milyar dolar değerleme üzerinden aldığı 175 milyon dolarlık Seri F yatırımı ve Isomorphic Labs’in 600 milyon dolarlık yatırım turu, dönem içerisindeki en büyük finansman işlemleri arasında yer almıştır. Ayrıca, ElevenLabs ve Synthesia gibi şirketlerin gerçekleştirdiği fon toplama süreçleri de sektördeki canlılığı ve yatırımcı güvenini yansıtmaktadır. Bu kapsamda, bu dört büyük yatırım turunun toplam hacmi 1,8 milyar doları aşarak çeyreklik toplamın neredeyse yarısını oluşturmuştur. Bu gelişmeler, Birleşik Krallık teknoloji şirketlerinin küresel ölçekte rekabetçi konumlarını muhafaza ettiklerini ve yapay zekâ gibi stratejik öneme sahip alanlarda öncü roller üstlendiklerini teyit etmektedir.
Diğer yandan, erken aşama yatırımların da yeniden hareketlenmeye başlaması, girişimcilik ekosisteminin tabanında bir canlanma olduğunu göstermektedir. Bu gelişme, önümüzdeki dönemlerde daha fazla break-out girişimin ortaya çıkabileceğine ve sürdürülebilir büyümenin destekleneceğine işaret etmektedir. Yatırımcılar, kısa vadede değer yaratması beklenen projelere ve uzun vadeli potansiyel taşıyan genç girişimlere de ilgi göstermeye başlamış, bu da ekosistemdeki dengelenmenin bir göstergesi olarak değerlendirilmiştir.
Birleşik Krallık girişim sermayesi piyasasında yılın ilk çeyrek verileri, sadece toplam yatırım hacmiyle değil, aynı zamanda yatırım turlarının büyüklüğü açısından da öne çıkmaktadır. Mega yatırımların sayısında son yıllara kıyasla belirgin bir azalma yaşanmış olmasına rağmen, bu tür yatırımların ortalama büyüklüğünde kayda değer bir artış kaydedilmiştir. İlk çeyrekte mega yatırımların ortalama büyüklüğü 280,5 milyon ABD doları seviyesine ulaşarak, son beş yılın en yüksek ikinci değeri olarak kaydedilmiştir. Bu gelişme, yatırımcıların daha az sayıda ancak yüksek değerli girişime sermaye tahsis ettiğini, risk yönetimi perspektifinden daha stratejik ve seçici hareket edildiğini göstermektedir.
Mega Yatırım Turlarının Ortalama Miktarları

Yılın ilk çeyreği itibarıyla Birleşik Krallık girişimcilik ve teknoloji ekosistemi, küresel eğilimlerden bağımsız olarak dirençli yapısını sürdürmekte ve yatırımcılar nezdinde güvenilirliğini korumaktadır. Yapay zekâ başta olmak üzere ileri teknoloji alanlarında faaliyet gösteren şirketlerin liderliğinde gerçekleşen yüksek hacimli yatırımlar, Birleşik Krallık’ın küresel inovasyon sahnesindeki yerini pekiştirmektedir. Ayrıca erken ve break-out aşamasındaki girişimlerin desteklenmeye devam etmesi, ekosistemin tüm katmanlarında sağlıklı bir büyüme dinamiğinin sürdüğünü göstermektedir. Bu bağlamda, yılın geri kalanında yatırım performansının geçmiş dönemlere göre daha etkili olması beklenmektedir.
B. İlk Çeyrekte Gerçekleşen Önemli Yatırım Turları
2025 yılı birinci çeyreği itibarıyla Birleşik Krallık girişim sermayesi ekosistemi, yüksek hacimli fonlama turlarının yeniden ivme kazanmasıyla dikkat çekici bir dönem geçirmiştir. Bu çeyrekte öne çıkan yatırımlar, sadece işlem büyüklüğü bakımından değil; aynı zamanda sektör dağılımı, teknoloji odakları ve fonlama aşamaları itibarıyla da kayda değer eğilimler ortaya koymuştur. En büyük altı yatırım turunun üçü sağlık sektöründe faaliyet gösteren şirketler tarafından gerçekleştirilmiş olup, bu durum medikal ve biyoteknoloji temelli girişimlerin yatırımcılar nezdindeki cazibesini bir kez daha teyit etmiştir.
Dönemin en büyük yatırım turu, yapay zekâ destekli ilaç keşfi alanında faaliyet gösteren Isomorphic Labs tarafından gerçekleştirilmiş ve şirket, Mart ayında geç aşama yatırım turunda toplam 600 milyon dolar fon toplamayı başarmıştır. Bu yatırım, sadece çeyreğin değil, aynı zamanda son yılların en dikkat çekici fonlama işlemlerinden biri olarak öne çıkmakta, Birleşik Krallık’ın derin teknoloji ve sağlık alanındaki küresel rekabetçiliğini pekiştirmektedir.
Önde Gelen VC Yatırımları

Benzer şekilde, biyoteknoloji alanında faaliyet gösteren Verdiva Bio, Ocak ayında tamamladığı Seri A turunda 411 milyon dolar yatırım almış ve bu işlem, yılın ilk çeyreğinde gerçekleşen en büyük ikinci fonlama turu olmuştur. Şirketin erken aşamada bu denli yüksek bir değerleme ile yatırım alması, biyoteknoloji sektöründeki yenilikçi yaklaşımlara olan yatırımcı ilgisinin güçlü bir yansımasıdır.
Çeyrek boyunca öne çıkan diğer yüksek profilli yatırımlar arasında, üretici yapay zekâ alanında faaliyet gösteren Synthesia’nın 180 milyon dolarlık Seri D yatırımı, bulut bilişim alanında faaliyet gösteren ORI’nin 175 milyon dolarlık geç aşama fonlaması ve finansal suçlarla mücadeleye odaklanan Quantexa’nın 175 milyon dolarlık Seri F turu yer almaktadır. Bu üç işlem, yapay zekâ ve dijital dönüşüm eksenindeki girişimlerin Birleşik Krallık teknoloji ekosistemindeki belirleyici rolünü açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Sağlık teknolojileri cephesinde, Oxford merkezli tıbbi cihaz girişimi OrganOx’un Şubat ayında tamamladığı 142 milyon dolarlık yatırım turu da dikkat çekici bir diğer gelişme olmuştur. Toplamda değerlendirildiğinde, sağlık ve biyoteknoloji odaklı girişimler, yılın ilk çeyreğinde gerçekleşen altı büyük yatırım turunun yarısından fazlasını oluşturarak, sektörün Birleşik Krallık inovasyon ekosistemindeki merkezi konumunu bir kez daha ortaya koymuştur.
En yüksek Seri-A Yatırımları

Finansal olmayan sektörlerde de önemli yatırımlar gerçekleşmiştir. Sürdürülebilir ambalaj çözümleri sunan Pulpex, 62 milyon dolarlık Seri D turuyla çevresel sürdürülebilirliğe yönelik girişimlerin yatırımcı ilgisini çekmeye devam ettiğini ortaya koymuştur. Elektrikli araç şarj altyapısı alanında faaliyet gösteren Connected Kerb ise Şubat ayında 65 milyon dolarlık geç aşama yatırım alarak yeşil enerji ve ulaşım teknolojilerindeki büyüme potansiyelini yansıtmıştır.
2025 yılının ilk çeyreğinde erken aşama yatırım hareketliliği de dikkat çekmektedir. Toplamda 34 adet Seri A yatırım turunun gerçekleştiği bu dönemde, Verdiva Bio ile birlikte Maxion Therapeutics ($58M), Latent Labs ($50M), Salience Labs ($30M), Supercritical ($22.5M) ve Epoch Biodesign ($18.3M) gibi erken aşamadaki yenilikçi şirketler de yatırım almayı başarmıştır. Bu durum, Birleşik Krallık girişim ekosisteminin olgunlaşmış girişimlerin yanında erken aşamadaki teknoloji odaklı projelerle de beslenmeye devam ettiğini göstermektedir.
İlk çeyrekte gerçekleşen VC yatırımları incelendiğinde, Birleşik Krallık’ın ileri teknoloji, yapay zekâ ve sağlık alanlarında sahip olduğu rekabet avantajının yatırım kararlarına doğrudan yansıdığını ortaya koymaktadır. Ayrıca, geç aşama ve erken aşama girişimlerin fonlamada başarılı olması, ekosistemin tabandan tavana bütüncül bir gelişim içerisinde olduğunu göstermekte; önümüzdeki dönemler için sürdürülebilir büyümeye yönelik güçlü sinyaller vermektedir.
C. VC Yatırımlarının Sektörel Dağılımı
Yılın ilk çeyreğinde yatırım alan girişimlerin faaliyet gösterdiği alanlara göre dağılımı incelendiğinde, sağlık teknolojileri, kurumsal yazılımlar, finansal teknolojiler ve enerji sektörleri gibi stratejik öneme sahip dikeylerin yatırımcılar nezdinde öncelikli hale geldiği görülmektedir.
Söz konusu dönemde en yüksek yatırım çeken sektör, açık ara farkla sağlık olmuştur. Toplam 1,8 milyar dolarlık yatırım hacmine ulaşan sağlık sektörü, çeyrek bazında tarihindeki en yüksek ikinci performansını sergilemiştir. Bu başarının ardında, büyük ölçekli fonlama turlarının etkisi büyüktür. Özellikle, AI tabanlı ilaç keşfine odaklanan Isomorphic Labs’in 600 milyon dolarlık yatırımı ile biyoteknoloji şirketi Verdiva Bio’nun aldığı 411 milyon dolarlık fonlama, bu artışta belirleyici rol oynamıştır. Sektöre yapılan yatırımların yaklaşık yarısının doğrudan yapay zekâ destekli girişimlerden gelmiş olması ise, sağlık teknolojilerinde dijital dönüşümün ne derece ileri bir boyuta ulaştığını göstermektedir.
Kurumsal yazılım (enterprise software) sektörü de aynı çeyrekte 724,2 milyon dolarlık yatırım alarak güçlü bir konum elde etmiştir. Benzer şekilde fintech alanında faaliyet gösteren girişimler toplamda 724,1 milyon dolarlık fon toplamış ve bu iki sektör, sağlık dışındaki en yüksek yatırım hacmine sahip alanlar olarak öne çıkmıştır. Fintech alanındaki yatırımlar, özellikle dijital ödeme sistemleri, veri analitiği tabanlı finansal çözümler ve regülasyon teknolojileri (regtech) gibi alt segmentlerde yoğunlaşmıştır. Bu tablo, Birleşik Krallık'ın finansal hizmetlerdeki tarihsel gücünü, teknolojik altyapıyla birleştirme yönündeki stratejik kararlılığını yansıtmaktadır.
Enerji sektörü ise 372,5 milyon dolarlık yatırım hacmi ile yükselişini sürdüren bir diğer alan olmuştur. Elektrikli araç altyapıları, batarya sistemleri ve alternatif enerji depolama çözümleri gibi konular, yatırımcı ilgisinin merkezinde yer almıştır. Bu durum, Birleşik Krallık'ın yeşil dönüşüm hedefleriyle girişimcilik ekosistemini senkronize etmeye yönelik politikalarının meyvelerini verdiğini göstermektedir.
Yatırım Miktarlarına Göre Önde Gelen Sektörler

Medya (240,5 milyon dolar), pazarlama (236,2 milyon dolar) ve ulaşım teknolojileri (226,3 milyon dolar) gibi sektörler de yatırımcı ilgisinden pay almayı başarmış, dijital içerik üretimi, veri odaklı pazarlama platformları ve mikro mobilite çözümleri öne çıkan temalar arasında yer almıştır. Bunun yanında, hosting, gayrimenkul ve yarı iletkenler gibi sektörlerde daha mütevazı yatırım hacimleri gözlemlenmiş olsa da özellikle ARM öncülüğünde yarı iletken alanındaki yapısal büyüme potansiyeli sürmektedir.
Sektörel bazda uzun dönemli değer üretimine bakıldığında ise fintech sektörü, 288 milyar dolarlık toplam değerlemeyle Birleşik Krallık teknoloji ekonomisinin %25’ini temsil etmekte ve açık ara en değerli teknoloji segmenti konumunda bulunmaktadır. Sağlık teknolojileri 137 milyar dolar (%12) ve yarı iletken sektörü 131 milyar dolar (%11) ile sırasıyla ikinci ve üçüncü sırada yer almaktadır. Kurumsal yazılım sektörünün toplam değerlemesi ise 116 milyar dolara ulaşmış olup, toplam inovasyon ekonomisinin %10’unu oluşturmaktadır.
Önde Gelen 10 Sektörün Büyüklükleri

Birleşik Krallık teknoloji ekonomisinin toplam değeri 2025 yılı itibarıyla 1,2 trilyon dolara ulaşmış durumdadır. Bu kapsamda, kısa vadeli yatırım performanslarıyla ve uzun vadeli değer üretme kapasitesiyle de küresel ölçekte öne çıktığı görülmektedir. Fintech, sağlık, enerji ve yapay zekâ gibi alanlar, ülkenin teknoloji vizyonunun çekirdek eksenlerini oluşturmaya devam etmektedir. Özellikle yapay zekânın, sağlık teknolojileri ve ilaç keşfi başta olmak üzere birçok sektörel dikeye entegre biçimde konumlanması, önümüzdeki dönemlerde bu tematik kesişim alanlarının yatırım çekmeye devam edeceğini göstermektedir.
Bu gelişmeler, Birleşik Krallık’ın sadece sektörel çeşitliliğe dayalı bir girişimcilik ortamı sunmadığını, aynı zamanda tematik uzmanlaşmayı teşvik eden bir yatırım iklimi oluşturduğunu göstermektedir. Önümüzdeki dönemlerde bu eğilimlerin daha da derinleşmesi ve yeni nesil teknolojilerin farklı sektörlerle entegrasyonu sayesinde, Birleşik Krallık VC ekosisteminin Avrupa’daki liderliğini pekiştirmesi beklenmektedir.
D. Avrupa Ülkelerine VC Yatırımları
2025 yılı birinci çeyreği itibarıyla Birleşik Krallık, Avrupa VC yatırımları açısından lider konumunu bir kez daha pekiştirmiştir. Yılın ilk üç ayında toplam 4,2 milyar dolarlık VC yatırımı çekerek, Almanya, Fransa ve İspanya’nın aynı dönemde elde ettiği yatırımların toplamından daha yüksek bir performans sergilemiştir. Bu durum, Birleşik Krallık’ın Avrupa’daki girişimcilik ve teknoloji yatırımlarında taşıdığı stratejik ağırlığın sürdüğünü ve küresel yatırımcılar nezdindeki cazibesinin azalmadan devam ettiğini göstermektedir.
Ülkeler bazında karşılaştırmalı incelendiğinde, ilk çeyrekte Almanya 1,8 milyar dolar, Fransa 1,4 milyar dolar, İspanya ise 1 milyar dolar yatırım almıştır. İsviçre 879,5 milyon dolar, İsveç 756,2 milyon dolar, Malta 600 milyon dolar ve İrlanda 538,4 milyon dolarlık yatırım tutarlarına ulaşmıştır. Hollanda 511,6 milyon dolar, İtalya ise 295,5 milyon dolarlık yatırım ile sıralamada alt sıralarda yer almıştır. Bu veriler ışığında, Birleşik Krallık’ın en yüksek hacimli yatırım alan ülke olmakla kalmayıp, aynı zamanda Avrupa genelindeki toplam yatırımın önemli bir kısmını tek başına temsil ettiği açıkça görülmektedir.
Söz konusu dönemde Birleşik Krallık, 2024 yılına kıyasla %8’lik bir artış kaydederek, istikrarlı bir büyüme çizgisi yakalamıştır. Bu artış, küresel çapta risk iştahının dalgalı seyrettiği bir dönemde dahi ülkenin girişimcilik ortamının güçlü kaldığını ve yatırımcı güveninin sürdüğünü teyit etmektedir. Diğer yandan, Almanya ve Fransa sırasıyla %14 ve %28 oranlarında düşüş yaşamış; bu da Avrupa'nın en büyük üç ekonomisi arasında sadece Birleşik Krallık’ın yatırım hacmini artırabildiğini ortaya koymuştur. İsveç ve Hollanda gibi daha küçük ölçekli ancak gelişmiş ekosistemlere sahip ülkelerde ise sırasıyla %21 ve %56 oranlarında düşüşler gözlemlenmiştir.
Bu tabloya karşın bazı küçük Avrupa ülkelerinde dikkat çekici artışlar yaşanmıştır. Malta, 2025 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %1230 oranında artış kaydederek 600 milyon dolarlık yatırım toplamış; İrlanda ise %542’lik artışla 538,4 milyon dolarlık bir yatırım seviyesine ulaşmıştır. Bu sıra dışı büyüme oranlarının temelinde, her iki ülkede gerçekleşen mega yatırım turlarının etkili olduğu değerlendirilmektedir. Nitekim İspanya da %175’lik bir artışla 1 milyar dolarlık hacme ulaşarak, ilk çeyrek içerisinde en hızlı büyüyen büyük Avrupa pazarlarından biri olmuştur.
2025 Yılı İlk Çeyrek VC Yatırımlarına Göre Ülkeler

2020–2024 yılları arasında toplanan verilere bakıldığında, Birleşik Krallık’ın Avrupa genelindeki toplam VC yatırımının %33’üne, unicorn’ların %31’ine ve toplam girişim değerlemesinin %29’una ev sahipliği yaptığı görülmektedir. Bu oranlar, ülkenin sadece geçici bir yatırım akışı merkezi değil, aynı zamanda Avrupa genelinde sürdürülebilir ve ölçeklenebilir bir teknoloji ve girişimcilik merkezi olarak konumlandığını göstermektedir. Almanya ve Fransa ise bu göstergelerde sırasıyla %12–15 bandında yer almakta; İsveç ve Hollanda gibi son dönemlerde girişimlerin ilgi gösterdiği ülkeler ise toplam ekosistemden aldıkları pay açısından daha sınırlı kalmaktadır.
Birleşik Krallık’ın bu liderliği yalnızca niceliksel göstergelere değil; aynı zamanda niteliksel kapasiteye, ekosistem olgunluğuna ve politika uyumuna da dayanmaktadır. Londra başta olmak üzere ülke genelinde bulunan finansal merkezler, üniversite-sanayi iş birlikleri, derin teknoloji odaklı Ar-Ge yapılanmaları ve yatırımcı dostu regülasyonlar, bu liderliği pekiştiren başlıca yapısal unsurlar arasında yer almaktadır.
2025 yılı birinci çeyreği itibarıyla oluşan bu görünüm, Birleşik Krallık’ın Avrupa VC ekosistemindeki liderliğini finansal, kurumsal ve de stratejik düzeyde sürdürebildiğini ortaya koymaktadır. Önümüzdeki dönemlerde bu konumun daha da güçlenmesi; makroekonomik istikrar, politika sürekliliği ve teknolojiye dayalı ekonomik dönüşümün ivme kazanmasıyla yakından ilişkili olacaktır.
E. Bölgelere Göre VC Yatırımları
Birleşik Krallık’ta bölgesel bazda girişim sermayesi yatırımları, önceki dönemlerde olduğu gibi ilk çeyrekte de Londra merkezli yoğunlaşmaya devam etmekle birlikte, başkent dışındaki bölgelerde de dikkat çekici bir yatırım hareketliliği gözlemlenmiştir. Yılın ilk çeyreğinde toplam 4,2 milyar dolarlık VC yatırımının 3,1 milyar dolarlık kısmı Londra merkezli girişimlere yönelmiş olup, bu durum şehri bir kez daha ülkenin açık ara en büyük teknoloji ve girişimcilik merkezi konumuna taşımıştır.
Ancak bu liderliğe rağmen, Cambridge, Oxford ve Glasgow gibi yüksek akademik yoğunluğa ve Ar-Ge kapasitesine sahip şehirlerde de kayda değer yatırımlar gerçekleştirilmiştir. Cambridgeshire bölgesi, 2025 yılının ilk çeyreğinde toplam 292,4 milyon dolarlık yatırım alarak Londra dışındaki bölgeler arasında en yüksek yatırım çeken şehir olmuştur. Bu yatırımın önemli bir kısmı, sağlık teknolojileri ve yapay zekâ uygulamaları alanında faaliyet gösteren girişimlerden kaynaklanmıştır.
Oxfordshire bölgesi ise 280,2 milyon dolarlık yatırım hacmiyle Cambridgeshire’ı yakından takip etmiş ve ilk çeyrekte en çok yatırım alan üçüncü bölge olmuştur. Özellikle medikal cihaz geliştiren OrganOx girişiminin aldığı 142 milyon dolarlık geç aşama yatırım turu, bölgedeki yatırım dinamiklerini önemli ölçüde etkilemiştir. OrganOx’un aldığı bu yatırım, Oxford’un biyomedikal ve yaşam bilimleri odaklı ekosisteminin uluslararası yatırımcılar nezdinde hâlen güçlü bir çekim merkezi olduğunu göstermektedir.

İskoçya’nın Glasgow kenti ise 76,3 milyon dolarlık yatırım alarak bölgesel sıralamada öne çıkan bir diğer merkez olmuştur. Bu yatırımların önemli bir kısmı tedarik zinciri teknolojileri ve yapay zekâ çözümleri üzerine faaliyet gösteren girişimlere yönelmiş olup, BLK Technologies’in gerçekleştirdiği 50 milyon dolarlık Seri A turu dikkat çeken işlemler arasında yer almıştır. Söz konusu gelişme, Glasgow’un özellikle endüstriyel teknoloji ve lojistik altyapı yazılımları alanında gelişen bir merkez olduğunu teyit etmektedir.
Londra dışındaki diğer bölgelerde ise görece daha sınırlı yatırım hacimleri kaydedilmiştir. Belfast (35,5 milyon dolar), Sheffield (24,5 milyon dolar), Manchester (22,6 milyon dolar), Edinburgh (11,6 milyon dolar), Leeds-Bradford (8,7 milyon dolar) ve Newcastle-upon-Tyne (5,1 milyon dolar) gibi şehirler, nispeten daha küçük ölçekte kalmakla birlikte girişimcilik altyapısını korumakta ve büyüme potansiyelini sürdürmektedir.
Bu dönemde Londra dışı şehirlerin yatırım çekme kapasitesinde 2024 yılına kıyasla daha dengeli bir dağılım göze çarpmaktadır. Özellikle üniversite merkezli ekosistemlere sahip şehirlerde yapılan yatırımlar, bilgi yoğun sektörlerin büyüme potansiyeline olan güveni ortaya koymaktadır. Sağlık teknolojileri, ileri malzeme teknolojileri, sürdürülebilir ambalaj çözümleri ve tedarik zinciri dijitalleştirme çözümleri gibi tematik odak alanlarının bu yatırımların merkezinde yer alması, bölgesel teknoloji kümelenmelerinin belirginleştiğini göstermektedir. Örneğin, Sawston merkezli sürdürülebilir ambalaj girişimi Pulpex’in 62 milyon sterlinlik Seri D yatırım alması, çevresel sürdürülebilirlik temelli teknolojilerin büyük şehirlerin yanı sıra, küçük bölgesel merkezlerde de yatırım bulabildiğini ortaya koymaktadır.
Bu yıla da Birleşik Krallık’ta VC yatırımları hâlen Londra merkezli bir yoğunlaşma sergileyerek başlasa da, başkent dışındaki akademik ve sanayi odaklı bölgelerin yatırım ekosistemine katkısı artmaktadır. Bu eğilim, Birleşik Krallık’ın yalnızca merkezi değil, bölgesel düzeyde de güçlü bir inovasyon kapasitesine sahip olduğunu ve girişimciliğin ülke geneline yayıldığını göstermektedir. Önümüzdeki dönemlerde kamu politikalarının ve altyapı yatırımlarının da desteğiyle, bu bölgelerdeki yatırım hareketliliğinin daha da ivme kazanması beklenmektedir.
F. Birleşik Krallık Yatırım Fonları
2000 yılından bu yana Birleşik Krallık merkezli yatırımcıların Seri A ve üzeri yatırım turlarındaki etkinlikleri, ülkenin girişimcilik alanında sürdürülebilir ve kurumsallaşmış bir sermaye altyapısına sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Dealroom.co verilerine göre bu dönemde, Seri A ve sonrası aşamalarda en aktif 15 yatırımcının tamamı Birleşik Krallık merkezli kuruluşlardır. Bu durum, girişim sermayesi piyasasında yerel oyuncuların derinlikli bir uzmanlık ve geniş bir portföy çeşitliliğiyle hareket ettiğini göstermektedir. Listenin başında yer alan Business Growth Fund (BGF), 100 işlemle en aktif oyuncu konumundadır. Onu sırasıyla Octopus Ventures (71 işlem), Balderton Capital (58), Index Ventures (55) ve ABD ile Birleşik Krallık merkezli faaliyet gösteren Accel (44) izlemektedir.
Diğer öne çıkan yatırımcılar arasında Parkwalk Advisors, MMC Ventures, Molten Ventures, Amadeus Capital Partners ve Future Planet Capital gibi, genellikle derin teknoloji, sağlık teknolojileri ve iklim odaklı girişimlerde aktif olan fonlar bulunmaktadır. Ayrıca LocalGlobe, Oxford Science Enterprises ve Notion Capital gibi girişimlerin erken aşamadan büyüme aşamasına kadar geniş bir yelpazede destek sunabilen fonlar da bu tablo içerisinde yer almaktadır.
VC’lerin Seri-A ve Sonrası Yatırım Sayıları (2000-…)

Bu yatırımcılar işlem sayısıyla ve kurdukları stratejik iş birlikleri, tematik uzmanlıkları ve bölgesel kapsayıcılıkları ile de ekosisteme değer katmaktadır. Özellikle üniversite merkezli yatırım modelleri ve kamu-özel sektör ortaklıkları, Birleşik Krallık’ın yatırımcı profilini Avrupa'daki diğer ülkelere kıyasla daha kapsayıcı ve derinlikli kılmaktadır.
Birleşik Krallık’ın yatırımcı ekosisteminin bir diğer dikkat çekici özelliği ise portföy başarısı bakımından öne çıkan fonların varlığıdır. LocalGlobe, Index Ventures ve Seedcamp gibi yatırımcıların, işlem hacimleriyle beraber aynı zamanda yüksek değerleme ile çıkış (exit) yapan şirketler üzerinden kayda değer getiri sağlaması, bu fonların kurumsal itibarı açısından belirleyici bir unsur olarak değerlendirilmektedir.
Bu güçlü yatırımcı temeli, girişimlerin ilk aşamada, ölçeklenme sürecinde ve global pazarlara açılma noktasında da ihtiyaç duyduğu stratejik rehberliği ve finansal istikrarı sağlamak açısından kritik rol oynamaktadır. Aynı zamanda, yapay zekâ, kuantum hesaplama, iklim teknolojileri ve biyoteknoloji gibi yükselen sektörlere özel uzmanlık alanları geliştiren fon yapıları, ülke genelindeki girişimcilik ortamını sektörel bazda da zenginleştirmektedir.
Genel itibarıyla değerlendirildiğinde, 2025 yılı birinci çeyreği, Birleşik Krallık yatırımcı ekosisteminin kurumsal olgunluğunu ve tematik derinliğini bir kez daha teyit etmiştir. Hem işlem sayısı hem de yatırım fonlarının sürdürülebilir büyümeye olan bağlılığı, ülkenin sadece bir yatırım destinasyonu değil, aynı zamanda yatırımcı üretim merkezi olduğunu da ortaya koymaktadır. Önümüzdeki dönemlerde, bu yatırımcı ekosisteminin küresel iş birlikleri, yeni fon lansmanları ve kamu politikalarıyla daha da güçlenmesi beklenmektedir.
Comments