Türkiye’nin Birleşik Krallık’a İhracatı: 2024 Yılı Değerlendirmesi
- A.Enes TEKCAN
- Feb 21
- 9 min read
Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki ticari ilişkiler, son yıllarda istikrarlı bir şekilde gelişmiş ve farklı sektörlerde derinleşerek her iki ülke açısından stratejik bir önem kazanmıştır. Küresel ekonomik dalgalanmalara rağmen, Türkiye’nin Birleşik Krallık’a yönelik ihracat hacmi artmaya devam etmekte olup, bu eğilim iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin güçlendiğini ortaya koymaktadır. Bu durum, Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki ticaretin sürdürülebilir ve uzun vadeli bir çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.
Son on yılın ticaret verilerine bakıldığında, Türkiye’nin Birleşik Krallık’a ihracatında belirgin bir artış eğilimi gözlemlenmektedir. 2014 yılında 10,22 milyar dolar seviyesinde olan ihracat, 2024 itibarıyla 15,29 milyar dolara yükselerek yaklaşık %50 oranında artış kaydetmiştir. Bu dönemde bazı dalgalanmalar yaşansa da genel trendin yukarı yönlü olduğu görülmektedir. Özellikle 2017 yılında yaşanan düşüşün ardından, 2018’den itibaren ihracatta kademeli bir toparlanma gerçekleşmiş ve 2021 yılında 13,71 milyar dolarla önemli bir zirve yakalanmıştır. 2023 yılında 12,46 milyar dolara gerileyen ihracat, 2024’te yeniden yükselişe geçerek son on yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır.
Türkiye’nin Birleşik Krallık’a Yönelik Dış Ticaret Rakamları

İthalat tarafında ise daha istikrarlı bir seyir dikkat çekmektedir. Türkiye’nin Birleşik Krallık’tan yaptığı ithalat, 2014 yılında 6,20 milyar dolar seviyesindeyken, 2024 yılında 6,85 milyar dolara ulaşmıştır. İhracata kıyasla daha sınırlı bir değişim gösteren ithalat rakamları, Türkiye’nin Birleşik Krallık ile olan dış ticaretinde ihracat ağırlıklı bir yapıya sahip olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu çalışmada, Türkiye'nin Birleşik Krallık’a yönelik ihracatına odaklanılarak sektörel dağılım, ticaret hacmindeki değişimlerin nedenleri ve ihracatın geleceğine yönelik öngörüler ele alınacaktır. Küresel ekonomideki gelişmelerin ve ticaret politikalarındaki değişimlerin Türkiye’nin Birleşik Krallık’a ihracatına etkileri analiz edilerek, bu ticaretin dinamikleri kapsamlı bir şekilde değerlendirilecektir.
I. Sektörel Değerlendirme
Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki ticari ilişkiler, 2024 yılında dikkat çekici bir büyüme kaydetmiştir. Türkiye’nin Birleşik Krallık’a ihracatı, 2023 yılına kıyasla %22,6 artarak 12,46 milyar dolardan 15,29 milyar dolara yükselmiştir. Bu dönemde Birleşik Krallık, Almanya ve ABD’den sonra en fazla ihracat yapılan ülke olmuştur. Bu artış, Türkiye’nin küresel ihracat büyüme oranı olan %2,4’ü önemli ölçüde aşmış ve Birleşik Krallık’ın Türkiye için giderek daha stratejik bir ticaret ortağı haline geldiğini göstermiştir. İthalat tarafında ise daha sınırlı bir değişim görülmüş, Türkiye’nin Birleşik Krallık’tan ithalatındaki pay %0,6’dan %0,8’e yükselmiştir.
2024 yılı verilerine bakıldığında, Türkiye’nin Birleşik Krallık’a yönelik ihracatında sektörel bazda önemli değişimler yaşandığı görülmektedir. Geçtiğimiz yıl itibarıyla otomotiv, kimyevi maddeler ve mücevherat sektörlerinde kayda değer artışlar gözlemlenirken, tekstil ve makine-teçhizat sektörlerinde daha durağan bir seyir izlenmiştir.
Sektörlere Göre İhracat Rakamları

a. Mücevherat
Mücevherat sektörü, 2024 yılında Türkiye’nin Birleşik Krallık’a ihracatında en dikkat çekici büyümeyi kaydeden sektör olmuştur. 2023 yılında 160,8 milyon dolar seviyesinde olan ihracat, 2024’te 1,27 milyar dolara ulaşarak yaklaşık %690 oranında bir artış göstermiştir. Bu olağanüstü yükselişin temel nedenlerinden biri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın altın rezervleriyle ilgili uyguladığı politikalar çerçevesinde İngiltere’de rezerv tutma stratejisidir. Bunun yanı sıra, küresel piyasalarda altın ve değerli taşlara olan talebin artması, Türk mücevher sektörünün rekabetçi fiyatlandırma avantajı ve yüksek işçilik kalitesi, ihracattaki bu büyümeyi destekleyen diğer önemli faktörlerdir.
Ancak, altın ticaretinde Türkiye’nin merkez bankası politikalarına bağlı olarak dalgalanmalar yaşandığı gözlemlenmektedir. Bu çerçevede, Türkiye bazı yıllarda yüksek ihracat fazlası verirken, diğer yıllarda dış ticaret açığı ile karşı karşıya kalabilmektedir. Mücevherat sektöründeki ihracat artışının sürdürülebilirliği, Türkiye’nin küresel mücevher pazarındaki konumunun yanı sıra, merkez bankasının altın ticareti politikalarına yönelik düzenlemelerine de bağlı olacaktır.
Birleşik Krallık’ın Türkiye’nin toplam mücevher ihracatındaki payı 2023 yılında %1,2 seviyesinde iken, 2024 yılında bu oran %9,8’e yükselmiştir. Bu artış, Türkiye’nin Birleşik Krallık pazarındaki konumunun güçlendiğini ve mücevher sektörünün Türkiye’nin Birleşik Krallık ile olan ticaretinde stratejik bir alan haline geldiğini göstermektedir. Ancak, bu hızlı büyümenin uzun vadeli istikrar kazanabilmesi için, Türkiye’nin mücevher sektöründe markalaşmaya odaklanması, pazarlama stratejilerini güçlendirmesi ve ticaret politikalarındaki olası değişimlere karşı esnek bir yaklaşım benimsemesi gerekecektir.
b. Otomotiv ve Yan Sanayi
Otomotiv ve yan sanayi sektörü, Türkiye’nin Birleşik Krallık’a yönelik ihracatında en büyük paya sahip sektör olarak öne çıkmakta olup, 2023 yılında 3,16 milyar dolar olan ihracat, 2024 yılında %26,2 oranında artarak 3,98 milyar dolara ulaşmıştır. Bu güçlü büyüme, Türkiye’nin otomotiv sektöründe küresel tedarik zincirindeki değişimlerden faydalanarak rekabet gücünü artırdığını ve Avrupa pazarında olduğu gibi Birleşik Krallık’ta da önemli bir tedarikçi konumuna geldiğini göstermektedir. Türkiye’nin Birleşik Krallık’a yönelik toplam ihracatı içerisinde otomotiv sektörünün payı 2023 yılında %8,7 seviyesinde iken, 2024 yılında %10,6’ya yükselmiş olup, bu sektörün ikili ticari ilişkilerde kilit bir konuma ulaştığını ortaya koymaktadır.
Öte yandan, sektörün toplam ihracat rakamlarındaki büyümesine rağmen, Türkiye’nin Birleşik Krallık’ın toplam otomotiv ithalatından aldığı pay halen görece düşük seviyelerde kalmaktadır. 2023 yılında %0,7 olan bu oran, 2024 yılında ancak %1,0 seviyesine ulaşabilmiştir. Bu durum, Türkiye’nin Birleşik Krallık pazarında mevcut ihracat hacmini artırma potansiyeline sahip olduğunu ve sektörün uzun vadeli büyüme stratejilerinin bu pazara yönelik daha fazla odaklanması gerektiğini göstermektedir.
Birleşik Krallık otomotiv endüstrisi, elektrikli ve hibrit araçlara yönelik dönüşüm süreci içinde olup, içten yanmalı motorlu araçların kademeli olarak devre dışı bırakılması yönünde ciddi politikalar uygulamaktadır. Türkiye’nin otomotiv sektörü, katma değeri yüksek elektrikli araç bileşenleri, batarya teknolojileri ve çevreci üretim çözümlerine yönelik yatırımlarını artırarak bu dönüşüme daha etkin şekilde entegre olabilirse, Birleşik Krallık pazarındaki rekabet avantajını güçlendirebilir. Bununla birlikte, sektörde üretim ve lojistik maliyetlerinin optimize edilmesi ve ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik ikili anlaşmaların geliştirilmesi, Türkiye’nin bu pazardaki payını artırması açısından kritik öneme sahiptir.
Önümüzdeki dönemde, Türkiye’nin otomotiv ihracatında sürdürülebilir büyümenin sağlanabilmesi için teknoloji odaklı yatırımların teşvik edilmesi, tedarik zinciri entegrasyonunun güçlendirilmesi ve markalaşmaya yönelik stratejilerin benimsenmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, sektörün Birleşik Krallık otomotiv ekosisteminde daha etkin bir rol oynayabilmesi için, mevcut ticari iş birliklerinin geliştirilmesi ve yerli üreticilerin bu pazardaki farkındalığının artırılması stratejik bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır.
c. Kimyevi Maddeler
Kimyevi maddeler sektörü, 2024 yılında Türkiye’nin Birleşik Krallık’a ihracatında güçlü bir büyüme kaydederek 2023 yılına kıyasla %38,2 artışla 1,3 milyar dolardan 1,8 milyar dolara ulaşmıştır. Bu artış, Türkiye’nin kimya endüstrisindeki rekabetçiliğini artırdığını ve Birleşik Krallık sanayisine yönelik önemli bir tedarikçi konumuna geldiğini göstermektedir. Sektör genelinde en büyük sıçrama, mineral yakıtlar ve petrokimya ürünlerinde yaşanmış olup, ihracatın 838,9 milyon dolara yükselmesi, enerji ve kimya sektörlerindeki küresel talep artışının Türkiye lehine şekillendiğini ortaya koymaktadır. Plastik ve plastik ürünleri segmenti de büyümeye devam ederken, kozmetik ve tuvalet preparatları ihracatında da dikkate değer bir yükseliş görülmüştür.
Buna karşılık, organik ve inorganik kimyasallar gibi bazı alt sektörlerde ihracatın düşüş göstermesi, küresel hammadde fiyatlarındaki dalgalanmaların ve değişen sanayi taleplerinin Türkiye’nin ihracat performansını etkilediğini göstermektedir. Hijyen ve temizlik kimyasallarındaki gerileme, pandeminin etkisinin azalması ve piyasa doygunluğu gibi faktörlere bağlanabilir. İlaç ve farmasötik ürünler segmentinde ihracatın neredeyse sabit kalması, Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini tam anlamıyla kullanamadığını düşündürmektedir.
Türkiye’nin kimyevi maddeler ihracatında Birleşik Krallık’ın payı 2023’te %2,9 iken, 2024’te %4,0’a yükselerek bu ülkenin Türkiye için büyüyen bir pazar olduğunu ortaya koymuştur. Ancak, Birleşik Krallık’ın toplam kimyasal ithalatı içinde Türkiye’nin payının halen sınırlı seviyede olması (2024 yılı için %1,3), bu alanda daha fazla büyüme potansiyeli bulunduğunu göstermektedir. Sektörün uzun vadede daha sürdürülebilir bir büyüme sağlayabilmesi için Türkiye’nin, yüksek katma değerli kimyasallar, ilaç ve ileri teknoloji içeren kimyasal ürünler üretimine yönelmesi gerekmektedir. Özellikle yeşil kimya, biyo-bazlı ürünler ve yenilikçi petrokimya çözümleri gibi alanlarda yatırımların artırılması, Türkiye’nin Birleşik Krallık pazarındaki konumunu daha da güçlendirebilir.
d. Tarım-Gıda
Tarım, gıda ve hayvancılık sektöründe de ihracatta %16,6 oranında bir artış gözlemlenmiş, 2023 yılında 888 milyon dolar seviyesinde olan ihracat, 2024’te 1,03 milyar dolara ulaşmıştır. Türkiye’nin tarım ve gıda sektöründeki ihracatında Birleşik Krallık’ın payı %3,2’ye yükselmiştir. Bu alanda, yenilebilir meyve ve sert kabuklu yemişler kategorisi en yüksek ihracat hacmine ulaşmış ve 2023’te 220,1 milyon dolar olan ihracat, 2024 yılında 286,7 milyon dolara yükselerek kayda değer bir büyüme göstermiştir (Sultana ihracatı 2024’te 150 milyon doları aşmıştır). Balık ve deniz ürünleri segmenti de büyümesini sürdürerek, 2023’te 155,6 milyon dolar olan ihracatını 2024’te 157,9 milyon dolara çıkarmıştır. Ayrıca, hazır gıda ürünleri, şekerleme ve unlu mamuller gibi işlenmiş gıda ürünlerinde de artış kaydedilmiş olup, tahıl ve un bazlı ürün ihracatı 49 milyon dolardan 58,4 milyon dolara yükselmiştir.
Türkiye’nin tarım ve gıda ihracatının sürdürülebilir şekilde büyümesi ve küresel rekabet gücünün artırılabilmesi için, Birleşik Krallık ile yürürlükte olan Serbest Ticaret Anlaşması’nın (STA) kapsamının genişletilmesi büyük önem taşımaktadır. Mevcut STA, sanayi ürünleri ticaretine odaklanırken, tarım ve gıda sektöründeki düzenlemeler büyük ölçüde sınırlı kalmaktadır. Oysa ki Türkiye, tarım ürünleri konusunda geniş bir ihracat yelpazesine sahip olup, yüksek katma değerli organik ürünler, işlenmiş gıda ve özel beslenme ürünleri gibi alanlarda Birleşik Krallık pazarında daha fazla pay alabilecek konumdadır. Bu çerçevede, STA’nın tarım ürünlerini kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi, Türkiye’nin rekabet avantajını güçlendirecek ve çiftçiden üreticiye kadar tüm tedarik zincirini olumlu yönde etkileyecektir.
Diğer taraftan, Türkiye’nin tarım ve gıda sektöründe sürdürülebilir büyümesini koruyabilmesi için, organik ve doğal gıda üretimine yönelik yatırımların artırılması, pazarlama stratejilerinin geliştirilmesi ve tedarik zinciri verimliliğinin optimize edilmesi kritik önem taşımaktadır. Özellikle sağlıklı ve katkısız gıdalara yönelik artan küresel eğilim göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin bu alandaki fırsatları değerlendirmesi, ihracat hacmini daha da yukarı taşıyabilecektir.
e. Hazır Giyim & Tekstil
Hazır giyim ve tekstil sektörü, Türkiye’nin Birleşik Krallık’a yönelik ihracatında önemli bir yer tutmasına rağmen, 2024 yılında %2,3’lük bir düşüşle 2,23 milyar dolardan 2,18 milyar dolara gerilemiştir. Türkiye’nin tekstil ihracatında Birleşik Krallık’ın payı %6,4 seviyesinde sabit kalmasına rağmen, küresel rekabetin yoğun olduğu bu sektörde, Asya’daki düşük maliyetli üreticilerin pazardaki etkisinin arttığı görülmektedir. Türkiye’nin kaliteli üretimi, esnek üretim kabiliyeti ve hızlı tedarik avantajına sahip olmasına rağmen, artan üretim maliyetleri ve fiyat baskısı nedeniyle rekabet gücünün zayıfladığı görülmektedir.
Alt sektörler incelendiğinde, en büyük ihracat kalemlerinden biri giyim eşyaları ve aksesuarları (örme veya örme olmayan ürünler) olmuştur. 2024 yılında örme giyim ve aksesuar ihracatı 1,05 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiş, ancak bu segmentte önceki yıla göre kayda değer bir büyüme sağlanamamıştır. Benzer şekilde, örme olmayan giyim ve aksesuarlar ihracatı da 432,7 milyon dolardan 390,8 milyon dolara gerileyerek sektördeki genel düşüşe katkıda bulunmuştur. Bu durum, İngiltere’de tüketici harcamalarındaki değişimler ve tedarik zincirlerindeki dönüşümün Türkiye’ye olan talebi sınırlamış olabileceğini göstermektedir.
Sektörün küresel rekabetteki konumunu koruyabilmesi için, sürdürülebilir üretim stratejileri ve katma değerli ürünlere yönelik yatırımların artırılması kritik önem taşımaktadır. Türkiye’nin Avrupa ve İngiltere pazarında daha güçlü bir yer edinmesi için, yenilikçi tekstil teknolojileri, sürdürülebilir malzemeler ve markalaşmaya yönelik adımların hızlandırılması gerekmektedir. Özellikle organik ve geri dönüştürülmüş tekstil ürünlerine yönelik talebin arttığı bir dönemde, Türkiye’nin bu alanlara odaklanarak rekabet avantajını güçlendirmesi, sektördeki mevcut durgunluğu aşmasına katkı sağlayacaktır.
f. Makine-Teçhizat
Makine ve teçhizat sektöründe ihracat genel olarak durağan bir seyir izlemiş ve 2024 yılında yalnızca %1,5’lik bir artışla 2,67 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Alt sektörlerde farklı eğilimler görülmüş olup, bazı dayanıklı tüketim mallarında düşüş yaşanırken, elektrikli ekipman ve endüstriyel makinelerde sınırlı da olsa artış kaydedilmiştir.
Soğutucu ve dondurucu cihazlar ihracatı 2023 yılında 281,4 milyon dolar seviyesindeyken, 2024’te 245,7 milyon dolara gerileyerek %12,7 oranında bir düşüş göstermiştir. Benzer şekilde, çamaşır makineleri ihracatı da %10 oranında gerileyerek 166 milyon dolara düşmüştür. Bu gerilemeler, tüketici elektroniğinde küresel rekabetin artması ve hanehalkı talebinin değişmesi ile ilişkilendirilebilir. Ancak, yıkama, kurutma ve ütüleme makineleri kategorisinde ihracat %36 artarak 138,8 milyon dolara çıkmıştır.
Elektrikli ekipman segmentinde ise bazı kalemlerde büyüme görülmüştür. İzoleli teller ve kablolar ihracatı %12’lik bir büyüme ile 792,9 milyon dolara yükselmiş ve sektörün en büyük ihracat kalemlerinden biri olmaya devam etmiştir. Buna karşılık, monitör ve projeksiyon cihazları segmenti, 2023 yılına göre %19’luk bir düşüşle 224 milyon dolara gerilemiştir. Bu düşüş, özellikle elektronik bileşenlere yönelik küresel tedarik zincirindeki değişimlerin ve piyasa talebinin azalmasının bir sonucudur.
II. En Çok İhraç Edilen Ürünler
Türkiye’nin Birleşik Krallık’a yönelik ihracatında en fazla paya sahip olan ürün grupları incelendiğinde, otomotiv, değerli metaller, elektrik-elektronik ve tekstil sektörlerinin ön planda olduğu görülmektedir. Otomotiv sektörü, ihraç edilen en yüksek değerli ürünleri barındırmakta olup, ticari araçlar ve binek otomobillerde belirgin bir artış gözlemlenmiştir. Dizel veya yarı dizel motorlu ticari araçlar ihracatı 2023’te 1,18 milyar dolar iken, 2024’te %29 artarak 1,53 milyar dolara ulaşmıştır. Binek otomobiller (HS 870321100000) kategorisinde de benzer bir büyüme yaşanmış, ihracat 407 milyon dolardan 466 milyon dolara çıkmıştır. Türkiye’nin otomotiv sektöründeki rekabet avantajını artırmaya devam ettiği ve Birleşik Krallık’ın ticari araç segmentinde Türkiye’yi önemli bir tedarikçi olarak konumlandırdığı görülmektedir. Bununla birlikte, elektrikli araç ihracatı henüz sınırlı seviyelerde olup, Türkiye’nin bu alanda pazar payını artırabilmesi için üretim kapasitesini geliştirmesi ve inovasyon odaklı yatırımlar yapması gerekmektedir.
Altın ve değerli metaller de Türkiye’nin Birleşik Krallık’a ihracatında en yüksek paya sahip ürünler arasında yer almaktadır. İşlenmemiş standart altın (HS 710812000013) ihracatı 2023 yılında 54,1 milyon dolar seviyesindeyken, 2024’te yaklaşık 22 kat artarak 1,19 milyar dolara ulaşmıştır. Bu olağanüstü artış, Türkiye’de altın ticaretine yönelik uygulanan merkez bankası politikaları ve küresel piyasalardaki altın talebinin yükselmesi ile açıklanabilir. Ancak, bu tür ani yükselişlerin uzun vadede sürdürülebilir olup olmadığı belirsizdir ve dış ticaret dengesi açısından dikkatle izlenmesi gereken bir alan olarak öne çıkmaktadır.
Elektrik ve elektronik ürünler kategorisinde de dikkate değer bir büyüme yaşanmıştır. İzoleli teller ve kablolar (HS 854449910000) ihracatı 2023 yılında 296 milyon dolar seviyesindeyken, 2024’te %18 artarak 350 milyon dolara yükselmiştir. Aynı zamanda, düşük gerilimli elektrik telleri (HS 854449190000) kategorisinde de artış devam etmiş ve ihracat 232 milyon dolardan 264 milyon dolara çıkmıştır. Bu büyüme, Birleşik Krallık’ın altyapı yatırımları, yenilenebilir enerji projeleri ve endüstriyel üretim süreçlerinde artan elektrikli bileşen talebinin bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Ancak, elektronik cihazlar ve televizyonlar (HS 852872200000) gibi bazı tüketici elektroniği kategorilerinde gerileme yaşanmış ve ihracat 2023’te 914 milyon dolarken, 2024’te 801 milyon dolara düşmüştür.
En Çok İhraç Edilen Ürünler

Tekstil ve hazır giyim sektörü ise Türkiye’nin geleneksel ihracat kalemlerinden biri olmayı sürdürmektedir. Pamuklu giysiler (HS 610910000000) ihracatı 2023’te 172 milyon dolar seviyesinde iken, 2024’te 177 milyon dolara yükselmiştir. Ancak, sektör genelinde yüksek maliyetler ve artan rekabet baskısı nedeniyle büyüme oranı görece düşük kalmıştır. Buna karşılık, çamaşır kurutma makineleri (HS 845012000000) gibi dayanıklı tüketim mallarında güçlü bir artış gözlemlenmiş ve ihracat %22 büyüyerek 94 milyon dolardan 115 milyon dolara çıkmıştır. Bu durum, Türkiye’nin sadece düşük maliyetli tekstil ürünleriyle değil, aynı zamanda ev aletleri ve teknoloji odaklı üretimle de Birleşik Krallık pazarında yer edinmeye çalıştığını göstermektedir.
Genel olarak bakıldığında, Türkiye’nin Birleşik Krallık’a ihracatında geleneksel güçlü sektörler olan otomotiv, değerli metaller ve elektrik-elektronik alanlarında büyüme devam ederken, bazı segmentlerde küresel rekabetin etkisiyle yavaşlamalar yaşandığı görülmektedir. Otomotivde elektrikli araçlara geçiş sürecinin hızlandırılması, tekstilde sürdürülebilir üretim modellerine ağırlık verilmesi ve elektronik sektöründe yüksek katma değerli ürünlere yönelinmesi, Türkiye’nin ihracattaki rekabet gücünü artırmasına katkı sağlayacaktır.
III. Genel Değerlendirme
Türkiye’nin Birleşik Krallık’a ihracatı 2024 yılında güçlü bir artış göstermiştir. Mücevherat, otomotiv ve kimyevi maddeler sektörlerinde büyük sıçramalar yaşanırken, tekstil ve makine gibi geleneksel sektörlerde daha durağan bir tablo ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin Birleşik Krallık pazarındaki konumunu güçlendirebilmesi için rekabet avantajını sürdürülebilir kılacak yenilikçi stratejiler geliştirmesi ve özellikle gerileme yaşayan sektörlerde yeni açılımlar yapması gerekmektedir. Bu çerçevede, katma değeri yüksek ürünlere yönelme, üretim süreçlerinde dijitalleşme ve pazarlama stratejilerinin güçlendirilmesi, ihracatın sürdürülebilir büyümesini destekleyecek temel unsurlar olarak öne çıkmaktadır.
Önümüzdeki dönemde, Türkiye'nin Birleşik Krallık ile ticaret hacmini daha da artırabilmesi için inovasyon odaklı üretim stratejilerine ağırlık vermesi ve pazarlama faaliyetlerini güçlendirmesi kaçınılmaz bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır. Bu doğrultuda, sanayi, teknoloji ve sürdürülebilirlik odaklı ihracat modellerinin teşvik edilmesi, Türkiye'nin küresel ticaret dinamiklerindeki konumunu güçlendirecektir. Türkiye’nin mevcut ihracat ivmesini sürdürebilmesi halinde, Birleşik Krallık pazarı önümüzdeki yıllarda ülkenin en önemli ticaret destinasyonlarından biri olma potansiyeline sahiptir.
EK: Sektörel İhracat Rakamları

Comments