İngiltere Merkez Bankası'nın Faiz İndirimi Kararı: Ekonomik Gelişmeler ve Etkiler
- A.Enes TEKCAN
- Feb 6
- 3 min read
İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025 yılına ilişkin ekonomik büyüme beklentilerini düşürerek politika faiz oranını çeyrek puan indirip %4,5 seviyesine çekti. Bu karar, durgunluk riskiyle karşı karşıya olan İngiltere ekonomisini canlandırmayı hedeflerken, küresel ekonomik belirsizlikler, enerji maliyetlerindeki artış ve enflasyon baskıları gibi çok yönlü sorunlarla mücadele edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Banka, 2025 yılı büyüme tahminini %1,5’ten %0,75’e indirirken, bu durumun enflasyon, istihdam ve yatırım ortamı üzerindeki etkilerinin yakından izleneceğini belirtti.
Faiz indirimi kararı, Merkez Bankası'nın Para Politikası Komitesi'nin tüm üyelerinin onayını aldı. Bununla birlikte, iki üyenin yarım puanlık bir indirim yönünde oy kullanması, ekonomideki kırılganlıkların bazı üyelerce daha ciddi bir sorun olarak değerlendirildiğini gösteriyor. BoE Başkanı Andrew Bailey, kısa vadede büyümenin daha zayıf seyredeceğini, ancak yılın ortasından itibaren toparlanma beklendiğini ifade etti. Resmi verilere göre, 2024’ün son çeyreğinde GSYİH’nın %0,1 oranında daraldığı tahmin edilirken, 2025’in ilk çeyreği için yalnızca %0,1 büyüme öngörülüyor. Bu durum, İngiltere ekonomisinin halen durgunluk riskini tamamen atlatamadığını ortaya koyuyor.
İngiltere Merkez Bankası Faiz Oranları

Faiz indirimi kararının ardından finansal piyasalarda hızlı tepkiler gözlemlendi. Londra Borsası’nda FTSE 100 endeksi rekor seviyelere ulaştı ve özellikle döviz kazancı yüksek sektörler olumlu performans sergiledi. İnşaat ve konut sektörü hisselerinde de değer artışı görüldü. Devlet tahvili getirileri 0,04 puan düşüşle %4,11 seviyesine kadar geriledi. Öte yandan, İngiliz Sterlini, dolar karşısında %1 değer kaybetti ve $1,238 seviyesine düştü. Sterlin’deki bu zayıflama, ithalat maliyetlerini artırma riski taşırken, döviz geliri elde eden şirketler açısından avantaj sağlayabilir.
Ekonomik büyüme beklentilerindeki bu revizyon, hükümetin ekonomik politikalarına yönelik eleştirileri de beraberinde getirdi. Maliye Bakanı Rachel Reeves, faiz indirimi kararını olumlu karşıladığını belirterek, kararın yaşam maliyetlerini hafifletmesini ve işletmelerin daha kolay finansman sağlamasını beklediğini ifade etti. Ancak Reeves, büyüme hızının hala hedeflenen seviyenin gerisinde olduğunu belirtti. Hükümetin 2024 yılında aldığı Ulusal Sigorta primlerindeki artış kararı, işletmeler tarafından eleştirilmeye devam ediyor. İş dünyası temsilcileri, bu artışın yatırım kararlarını olumsuz etkileyeceğini, maliyet baskılarını artıracağını ve işten çıkarmalara yol açabileceğini savunuyor.
İngiltere Merkez Bankası Kasım 2024 ve Şubat 2025 Aylarındaki Büyüme Tahminleri

Banka, enflasyonun 2025 yılının üçüncü çeyreğinde %3,7 seviyesine yükseleceğini, ancak 2027 sonunda %2 hedefine ulaşmasını bekliyor. Bu beklenti, özellikle enerji ve su fiyatlarının etkisiyle oluşan maliyet artışlarına bağlı. Enflasyon baskılarının sürmesi, Merkez Bankası’nın faiz politikalarında temkinli bir yaklaşımı zorunlu kılıyor. Başkan Bailey, faiz indirimi sürecinin piyasa beklentilerinden daha yavaş bir hızda ilerleyebileceğini belirterek, kararların küresel ekonomik koşullara bağlı olarak toplantı bazında değerlendirileceğini vurguladı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın uluslararası ticarette tarifeler uygulama ihtimali, İngiltere ekonomisi üzerinde risk unsuru oluşturan bir başka faktör olarak değerlendiriliyor. Trump yönetiminin tarifelerinin, ticaret hacmini azaltarak küresel ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Ancak Merkez Bankası, tarifelerin enflasyon üzerindeki etkilerini henüz tahminlerine yansıtmadı. Bu durumun, ülkeler arasındaki ticari ilişkilerin ve karşılıklı önlemlerin nasıl şekilleneceğine bağlı olduğu ifade ediliyor.
Faiz indirimi kararının bir diğer etkisi, konut kredisi piyasasında hissedildi. Takip edilebilir faizli mortgage sahibi yaklaşık 629 bin kişi, aylık ödemelerinde ortalama 29 sterlinlik bir düşüş bekliyor. Bununla birlikte, sabit faizli kredilere sahip olanların kısa vadede bu değişimden etkilenmesi beklenmiyor. Faiz indirimi, aynı zamanda tasarruf sahipleri için daha düşük getirilere yol açabilir. Bu durum, özellikle finansal planlamalarını tasarruf üzerine kuran hanehalkları üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
Ekonomik büyüme tahminlerindeki gerileme, hükümetin bütçe planlamaları üzerinde de baskı yaratmaktadır. Bütçe Sorumluluğu Ofisi'nin (OBR) tahminlerini Merkez Bankası'nın öngörüleriyle uyumlu hale getirmesi durumunda, vergi gelirlerinin hedeflerin altında kalması bekleniyor. Bu, kamu harcamalarında kısıtlamalara veya vergi artışlarına neden olabilecek bir dengesizlik yaratabilir. Maliye Bakanlığı'nın, bu gelişmeler ışığında harcama politikalarını gözden geçirmesi gerekeceği öngörülmektedir.
Sonuç olarak, İngiltere Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararı, ekonomiyi canlandırmak ve enflasyonu kontrol altında tutmak amacıyla alınmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak bu kararın etkilerinin ne ölçüde başarılı olacağı, yerel ve küresel ekonomik koşullara bağlı olarak değişebilir. Ekonomideki kırılganlıklar ve belirsizlikler, özellikle yatırım ve tüketim kararlarını etkileyebilir. Banka'nın gelecekteki faiz politikalarında dengeli ve dikkatli bir strateji izlemesi, sürdürülebilir ekonomik toparlanma açısından kritik önem taşımaktadır. Bu süreçte, piyasa beklentilerinin yönetilmesi ve finansal istikrarın korunması hükümetin ve Merkez Bankası'nın temel hedefleri arasında yer almalıdır.
Kommentare