Birleşik Krallık Aylık Görünüm – Mayıs 2025
- A.Enes TEKCAN
- Jun 4
- 15 min read
2025 yılı itibarıyla Birleşik Krallık ekonomisi, küresel belirsizliklerin etkisinin sürdüğü ancak iç dinamiklerin kademeli olarak toparlandığı bir geçiş sürecine sahne olmaktadır. Küresel pandeminin etkilerinin silinmeye başlamasından bu yana, art arda gelen arz şokları, jeopolitik gerilimler, enerji fiyatlarındaki oynaklık ve sıkılaşan para politikalarının yol açtığı ekonomik baskılar, Birleşik Krallık’ın büyüme performansını uzun süre sınırlamıştır. Ancak 2025’in ilk çeyreğinde açıklanan veriler, başta hizmetler ve sanayi olmak üzere bazı temel sektörlerde kayda değer bir toparlanmanın başladığına işaret etmektedir.
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, 2023 ve 2024 boyunca yaşanan durgunluğun ardından 2025 yılının ilk çeyreğinde %0,7 oranında büyüme göstermiştir. Bu artış iç talepteki güçlenmeye ve sabit sermaye yatırımlarındaki canlanmaya dayanmaktadır. Özellikle, hanehalkı harcamalarında gözlemlenen artış, ücretlerdeki reel toparlanma ve istihdam piyasasında gözlenen dirençli seyir ile desteklenmiştir. Buna ek olarak, ihracat tarafında yaşanan görece toparlanma ve net dış talebin büyümeye verdiği katkı, Birleşik Krallık ekonomisinin yeniden ivme kazanmaya başladığını göstermektedir.
Bununla birlikte, para politikasında yaşanan gelişmeler de ekonomik görünüm açısından belirleyici olmuştur. Bank of England Mayıs ayında faiz oranını 0,25 baz puan düşürerek %4,25 seviyesine çekmiş; bu hamle, piyasalar tarafından büyümeyi destekleyici yönde atılmış dikkatli bir adım olarak değerlendirilmiştir. Para politikasındaki bu dönüş, artan ücretler, yüksek maliyetler ve hâlen hedefin üzerinde seyreden enflasyon karşısında dengeleyici bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Banka’nın son tahminlerine göre, enflasyonun 2025 yılı üçüncü çeyreğinde yeniden %3,5 seviyelerine ulaşması, ancak 2027 yılı başına kadar %2’lik hedefin üzerinde kalması beklenmektedir.
Ekonomik toparlanma sürecine eşlik eden en önemli diplomatik gelişme ise 19 Mayıs 2025 tarihinde Birleşik Krallık ile Avrupa Birliği arasında kamuoyuna duyurulan yeni iş birliği mutabakatıdır. Başbakan Keir Starmer tarafından “çift taraflı kazanç” olarak nitelendirilen bu anlaşma, Brexit sonrası oluşan dağınık ilişki yapısının yerine, daha kurumsal ve istikrarlı bir işleyişin tesis edilmesini hedeflemektedir. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in söz konusu mutabakatı “tarihi bir an” olarak tanımlaması, anlaşmanın hem sembolik hem de yapısal önemini vurgulamaktadır.
Söz konusu mutabakat; ticaret, sınır geçişleri, savunma sanayii, veri akışı, enerji güvenliği ve gençlik hareketliliği gibi pek çok alanda karşılıklı iş birliğinin güçlendirilmesini ve düzenlenmesini öngörmektedir. Taraflar arasında gümrük süreçlerinin sadeleştirilmesi, standartların uyumlaştırılması ve finansal hizmetlerin karşılıklı erişimi gibi başlıklar üzerinde de yeni çerçeve anlaşmalar gündeme gelmiştir. Bu adımlar, özellikle belirsizlik nedeniyle yatırım kararlarını öteleyen özel sektör aktörleri için daha öngörülebilir bir zemin oluşturmuş ve piyasalarda iyimser beklentilere yol açmıştır.
Bütün bu gelişmeler ışığında, Birleşik Krallık ekonomisinin 2025 yılının ikinci çeyreğinde ve sonrasında nasıl bir seyir izleyeceği, iç tüketimin gücü, iş gücü piyasasının dayanıklılığı, fiyat baskılarının evrimi ve küresel ticaret ortamındaki gelişmelere bağlı olarak şekillenecektir. Özellikle ABD’nin ithalata uyguladığı yeni tarifeler, tedarik zincirleri üzerindeki etkileri ve Çin başta olmak üzere Asya ekonomilerindeki talep dinamikleri, dış ticaret dengesini ve büyüme kompozisyonunu etkileyebilecek başlıca dışsal unsurlar arasında yer almaktadır.
Bu çalışma, yukarıda özetlenen çerçevede, Mayıs 2025 itibarıyla Birleşik Krallık ekonomisinin genel görünümünü ortaya koymayı; büyüme, iş gücü piyasası, para politikası, dış ticaret, konut sektörü ve fiyat gelişmeleri gibi temel başlıklarda güncel veriler ışığında kapsamlı analizler sunmayı amaçlamaktadır. Politika yapıcılar, yatırımcılar, akademisyenler ve özel sektör temsilcileri için referans niteliğinde hazırlanmış olan bu değerlendirme, ekonomik görünümdeki ana eğilimlerin izlenmesine katkı sağlamayı hedeflemektedir.
i. Ekonomik Büyüme
Birleşik Krallık ekonomisi, 2025 yılının ilk çeyreğinde (Ocak-Mart dönemi) %0,7 oranında büyüme kaydederek, önceki çeyrekteki %0,1’lik sınırlı artışın ardından ekonomide kademeli bir toparlanma başladığına işaret etmektedir. Söz konusu büyüme, hizmetler sektöründeki %0,7’lik ve üretim sektöründeki %1,1’lik genişlemenin etkisiyle gerçekleşmiştir. Buna karşılık, inşaat sektöründe çeyreklik bazda herhangi bir büyüme kaydedilmemiştir.
Aynı dönemde kişi başına reel GSYİH %0,5 oranında artarken, bu artış iki çeyrektir süregelen düşüşün sona erdiğini göstermektedir. Yıllık karşılaştırmaya göre, reel GSYİH %1,3; kişi başına reel GSYİH ise %0,3 oranında artmıştır. Nominal GSYİH’de ise %1,6’lık bir artış kaydedilmiş olup, bu artış büyük ölçüde çalışanlara yapılan ödemelerin yükselmesinden kaynaklanmıştır. Nominal GSYİH'nin bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %5,8 oranında artış gösterdiği tahmin edilmektedir.
Üç Aylık Büyüme Endeksi (2023 1. Çeyrek – 2025 1. Çeyrek)

Harcamalar açısından değerlendirildiğinde, büyüme; sabit sermaye oluşumu, net ihracat ve hane halkı tüketimindeki artışlarla desteklenmiştir. Özellikle şirketlerin ABD Başkanı’nın uygulamaya koyduğu tarifeler yürürlüğe girmeden önce yatırımlarını hızlandırmaları dikkat çekmiştir. Bu kapsamda, uçak, bilgi teknolojisi ekipmanları ve makine yatırımlarında belirgin artışlar gözlemlenmiştir. Bununla birlikte, bazı ekonomistler, iş dünyası güveninin önceki aylarda ulusal sigorta katkılarındaki artış ve asgari ücretteki yükseliş nedeniyle ciddi biçimde zayıfladığına işaret ederek, yatırım artışının sürdürülebilirliği konusunda temkinli bir tutum sergilemektedir.
Dış ticarette yaşanan toparlanma, büyümeye kayda değer bir katkı sağlamıştır. 2025 yılının ilk çeyreğinde ihracat hacmi %3,5 oranında artmış; bu artış, son üç çeyrektir süren düşüş trendini tersine çevirmiştir. Uluslararası ticaretin büyümeye katkısı 0,4 puan olarak hesaplanmıştır. Bu durum, analistler tarafından ABD’nin gümrük vergileri uygulamaya başlamasından önce gerçekleşen “acele sevkiyat” etkisine bağlanmıştır.
Birleşik Krallık Hazine Bakanı Rachel Reeves, söz konusu verilerin hükümetin uyguladığı ekonomik programın işe yaradığını ve ülke ekonomisinin G7 ülkeleri arasında en yüksek performansı sergilediğini göstermekte olduğunu belirtmiştir. Reeves, küresel belirsizliklere rağmen doğru kararların alındığını vurgulayarak, seçimlerden bu yana dört faiz indirimi gerçekleştirildiğini, iki yeni ticaret anlaşması imzalandığını, British Steel’in kurtarıldığını ve milyonlarca çalışana asgari ücret artışı sağlandığını ifade etmiştir.
Başbakan Keir Starmer liderliğindeki hükümet, dış ticaretteki küresel riskleri dengelemek adına ABD ile çelik, alüminyum ve otomobil ürünlerinde tarifelerin azaltılmasını öngören bir mutabakat sağlamış; ayrıca Hindistan ile uzun süredir beklenen ticaret anlaşmasına varmıştır. Son olarak da AB ile imzalanan geniş kapsamlı anlaşma imzalandığını ile savunma, ticaret, balıkçılık, enerji, pasaport kontrolleri, olası bir gençlik programı ve halen müzakere aşamasında olan bir dizi politika alanında bağların güçlendirilmesini kapsıyor.
Ancak, büyüme rakamlarının beklenenden yüksek olmasına rağmen, ekonomideki ivmenin kalıcı olup olmayacağına dair belirsizlikler devam etmektedir. Tüketici güveni ve iş dünyası anketleri, son aylarda ciddi düşüşler göstermiştir. Ekonomistler, ABD'nin uyguladığı tarifelerin uzun vadede ticaret ve yatırım üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle büyümenin yavaşlamasını beklemektedir. İngiltere Merkez Bankası da kısa süre önce yayımladığı tahminde, küresel ticaret savaşlarının yarattığı risklerin etkisiyle yılın geri kalanında ekonomik aktivitenin durağan seyredeceği uyarısında bulunmuştur.
Hizmetler Sektörü
2025 yılının ilk çeyreğinde hizmet sektörü %0,7 oranında büyüyerek, GSYİH artışının temel itici gücü olmuştur. Bu oran, 2024’ün son çeyreğindeki %0,1’lik sınırlı artışa kıyasla önemli bir hızlanmayı yansıtmaktadır. Yıllık bazda hizmetler sektörü %1,5 oranında genişlemiştir.
Alt sektörlere bakıldığında, 14 hizmet faaliyet grubunun 10’unda artış kaydedilmiştir. En güçlü katkı, %3,3 oranında büyüyen idari ve destek hizmetleri faaliyetlerinden gelmiştir. Bu grubun alt bileşenlerinden beşi büyümeye pozitif katkı sunmuştur. Bilgi ve iletişim ile perakende ve toptan ticaret alt sektörlerinde de dikkat çekici artışlar görülmüştür.
Öte yandan, eğitim sektörü çeyreklik bazda %0,6 oranında daralarak hizmet sektöründeki büyümeyi sınırlamıştır. Bu düşüş, kamu hizmetleri ve sosyal altyapıya yönelik yatırımların geçici olarak yavaşlamasından kaynaklanmaktadır. Genel olarak, hizmetler sektöründeki büyüme hem iç talebin görece dayanıklılığından hem de dış ticaret ivmesinden olumlu etkilenmiştir.
Üretim Sektörü
Üretim sektörü, üç çeyrektir süregelen daralma trendini sonlandırarak 2025 yılının ilk çeyreğinde %1,1 oranında büyüme kaydetmiştir. Ancak yıllık bazda üretim sektörü %0,2 oranında küçülmüştür. Üretime en büyük katkı, %0,8 oranında büyüyen imalat sanayinden gelmiştir. 13 alt imalat sektörünün 10’unda büyüme kaydedilmiş; özellikle ulaşım ekipmanları (%2,7) ve makine-ekipman imalatı (%3,8) öne çıkmıştır. Bu durum, yatırımlardaki artışa ve sanayi üretiminde geçici canlanmaya işaret etmektedir.
Buna karşılık, temel metaller ve metal ürünleri imalatı %3,0 oranında küçülmüş, özellikle işlenmiş metal ürünlerinde %3,6’lık düşüş sektörün genel büyümesini sınırlamıştır. Üretim sektöründeki toparlanma, ithal ikame ürünlerin üretiminde gözlemlenen artışla da ilişkilendirilmektedir.
İnşaat Sektörü
İnşaat sektörü, 2025’in ilk çeyreğinde çeyreklik bazda sabit kalmış, yani büyüme ya da daralma kaydedilmemiştir. Bu süreçte yeni inşaat faaliyetleri %0,9 oranında artarken, onarım ve bakım çalışmaları %1,2 oranında azalmıştır. Yılın başındaki olumsuz hava koşulları ve kamu harcamalarındaki geçici duraksamalar bu durumu açıklamaktadır.
Aylık bazda Mart 2025’te sektör %0,5 oranında büyüme göstermiştir. Özel konut inşaatı (%2,3) ve altyapı projeleri (%2,5), bu büyümeye en yüksek katkıyı sunan alt sektörler olmuştur. Hem yeni inşaat hem de bakım-onarım işlerinde artış gözlemlenmiştir.
Dikkat çekici bir gelişme olarak, inşaat sektöründeki yeni siparişler, 2025 yılı ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %26,6 oranında artmıştır. Yaklaşık 2,45 milyar £ tutarındaki bu artış, özellikle altyapı yatırımları ve özel sanayi yapıları için verilen siparişlerden kaynaklanmıştır. Bu durum, sektörün orta vadeli beklentiler açısından olumlu bir sinyal sunduğuna işaret etmektedir.
ii. Enflasyon
Birleşik Krallık’ta Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Nisan 2025 itibarıyla yıllık bazda %3,5 oranında artış göstermiştir. Bu oran, Mart ayında kaydedilen %2,6 seviyesine kıyasla belirgin bir yükselişe işaret etmekte olup, enflasyonun son üç ayın en yüksek düzeyine ulaştığını göstermektedir. Aylık bazda ise TÜFE, Nisan ayında %1,2 oranında artarak, 2024 yılının aynı döneminde kaydedilen %0,3’lük artışın oldukça üzerine çıkmıştır.
Nisan ayında yaşanan enflasyon artışı, özellikle konut ve hanehalkı hizmetleri, ulaşım ile eğlence ve kültür harcamalarında gözlemlenen fiyat yükselişlerinden kaynaklanmıştır. Bu üç ana harcama grubunun, enflasyondaki yukarı yönlü değişime en güçlü katkıyı sunduğu belirtilmektedir. Buna karşılık, giyim ve ayakkabı fiyatlarında yaşanan düşüş, TÜFE üzerindeki artış baskısını kısmen dengelemiştir. Enflasyona yönelik yıllık artış beş temel harcama kaleminden gelen yukarı yönlü etkilerle şekillenirken, diğer beş kalemden gelen sınırlı aşağı yönlü etkiler bu yükselişi ancak kısmen dengeleyebilmiştir.
Çekirdek enflasyon (enerji, gıda, alkol ve tütün ürünleri hariç) Nisan ayında %3,8 seviyesine ulaşarak, Mart ayındaki %3,4’lük seviyenin üzerinde gerçekleşmiştir. Bu artış, talep yönlü fiyat baskılarının güçlenmekte olduğunu göstermektedir. Mal fiyatlarındaki yıllık artış oranı da %0,6’dan %1,7’ye yükselmiş, hizmet fiyatlarındaki yıllık artış ise %4,7’den %5,4’e çıkmıştır. Bu veriler, fiyat artışlarının hem üretim hem de tüketim kaynaklı olduğunu ortaya koymaktadır.
İngiltere Merkez Bankası’nın Mayıs 2025’te yayımladığı projeksiyonlara göre, TÜFE’nin 2025 yılının üçüncü çeyreğinde %3,5 ile zirve yapması beklenmektedir. Öte yandan, Hazine tarafından yürütülen ekonomist anketinde, enflasyonun 2025 yılı son çeyreğinde %3,0 seviyesine gerileyeceği öngörülmektedir. Bu tahminler, enflasyonun yıl boyunca %2’nin üzerinde seyretmeye devam edeceğine işaret etmektedir.
TÜFE Oranı (Nisan 2014 – Nisan 2025)

Enflasyondaki bu yükselişin ardında, enerji fiyatlarındaki düzenlemeler, konut faturalarında görülen artışlar, iş gücü maliyetlerinin yukarı yönlü seyri ve taşıma hizmetlerine ilişkin ücret artışları yer almaktadır. Ayrıca, ABD’nin uygulamaya koyduğu yeni ticaret tarifeleri ve bu tarifelerin küresel üretim ve lojistik maliyetleri üzerindeki etkileri de enflasyonist baskıları dolaylı yoldan artırmaktadır.
İngiltere Sanayi Konfederasyonu Baş Ekonomisti Martin Sartorius, ABD’nin yeni tarifelerinin Birleşik Krallık’ta hem yukarı hem de aşağı yönlü etkiler doğurabileceğini ifade etmiştir. Öte yandan, eski Para Politikası Komitesi Üyesi Michael Saunders, enerji ile kamu hizmetlerindeki fiyat artışlarının yanı sıra işverenler üzerindeki vergi yükünün, enflasyonu kısa sürede yeniden %3,0 seviyesinin üzerine taşıyabileceğini belirtmiştir. Saunders, ayrıca ABD’nin ticaret politikalarının ekonomik büyüme üzerinde yaratacağı baskının da dikkate alınması gerektiğini vurgulamıştır.
Nisan ayında kaydedilen enflasyon artışı, hükümet tarafında ekonomik canlılık açısından olumlu bir işaret olarak değerlendirilmekle birlikte, kısa vadeli görünüm açısından bazı riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu çerçevede, İngiltere Merkez Bankası’nın haziran ayında faiz indirimi kararını devam ettirmemesi beklenmekte olup, politika yapıcıların temkinli ve veri odaklı bir yaklaşım izlemeye devam edeceği öngörülmektedir. Önümüzdeki aylarda enerji ve konut maliyetlerindeki gelişmeler, iş gücü piyasasındaki ücret baskıları ve küresel ticaretteki belirsizlikler, enflasyonun seyri üzerinde belirleyici faktörler olmaya devam edecektir.
iii. Faiz Oranları ve Para Politikası
Dünya genelinde merkez bankaları, başta enerji ve mal fiyatlarındaki artışlar ile küresel tedarik zincirlerinde yaşanan darboğazlardan kaynaklanan yüksek enflasyona karşı 2021’den itibaren sıkılaştırıcı para politikaları uygulamaya başlamıştır. Ancak, 2023 yılı itibarıyla birçok ülkede enflasyonist baskıların hafiflemesiyle birlikte faiz oranlarında kademeli indirim süreci başlatılmıştır.
Birleşik Krallık’ta, İngiltere Merkez Bankası Para Politikası Komitesi (MPC), 8 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleştirdiği toplantıda politika faizini 0,25 puan düşürerek %4,25 seviyesine çektiğini duyurmuştur. Komite içinde görüş ayrılıkları dikkat çekmiş; beş üye bu indirimi desteklerken, iki üye 0,50 puanlık daha güçlü bir indirim yapılmasından yana oy kullanmış, diğer iki üye ise herhangi bir değişikliğe gidilmemesi gerektiği yönünde görüş bildirmiştir. Birleşik Krallık’ta 2021 yılı Aralık ayında %0,1 olan politika faizi 2023 yılı Ağustos ayında %5,25 seviyesine kadar yükselmişti.
Birleşik Krallık Faiz Oranları

Söz konusu faiz artışları, 2022 yılı Ekim ayında %11,1 ile zirve yapan enflasyona karşı uygulanmıştı. Ancak Eylül 2024 itibarıyla enflasyon %1,7’ye kadar gerilemiş, ardından 2024 sonu ve 2025 başında yeniden yükselme eğilimine girmiştir. Mart 2025’te TÜFE bazlı enflasyon %2,6 olarak kaydedilmiş olup, bu oran MPC’nin %2’lik hedefinin üzerinde kalmaktadır. 8 Mayıs’ta yayımlanan tahminlere göre, İngiltere Merkez Bankası enflasyonun 2025 yılının üçüncü çeyreğinde %3,5 seviyesine çıkacağını, ancak ardından kademeli olarak gerileyeceğini öngörmektedir. Buna karşın, enflasyonun %2 hedefinin altına inmesinin 2027 yılının ilk çeyreğinden önce gerçekleşmeyeceği tahmin edilmektedir.
İngiltere Merkez Bankası aynı zamanda parasal genişleme (quantitative easing – QE) programı kapsamında tuttuğu varlıkların toplam değerini azaltma sürecini sürdürmektedir. Banka, 30 Nisan 2025 itibarıyla varlık portföyünü zirve yaptığı £895 milyar seviyesinden £620 milyar seviyesine indirmiştir. Bu küçülme, tahvillerin vade sonunda itfa edilmesiyle ve bir kısmının aktif olarak piyasada satılması yoluyla gerçekleştirilmiştir. 2024 yılı Eylül ayında alınan karar doğrultusunda, Eylül 2025’e kadar varlıkların toplamda £100 milyar daha azaltılması hedeflenmektedir.
ABD’de ise FED, 7 Mayıs 2025 tarihinde sona eren para politikası toplantısında politika faizini %4,25 ila %4,50 aralığında sabit tutma kararı almıştır. FED Başkanı Jerome Powell, ekonomik görünüm üzerindeki belirsizliklerin özellikle ABD’nin yeni dış ticaret politikalarından kaynaklandığını vurgulamış ve bu çerçevede temkinli duruşun süreceğini belirtmiştir. FED ayrıca, varlık azaltım hızını Nisan 2025 itibarıyla aylık 60 milyar dolardan 40 milyar dolara düşürerek, bilanço küçültme sürecini yavaşlatmıştır.
Euro Bölgesi’nde Avrupa Merkez Bankası (ECB), 17 Nisan 2025 tarihinde gerçekleştirdiği toplantıda ana faiz oranlarını 0,25 puan indirerek, mevduat faizini %2,50 seviyesinden %2,25 seviyesine düşürmüştür. ECB, Haziran 2024’te başlattığı faiz indirimi döngüsü kapsamında yedinci kez faiz indirimi gerçekleştirmiştir. Piyasa beklentileri, ECB’nin 2025 yılı boyunca faiz indirimlerine devam edeceği yönündedir.
iv. Ücretler ve İşgücü Piyasası
Birleşik Krallık’ta Ocak-Mart 2025 döneminde çalışanların ortalama düzenli kazançlarındaki (ikramiyeler hariç) yıllık artış oranı %5,6 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran, bir önceki üç aylık dönemde kaydedilen %5,9 seviyesinden gerilemiş olup, son olarak Ağustos-Ekim 2024 döneminde bu seviyenin altında (%5,4) kaydedilmişti. Toplam kazançlara (ikramiyeler dahil) bakıldığında ise yıllık artış oranı %5,5 olarak ölçülmüş ve bu oran da bir önceki döneme göre düşüş göstermiştir (önceki oran %5,7). Ortalama haftalık kazançlar Mart 2025 itibarıyla toplam kazançlar için 722 sterlin, düzenli kazançlar için ise 671 sterlin olarak tahmin edilmiştir.
Özel sektörde yıllık düzenli ücret artış oranı %5,6 olarak gerçekleşmiş ve bu oran, Ekim-Aralık 2024 döneminde kaydedilen %5,9 seviyesinden aşağıdadır. Bu düzey, Temmuz-Eylül 2024 döneminde görülen %5,1 oranından sonraki en düşük seviyedir. Kamu sektöründe yıllık düzenli ücret artışı %5,5 olarak kaydedilmiş ve bir önceki dönemdeki %5,7’lik seviyenin gerisinde kalmıştır. Bu oran, en son Kasım 2024 – Ocak 2025 döneminde %5,2 olarak ölçülmüştü.
Ortalama Haftalık Ücret Yıllık Büyüme Oranları (Mevsimlikten Arındırılmış)

Sektörel bazda değerlendirildiğinde, Ocak-Mart 2025 döneminde ücret artışlarının büyük çoğunlukla güçlü seyrettiği görülmektedir. Toptan-perakende ticaret, otelcilik ve restoranlar sektörü %7,4 ile en yüksek düzenli ücret artış oranına sahip olurken, bunu %6,4 ile inşaat sektörü takip etmiştir. En düşük yıllık düzenli ücret artışı ise %4,0 ile finans ve iş hizmetleri sektöründe kaydedilmiştir. Toplam kazançlar açısından bakıldığında da tüm büyük sektörlerde güçlü artışlar gözlenmiş, özellikle inşaat sektöründe %7,8 ile en yüksek toplam kazanç artış oranı kaydedilmiştir.
İşgücü piyasası verilerine göre, 16 yaş ve üzeri nüfusta işsizlik oranı Ocak-Mart 2025 döneminde %4,5 olarak tahmin edilmiştir. Bu oran hem önceki döneme göre hem de geçen yılın aynı dönemine kıyasla yükselmiş olup işgücü piyasasında bir miktar zayıflama sinyali vermektedir. Erkeklerde işsizlik oranı %4,7’ye yükselirken, kadınlarda ise %4,4’e ulaşmıştır. Aynı dönemde işsiz sayısının yaklaşık 1,614 milyon kişi olduğu öngörülmektedir.
Birleşik Krallık işsizlik oranları (Mevsimsellikten arındırılmış)

İstihdam oranı ise %75,0 olarak ölçülmüş; erkeklerde bu oran %78,1, kadınlarda ise %72,0 seviyesinde gerçekleşmiştir. Ekonomik olarak aktif olmayan nüfus oranı ise %21,4 olup, bu oran hem bir yıl öncesine göre (%0,7 düşüş) hem de bir önceki çeyreğe göre (%0,2 düşüş) azalmıştır. Şubat 2025 itibarıyla istihdam edilen toplam kişi sayısının 33,9 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Ücret bordrosuna kayıtlı çalışan sayısı ise Nisan 2025 itibarıyla 30,3 milyon olarak tahmin edilmiştir. Bu rakam, Nisan 2024’e göre %0,3 (106.000 kişi) düşüş göstermiştir. En fazla artış sağlık ve sosyal hizmetler sektöründe (+87.000 kişi), en büyük düşüş ise konaklama ve yiyecek hizmetleri sektöründe (-107.000 kişi) kaydedilmiştir. Mart 2025’e kıyasla Nisan ayında bordroya kayıtlı çalışan sayısı 33.000 kişi azalmıştır. Ancak bu veriler erken tahminler olup, gelecek ay gelen yeni verilerle revize edilmesi beklenmektedir.
Açık iş pozisyonu sayısı da çeyreklik bazda düşüşünü sürdürmüş, Şubat-Nisan 2025 döneminde bir önceki üç aylık döneme göre 42.000 (%5,3) azalarak 761.000 seviyesine gerilemiştir. Bu, üst üste kaydedilen 34. çeyreklik düşüş olarak dikkat çekmektedir. Açık pozisyon sayısı bir yıl öncesine göre 131.000 (%14,7) azalmış; ayrıca COVID-19 öncesi Ocak-Mart 2020 seviyesinin 34.000 (%4,3) altına inmiştir. Aynı dönemde, her bir açık pozisyona karşılık gelen işsiz kişi sayısı 2,1 olarak ölçülmüştür. Bu oran, bir önceki çeyrekte 1,9 seviyesindeydi. Bu gelişme, iş gücü piyasasındaki arz-talep dengesinin işveren lehine değiştiğine işaret etmektedir.
İngiltere Merkez Bankası, Hazine Bakanı Rachel Reeves tarafından yürürlüğe konulan ve işverenlerin Ulusal Sigorta Katkılarını yıllık 25 milyar sterlin artıran düzenlemenin işgücü üzerindeki etkilerini yakından izlemektedir. Bu artışla birlikte ulusal asgari ücretin %6,7 oranında yükseltilmesi, işverenler açısından bordro maliyetlerini kayda değer ölçüde artırmıştır. İş dünyası temsilcileri, bu gelişmelerin düşük ücretli sektörlerde istihdamı baskılayabileceğini ve ücret artışlarında daha temkinli bir yaklaşımı zorunlu kılabileceğini belirtmiştir. Nitekim, işe alım sektöründen ManpowerGroup UK’in Genel Müdürü Michael Stull, son verilerin İngiliz işverenlerin çoğunluğunun güven algısının hâlen zayıf olduğunu gösterdiğini ve ekonomik belirsizliklerin karar alma süreçlerini zorlaştırdığını ifade etmiştir.
Genel tabloya bakıldığında, Birleşik Krallık iş gücü piyasası hâlen güçlü ücret artışları ve yüksek istihdam oranları ile dikkat çekmekle birlikte, açık iş pozisyonlarındaki düşüş ve işsizlik oranlarındaki hafif artış, yavaşlamaya dair işaretler vermektedir. Artan vergi yükü, yüksek iş gücü maliyetleri ve küresel ticaret ortamındaki kırılganlıklar, önümüzdeki dönemde istihdam ve ücret artışları üzerinde belirleyici olacaktır. Özellikle düşük marjlı sektörlerde işe alım dinamiklerinin baskı altına girmesi beklenmekte; iş gücü piyasasının dayanıklılığı açısından önümüzdeki çeyrek kritik bir eşik olarak değerlendirilmektedir.
v. Dış Ticaret
Mart 2025 döneminde Birleşik Krallık’ta toplam mal ithalatı cari fiyatlarla 0,4 milyar sterlin (%0,7) azalarak düşüş göstermiştir. Bu gerileme, AB dışı ülkelerden yapılan ithalatın 0,6 milyar sterlin (%2,5) azalmasından kaynaklanırken, AB ülkelerinden yapılan ithalatta 0,2 milyar sterlinlik (%0,9) bir artış gözlemlenmiştir. Aynı dönemde mal ihracatı ise 0,2 milyar sterlin (%0,8) artış kaydederek yükselmiş, bu artış büyük ölçüde AB ülkelerine yapılan ihracattaki büyümeden kaynaklanmıştır. AB’ye ihracat 0,2 milyar sterlin (%1,6) artarken, AB dışı ülkelere yapılan ihracat üst üste ikinci ay sabit kalmıştır.
AB ve AB Dışındaki Ülkelerden Yapılan Toplam İthalat (Mart 2022 – Mart 2025)

Mart 2025 itibarıyla AB’den yapılan ithalat, AB dışı ülkelerden yapılan ithalatın 2,8 milyar sterlin üzerinde gerçekleşmiş; öte yandan, AB’ye yapılan ihracat, AB dışı ülkelere yapılan ihracatın 2,5 milyar sterlin altında kalmıştır. Bu veriler, Birleşik Krallık’ın ticaret dengesinde AB ile olan açık pozisyonunun sürdüğüne işaret etmektedir.
AB’den yapılan ithalatın artışında yakıt ithalatındaki 0,4 milyar sterlinlik artış etkili olmuş, kimyasal ürünler ile gıda ve canlı hayvanlar ithalatında ise sınırlı artışlar kaydedilmiştir. Özellikle Hollanda, İsveç, Belçika ve Fransa’dan rafine petrol ithalatındaki artış, bu eğilimi desteklemiştir. Buna karşılık, Almanya’dan otomobil ithalatındaki düşüşe bağlı olarak makine ve ulaşım ekipmanları ithalatında 0,3 milyar sterlinlik bir azalma yaşanmıştır.
AB ve AB Dışındaki Ülkelere Yapılan Toplam İhracat (Mart 2022 – Mart 2025)

AB dışı ülkelerden yapılan ithalat, aynı dönemde toplamda 0,6 milyar sterlin azalmıştır. Bu düşüşün temel nedenleri arasında, ABD’den yapılan uçak ithalatındaki gerileme sonucunda makine ve ulaşım ekipmanlarında 0,3 milyar sterlinlik bir azalma yer almaktadır. Ayrıca, ABD ve Norveç’ten yapılan gaz ithalatındaki ve Katar’dan yapılan mücevher ithalatındaki düşüş nedeniyle yakıt ve çeşitli mamul ürün ithalatında da 0,2 milyar sterlinlik azalma gözlemlenmiştir.
Mart ayında AB’ye yapılan ihracat artışında, Hollanda’ya yönelik ham petrol sevkiyatındaki yükselişin etkisiyle yakıt ihracatında 0,2 milyar sterlinlik bir artış belirleyici olmuştur. AB dışı ülkelere ihracat sabit kalmış olmakla birlikte, içinde önemli hareketlilikler barındırmaktadır. Özellikle ABD’ye yapılan otomobil ihracatındaki artışla birlikte makine ve ulaşım ekipmanlarında 0,8 milyar sterlinlik yükseliş kaydedilmiştir. Ancak, bu artış; ABD’ye yönelik demir dışı metaller ihracatındaki ve Güney Kore’ye yapılan ham petrol ihracatındaki düşüşler nedeniyle sırasıyla 0,4 ve 0,3 milyar sterlinlik azalmalarla dengelenmiştir. Bu durum, AB dışı ihracatın toplamda durağan kalmasına neden olmuştur.
2 Nisan 2025 tarihinde ABD Başkanı Donald Trump, ABD’ye yapılan mal ithalatlarına yönelik yeni tarifeleri resmen ilan etmiştir. Buna göre, Birleşik Krallık’tan ithal edilen tüm mallara genel olarak %10 oranında gümrük vergisi uygulanmaya başlanmıştır. Buna ek olarak, çelik, alüminyum, otomobil ve otomobil parçası ithalatlarında %25 oranında daha yüksek gümrük vergileri uygulanması kararlaştırılmıştır. Hizmet ticareti bu kapsamın dışında tutulmuştur.
8 Mayıs 2025 tarihinde Birleşik Krallık hükümeti ile ABD yönetimi arasında bir ticaret anlaşması imzalandığı açıklanmıştır. Anlaşmaya göre, Birleşik Krallık’tan ABD’ye ihraç edilen ilk 100.000 otomobile %27,5 yerine %10 oranında gümrük vergisi uygulanacaktır. Ayrıca, çelik ve alüminyum ihracatında tüm tarifeler kaldırılmıştır. Bununla birlikte, diğer tüm ürünler için %10’luk genel tarife yürürlükte kalmaya devam etmektedir. Öte yandan, ABD'den ithal edilen ilk 1,4 milyar litre etanol ve 13.000 metrik ton sığır eti için tarifeler kaldırılmıştır.
Mart 2025’te ABD’ye yapılan mal ihracatı, değerli metaller dahil olmak üzere 0,1 milyar sterlin artmıştır. 2025 yılının ilk çeyreğinde (Ocak-Mart dönemi) ABD’ye yapılan toplam mal ihracatı 2,4 milyar sterlin artış göstermiştir. Aynı dönemde ABD’den yapılan ithalat, Mart ayında 0,2 milyar sterlin azalmış olsa da çeyreklik bazda 1,3 milyar sterlin artış kaydetmiştir. Böylece, Birleşik Krallık’ın ABD’ye yönelik mal ihracatı üst üste dördüncü ay artmış ve Ekim-Aralık 2022 döneminden bu yana en yüksek seviyesine ulaşmıştır.
Mart ayı itibarıyla açıklanan ticaret verilerinde ABD’nin uygulamaya koyduğu yeni tarifelerin doğrudan bir etkisi bulunmamaktadır. Ancak, ihracattaki artış trendi, tarifeler öncesinde ihracatçıların sevkiyatlarını hızlandırdığına ve ticaret davranışlarında değişim yaşandığına işaret etmektedir. Bu nedenle, gelecek dönemlerde açıklanacak verilerde ABD’ye yönelik ticarette gözlemlenecek yapısal değişimlerin dikkatle izlenmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
vi. Konut Piyasası
Birleşik Krallık konut piyasası, Mart ayında yaşanan fiyat düşüşünün ardından Nisan 2025’te hafif bir toparlanma göstermiştir. Halifax tarafından açıklanan verilere göre, Mart ayında %0,5 oranında gerileyen konut fiyatları, Nisan ayında aylık bazda %0,3 artış kaydetmiştir. Ortalama konut fiyatı bir önceki aya göre yaklaşık 882 sterlin artarak 297.781 sterlin seviyesine yükselmiştir. Böylece, konut fiyatları son altı aylık dönemde yalnızca 48 sterlinlik bir gerileme ile dikkat çekici bir fiyat istikrarı sergilemiştir.
Yıllık bazda ise konut fiyatlarındaki artış oranı Mart ayındaki %2,9 seviyesinden %3,2’ye yükselmiş ve 2025 yılı başından bu yana kaydedilen en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Halifax, yılın ilk çeyreğinde damga vergisi artışı öncesi yaşanan işlem yoğunluğunun ardından piyasanın sakinleştiğini, ancak alıcı ilgisinin halen görece güçlü kaldığını belirtmiştir. Mortgage faiz oranlarındaki düşüş ve ücret artışlarının genel enflasyonun üzerinde seyretmesi, konut satın alma gücünün kademeli olarak artmasına katkı sağlamaktadır.
Bölgesel bazda değerlendirildiğinde, Birleşik Krallık genelinde en hızlı yıllık fiyat artışı Kuzey İrlanda’da kaydedilmiştir. Bu bölgede konut fiyatları yıllık bazda %8,1 oranında artarak 208.220 sterlin seviyesine ulaşmıştır. Galler’de yıllık fiyat artışı %4,7’ye yükselmiş, ortalama konut fiyatı 229.079 sterlin olmuştur. İskoçya’da ise yıllık artış %4,6 düzeyinde gerçekleşmiş ve ortalama fiyat 214.011 sterlin olarak belirlenmiştir. İngiltere içinde en güçlü büyüme, %4,1 ile Kuzey Batı bölgesinde kaydedilmiş ve burada ortalama konut fiyatı 240.975 sterlin olarak ölçülmüştür.
Başkent Londra’da konut fiyatlarındaki yıllık artış %1,3 seviyesinde kalmış, bu oran ülke genelinin altında bir performansa işaret etmektedir. Ancak Londra, ortalama 543.346 sterlin ile hâlen Birleşik Krallık’ın en pahalı konut piyasası olma konumunu sürdürmektedir. En yavaş fiyat artışı ise %0,9 ile Güney Batı bölgesinde gözlemlenmiş, bu bölgede ortalama konut fiyatı 304.451 sterlin olarak hesaplanmıştır.
Konut satışlarına ilişkin HMRC tarafından yayımlanan verilere göre, Mart 2025’te mevsimsellikten arındırılmış konut satışları 177.370 adet olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam, Şubat ayına kıyasla %61,7’lik ciddi bir artışı ifade etmektedir. Üç aylık bazda (Ocak-Mart 2025) satış hacmi, bir önceki üç aya göre %31,6 oranında artmıştır. Yıllık karşılaştırmada ise, Mart 2024’e göre konut satışlarında %104,3 oranında artış kaydedilmiştir.
Buna karşılık, Bank of England verilerine göre konut kredisi onayları Mart ayında bir önceki aya göre %1,2 oranında azalarak 64.309 adede düşmüştür. Ancak, bu rakam Mart 2024’e kıyasla %4,5 daha yüksek seviyededir. Bu durum, konut finansmanına erişimin halen toparlanma eğiliminde olduğunu göstermektedir.
RICS (Royal Institution of Chartered Surveyors) tarafından yayımlanan Konut Piyasası Anketi sonuçları ise satış piyasasında zayıflamanın sürdüğüne işaret etmektedir. Mart ayında yeni alıcı talepleri net denge oranı %-16’dan %-32’ye, anlaşmaya varılan satışlar ise %-13’ten %-16’ya gerilemiştir. Yeni mülk listeleri de gerilemiş, +11 olan net denge oranı Mart ayında +6’ya düşerek Temmuz 2024’ten bu yana en düşük seviyesini kaydetmiştir.
Konut piyasasında kısa vadeli görünüm temkinli iyimserlik içermektedir. Ekonomik belirsizlikler ve yüksek borçlanma maliyetleri alıcılar üzerinde baskı oluşturmaya devam etse de, mortgage faiz oranlarının %4’ün altına gerilemesi ve ücretlerdeki artış, erişilebilirliğin kademeli olarak iyileşmesini sağlamaktadır. Bununla birlikte, artan hane giderleri nedeniyle tüketici fiyat enflasyonunda olası bir artış riski söz konusu olsa da, yıl içinde baz faiz oranlarında yeni indirimler beklentisi fiyatlara destek sağlayabilecek unsurlar arasında yer almaktadır.
Özellikle büyük şehirlerde ve işgücü piyasasının güçlü olduğu bölgelerde konut talebinin, arzın üzerinde seyretmeye devam etmesi beklenmektedir. Bu durum, fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır. Alternatif konut seçeneklerinin sınırlı olması, kira fiyatlarının yüksek seyri ve yeni inşaat maliyetlerinin artışı, piyasadaki temel yapısal sorunlar olarak varlığını sürdürmektedir. Bu bağlamda, yatırımcılar ve konut alıcıları açısından 2025’in ikinci yarısında fiyat dalgalanmalarına karşı dikkatli olunması ve finansal stratejilerin buna göre planlanması önem taşımaktadır.




Comments