Harcanabilir Gelir

Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) verilerine göre, Londra’da yaşayanlar ile Birleşik Krallık'ın geri kalanı arasındaki gelir farkı rekor seviyeye ulaştı. Başkentin ortalama brüt harcanabilir geliri ulusal ortalamanın %43 üzerinde olduğu belirtildi.

ONS tarafından geçen hafta yayınlanan verilere göre, Londra’daki hanelerin 2021'de kişi başına harcayabileceği ortalama gelir £31.094 iken bu rakam  £21.679 olan ulusal ortalamanın %43 üzerinde olduğu kaydedildi. Bu, verilerin tutulmaya başlandığı 1997 yılından bu yana en büyük fark oldu. 1997’de Londra ile ülke ortalaması arasındaki fark %22 iken, 2008'de %37'ye yükseldi. Londra'nın finans sektörü bankacılık krizinden kurtulup tekrar genişlemeye başlayıncaya kadar birkaç yıl süreyle aradaki fark kapanırken, krizden sonra yeniden farkın açılmaya başladığı görüldü.

2019 seçimleri öncesi Muhafazakar Parti Lideri Boris Johnson tarafından verilen Birleşik Krallık’ın ülke genelinde seviye yükseltme sözünün gerçeğe dönüşememesinde Londra dışındaki büyük şehirlerin düşük ekonomik performansları gösteriliyor. Brüt harcanabilir gelir, yardımlar da dahil olmak üzere vergi sonrası hane bütçelerinin bir ölçüsü iken, bu gelir Londra'da Birleşik Krallık'ın geri kalanının çoğundan önemli ölçüde daha yüksek olan konut maliyetlerini içermemektedir. ONS verileri, büyük oranda değişmeden kalan İskoçya ve Kuzey İrlanda dışında, diğer tüm bölgelerin kişi başına harcanabilir gelirde ulusal ortalamaya göre bir düşüş olduğunu göstermektedir. Buna sabit kalan ücretlere karşılık yaşam maliyetleri, konut kiraları, mortgage ödemeleri ve enerji fiyatlarındaki artışın sebep olduğu belirtilmektedir.

West Midlands'ta kişi başına harcanabilir gelir 1997'de ulusal ortalamanın %91'inden 2021'de %86'ya düştü. East Midlands'de aynı dönemde %91'den % 87'ye bir düşüş görüldü. Kuzey Doğu ve Kuzey Batıda harcanabilir gelirin sırasıyla 4,4 puan ve 3,7 puan düşüşle ulusal ortalamanın %81 ve %87'sine düştüğünü bildirildi. Birleşik Krallık'ta yapılan veri analizi, bölgesel eşitsizliklerin kök saldığını ve uzun süre devam ettiğini göstermektedir. Bu durumu inceleyen birçok uzman, çözümün sadece daha az avantajlı bölgelerdeki altyapı ve bağlantıların sürekli olarak geliştirilmesini değil, aynı zamanda Londra dışındaki daha verimli kümelenmelerin büyümesine olanak tanıyacak planlama ve arazi kullanımı reformlarını da içermesi gerektiğini belirtmektedir. Bu görüşler, bölgesel eşitsizliklerle başa çıkmak için gereken geniş kapsamlı bir yaklaşımı yansıtmaktadır.